Büyük koalisyon: ABD-NATO emrinde Türk Kürt Arap ordusu

Bu yazının konusu NATO’nun Ortadoğu ordusu oluşturma konsepti ve onun ana ayağı konumundaki  “koalisyon”.
Türkiye’de koalisyon görüşmeleri nasıl gidiyormuş, erken veya tekrar seçim var mıymış, Kılıçdaroğlu’ya da görev verilmeli miymiş, 12 Eylül’de Davutoğlu kongreyi çağırmış mıymış, seçim hükümetine birileri bakan verecek veya vermeyecek miymiş, zenginin malı züğürde sakız olmuş.
Gayrinizami Başkan, Beştepe’de Ontepe’de sadece keklik uçurmuyor, sadece muhtarlarla görüşmüyor.
Dağda ovada gençlerimiz öle dursun birilerinin gemisi yürüyor.
Zenginin işi görülüyor, Ortadoğu’nun defteri dürülüyor.
ABD’nin, NATO’nun, batı derin devletlerinin işi kökten görülüyor. Batı emperyalizminin işi görülüyor. Türk Ordusu NATO’ya halka sorulmadan, referanduma gidilmeden, koalisyon pazarlığında bile yer almadan, toptan hizmete sunuluyor. Hıristiyanlara, Yahudilere mi bilemem, öyle söylenmesi de çok uygun düşmez ama Batı sermayesine uşaklıkta çocuklarımızın kanları çok rahat kırmızı halı gibi birilerinin ayağının altına seriliyor.
Her tarafımızdan kan damlıyor. Her damlayan kanla yakın temas bulunuyor.
Bu kanda sadece yarı Başkan ve AKP’nin değil CHP’nin de, MHP’nin de, HDP’nin de, akademisyenlerin, aydınların… buna karşı çıkmayan siyasal veya sivil aktörlerin de, her bir kişiyi özne kabul ettiğimize göre her zekası yerinde yurttaşın da vebali, dahli bulunuyor.
ABD’ye hizmete, Ortadoğu’yu yakma yıkma koalisyonuna imza verilmiş bulunuluyor.
Türkiye’nin 1950’lerdeki Kore politikası neyse, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü neyse, bugün daha ağır bir sürece, Ortadoğu’da Müslüman’ı Müslüman’a kırdırma projesinin en temel ayağına doğrudan imza atılmış, gençlerimizin kanı NATO’ya, Batı çıkarlarına kurban verilmiş bulunuyor.
Patriotlar laf ola.
Hükümet kuruldu mu kurulmadı mı laf ola.
Hükümet kimle kurulacak, seçim ne olacak, hepsi laf ola.
Kamuoyu yoklamaları kimi indirmiş kimi bindirmiş laf ola.
Koca koca boş laflar bir yana büyük koalisyon çoktan kurulmuş,
Türkiye’nin en ağır, en tehlikeli koalisyonu ABD ile, Suudi Arabistan’la yapılan koalisyonudur ki, çoktan kurulmuş.
Savaş uçakları İncirlik başta olmak üzere Anadolu’nun her yerine konarken gazetelere bazı ayrıntılar düşmeye başlamış:
“Türkiye ile ABD arasındaki genel mutabakat ve harekat planının dışında yürürlükte olan bir ‘koalisyon harekat planı’ bulunuyor. Türkiye de Genelkurmayın attığı imzayla koalisyonun aktif bir üyesi olarak söz konusu planın ortaklarından ve uygulayıcılarından biri olmuş.”
Bu plan 40-50 yıldır NATO’nun temel hedeflerinden biri: NATO’ya bağlı Ortadoğu ordusu oluşturmak ve bunun adamlığını da NATO üyesi Türkiye’ye yaptırmak. ABD eski BM Büyükelçisi Yugoslavya’nın dağılmasında başmüzakereci olan Richard Holbrooke’un 2001’de Afganistan için söylediklerinden küçük bir pasajı buraya aktarmak yeterli olur kanaatindeyim:
“Afganlar bugün bir birleşik güç oluşturmalarını engelleyecek kadar uzun süredir birbirleriyle savaşıyorlar. Bu husustaki tek gerçek alternatif Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan ancak BM tarafından yönetilmeyen bir barış gücünün oluşturulması. / Bu konuda yapılması gereken bir uluslararası çok uluslu gücün oluşturulması. Bunun için en iyi seçim NATO’nun tek Müslüman ülkesi olan ve sıkı, iyi komuta edilen bir ordusu bulunan Türkiye komutasında... Bangladeş, Fas, Ürdün...”  (The Washington Post, 14 Kasım 2001).
NATO’nun Afrika uç ordusu aşağı yukarı oluşturuldu. En kritiği Ortadoğu Ordusu, hem de Müslüman’ın Müslüman’a kıyacağı, Batının asker vermeyeceği ama uşakları yöneteceği bir uç ordu.
Davutoğlu (27/07/2015): “Yani, sadece DEAŞ’ı vurup PKK’yı vurmazsanız (…) Öbür tarafta, PKK’ya vurup DEAŞ’a vurmazsanız (…)”. Bir taşla ve maşalarla ABD hepimizi birbirimize avlatıyor.
İçteki küçük dıştaki büyük koalisyonda Kürt’ü Türk’ü Arap’ı, eğer birileri Batı sermayesi ile çelişen bir durumda ise, onunla az çok rekabet halindeyse temizleniyor. Batı emperyalizmi ile koalisyona ses çıkarmayanlara az buçuk yaşama hakkı veriliyor.
Küçük koalisyon tartışmalarını da görmezden gelmeden, ana koalisyon kimler arasında, ona bakmak gerekiyor.
Koalisyon kimler arasında, polisimiz askerimiz, çatışmalara karışan gençlerimiz kimin için ölüyor; küçüğü büyüğü ana soru budur.