21 Ağustos 2015 00:37

Yunanistan batarken Almanya kazanıyor

Yunanistan batarken Almanya kazanıyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Alman tarihinin en etkili şairlerinden Berthold Brecht’in “zenginlik-yoksulluk” ilişkisini çarpıcı şekilde özetlediği “Yoksul adam zengin adama dedi ki: Ben yoksul olmasaydım, sen zengin olamazdın” şeklindeki sözü işçilerle-patronlar, zenginlerle-yoksullar arasındaki sınıfsal çelişkinin özünü anlatıyor.
Bu sözü günümüzde borç içindeki yoksul Yunanistan ile krizden en çok kazanan zengin Almanya arasındaki ilişki için de kullanabiliriz: Yunanistan bu kadar borçlu olmasaydı, Alman sermayesi bunu fırsata çevirerek zenginleşemezdi.
Geçen hafta basına yansıdığı gibi, Almanya Yunanistan krizinden kaybeden değil kazanan ülke. Halle Ekonomi Araştırma Enstitüsünün (IWH) verilerine göre, Almanya 2010’dan bu yana faiz ödemelerinden ötürü 100 milyar avro kazandı. Resmi verilere göre Almanya, değişik fonlar üzerinden Yunanistan’a toplam 90 milyar avro borç vermiş.
Bir Alman kurumunun Yunanistan krizinden Alman mali sermayesini kazançlı çıktığını somut verilerle ortaya koyması önemli. Zira bugüne kadar sermaye basını hep “Tembel Yunanların Almanların parasını har vurup harman savurduğundan” dem vuruluyordu.
Demek ki gerçek hiç de öyle değilmiş.
Almanya faizin yanı sıra özelleştirmelerde de aslan payını kaymış durumda.
Yunanistan’ın en büyük 14 havaalanın işletme hakkı, kelepir fiyatını 40 yıllığına Frankfurt Havaalanı’nı işleten Fraport’a verildi. Bu demektir ki, Yunanistan’ın en iyi işleyen 14 havaalanından elde edilecek gelir, kira bedeli ödendikten sonra Almanya’ya akacak.
Bundan da kazanan yine Almanya...
Önümüzdeki dönem benzer özelleştirme haberlerinin geleceği bugünden ifade ediliyor.
Bugün havaalanlarının özelleştirilmesinin altına imza atan SYRIZA hükümeti, önceki hükümetin aldığı bu kararı durdurmuştu. Ancak gelinin aşamada, hiçbir hükümetin yapmadığı büyük özelleştirmeyi SYRIZA yapmış durumda.
Faiz ve özelleştirmelerden elde edilen gelirlere bakıldığında, ileri sürüldüğü gibi Yunan halkı Almanya’nın verdiği yardımlarla geçinmiyor. Tersine Alman sermayesi Yunan halkının birikimlerine el koyarak zenginleşmeye devam ediyor.
Zaten böyle olduğu için, başta Almanya olmak üzere mali sermaye grupları Yunanistan’ın krizden çıkmasını istemiyorlar. “Ne kadar kriz o kadar yüksek faiz ve kâr” mantığıyla hareket ediyorlar.
Bundan sonra da etmeye devam edecekler. Çünkü, bunca “yardıma” rağmen Yunanistan’ın içinde bulunduğu bu karanlık tünelin ucunda ışık görünmüyor. Krizin kaç yıl süreceği konusunda somut bir bilgi de yok.
Hal böyle olduğu halde, Yunanistan’a yüksek faiz karşılığında kabul edilen kredi dilimlerinin “yardım” diye sunulması büyük bir aldatmaca. Veriler Yunanistan’a yapılanın “yardım” olmadığını açık olarak gösteriyor.
Zaten yapılan hesaplar da “yardım” adına verilen paraların hemen geri alındığını da ortaya koyuyor.
Önceki gün Alman Parlamentosunun onayından sonra Avro Bölgesi maliye bakanları, Yunanistan için önümüzdeki üç yıl için 86 milyar avroluk kredi dilimini onayladı. Ve bu kredinin ilk dilimi olarak 13 milyar avro sözde Yunanistan’a gönderildi.
Ne var ki, Yunanistan aldığı bu kredinin 3.4 milyar avrosunu hemen Avrupa Merkez Bankasına olan borç taksitini ödemek için kullandı. Yani borçla borç kapatıldı.
Bu önümüzdeki yıllarda da böyle olmaya devam edecek.
Dün Süddeutsche’de yer alan “Yunanistan’a daha ne kadar para gerekli?” başlıklı haberde “yardım” adı altında verilen kredinin faiziyle birlikte nasıl geri alınacağına ayrıntılı olarak yer verildi. Buna göre, Yunanistan Maliye Bakanlığı önümüzdeki üç yıl içinde 94 milyar avroya ihtiyaç duyulacağını tespit etmiş. Belirlenen bu ihtiyacın 54.1 milyar avrosu borçlara, 25 milyar avrosu Yunan bankalarına, 7 milyar avrosu borçların geri ödenebilmesi ve Yunan işverenlerine için denkleştirmeye gidecek. Geriye kalan 7.6 milyar avro da “ihtiyaca göre” kullanılacak.
Bütün bunlar, AB ve IMF tarafından verilen kredilerin bir tek kuruşunun dahi halkın cebine gitmediğini gösteriyor. Bu nedenle, önce Avrupa mali sermayesini sonra da Yunan bankalarını kurtarmak için verilen yüksek faizli kredileri “yardım” diye sunmak ikiyüzlülüktür.
Bu ikiyüzlülüğü yapanların başında elbette krizden en çok kazanan Almanya geliyor.
Halkın büyük umutlarla iktidara getirdiği SYRIZA ise bütün bunları bilmesine rağmen olduğu gibi kabul ettiği için suç ortağı haline gelmiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...