11 Ağustos 2015 23:54

Barış Bloku

Barış Bloku

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kuruluşunu ilan etmesinin üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen Barış Bloku, içerdeki savaş ile ufuktaki savaşın ateşine karşı birlik olmak isteyen halk için büyük bir umut kaynağı oldu. Büyük Barış Yürüyüşü’nün yasaklandığı gün de AkSaray’a karşı halkın Aksaray meydanından “size savaş yaptırmayacağız” sesi yükselmişti. Bu basit, insani ve vicdani barış talebi aslında son derece siyasal bir içeriğe ister istemez sahip. Silahlar sussun, çözüm masası kurulsun, komşu bir halka müdahalede bulunulmasın, üsler ve hava sahası savaş uçaklarına kapatılsın dediğiniz anda dünya dengelerini sarsmış oluşorsunuz zaten. 

Barış Bloku bu dengeleri sarsarken gücünü hiç kuşkusuz halkın büyük bir çoğunluğunun anketlere de yansıyan “savaş istemiyoruz” beyanından ve cenazelerin geldiği evlerdeki çoktan değişmiş olan havadan alıyor. Ancak bütün bu göstergelere rağmen Hükümetin adı konulmamış olağanüstü hal uygulaması, güvenli bölgeler ilanı, orada burada ateşlenen silahlar sayesinde ağırlaştırılan korku atmosferiyle halk sessizliğe gömülmeye çalışılıyor. Pazar günkü miting bunlara karşı insanların yekvücut olarak biraraya geldiği bir andı ve bu yüzden çok kıymetlidir. 

Barış Bloku bu sesin ve gücün cisimleştiği örgütsel bir ifade olarak kuşkusuz yoluna devam edecek. Sadece mavi-beyaz renkli flamaların altında alanda bulunan kitlenin, özgün bayrak ve amblemlerini getirmeyerek fedakarlıkta bulunan irili ufaklı örgütlerin verdiği mesaj ile sahne temsiliyeti arasındaki açının kapanması gereken bir süreçteyiz. Bu kitle emek demokrasi güçlerinin Meclis’teki sayısal varlığının niceliğiyle ölçülemeyecek bir niteliğe işaret etti. Alanda ve “taban”da bir koalisyonu fiilen kurarak da güçlü bir mesaj verdi. Halkın koalisyonu yıllardır Kürdü Türk’e, Sünniye Aleviye, dindarı laike karşı kışkırtarak yönetmeye çalışan bölücü bir siyasi iktidara karşı verilmiş çok önemli bir mesajdır. Ülke bölünecekse nasıl bölüneceğini göstermiştir miting; bir yanda savaş iktidarı, bir yanda Barış Bloku. 

Ortaya çıkan bu yeni tablo ister istemez alışıldık siyaset kalıplarını zorluyor. Hükümeti zaten zorladığı kesin ama Blok tarafında da halk hem Meclis’te, hem Blok’un kendi içinde ve dahi kurulan kürsüde temsiliyetini talep ederek yeni bir öğrenme süreci dayatıyor.

Bu sürecin hakkı verilemezse, halkın mesajı iyi okunamazsa ve siyasetin bildik kalıpları gerekli ve doğru manevralarla esnetilemezse Barış Bloku sadece iyi niyetli bir deneyim olarak kalabilir. 

Bu saptama halkın oylarını talep eden, istikbalini alandaki kitlenin mesajını veri alarak kurmak isteyen Blok içindeki kararlı ve tereddütlü bütün partiler ve temsiliyetler için bir veri olmalı. 

Bu ülkede savaş “terör” paranoyası körüklenerek çok cepheli sürdürülüyor. En küçük hak talebi şiddete maruz kaldığı gibi kazanılmış haklar da birer birer iptal ediyor. Dolayısıyla barış şimdi topun ağzında olan Kürtler ve muhalifler dışında  toplumun görece en steril kesimlerini bile bir biçimde ilgilendiren bir talep durumunda. Bu yönüyle silahların susmasından daha fazlasını ister istemez içeriyor. Barış istediğinizde demokrasinin inşasını, çözüm sürecinin yeniden başlamasını, güvenlik politikalarının iptalini, söz ve örgütlenme özgürlüğünü, toplu sözleşme süreçlerinin işletilmesini de talep ediyorsunuz aynı zamanda. Barış talebinin bu demokratik ve siyasi içeriği şimdiye kadar farklı farklı kesimler tarafından sürdürülen, ayrı kulvarlarda akan, şu ana kadar birleşemeyen talep mücadelesini birleştirmeye aday. 

Bu kritik eşikten ya kırılmadan, dökülmeden geçilecek ya da geçilemeyecek. 

Bu yüzden Barış Bloku kendine yeni sözler, yeni birleşimler oluşturmalı ama bunu renkliliğini ve çeşitliliğini yansıtan temsiliyet imkanları yaratarak yapmalı.

Pazar günkü mitingin bazen uyum içinde, bazen çelişkilerin altını çizerek söylediklerine kulak verilip, alan ve sahne doğru okunduğunda o sözler işitilecektir zaten. 

Blok konuşarak, kendini anlatarak üstelik yerellerde çoğalarak yürüyor.

İstikbalin tereddüde gelmez, acabalarla geçilemeyecek yoluna da işaret ediyor. 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...