Koalisyon hesapları

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, AKP’nin bir azınlık hükümetini kasım ayında seçim yapılmak koşulu ile dışarıdan destekleyeceklerini dün ağzından kaçırdı. Yaptığı hatayı sonradan fark edince ya da partisinden uyarı gelince söylediklerini inkar etti ama haberi yapan yabancı haber ajansı, Yalçın’ın sözlerinin teyp kayıtlarını yayınlayarak haberinde ısrar etti.

MHP’li Yalçın’ın açıklaması malumun ilanı oldu. MHP’nin böyle yapacağını zaten herkes biliyordu. Sadece açıklama erkendi. Çünkü, halkı kandırmak için AKP bir süre daha CHP ile koalisyon görüşmesi yapıyor tiyatrosunu oynamak zorundaydı. Daha sonra, AKP-CHP Koalisyonu’nun yapılamama sebebini CHP’nin uzlaşmaz tutumuna  bağlayarak rota MHP’ye çevrilecek, MHP de bir hafta on günlük görüşmelerden sonra uzlaşmama tavrı gösterecek ve sonra AKP azınlık koalisyonu kuralacak, güven oylamasında da MHP tıpkı Meclis Başkanı seçiminde olduğu gibi “kerhen” AKP Azınlık Hükümeti’nin düşürülmesi için oy vermeyecekti.

Artık, “takke düşüp kel göründüğüne” göre, bütün bu numaralara gerek yok. Biran önce yeni “milliyetçi cephe” hükümetini kurun bu iş bitsin.

Kuracağınız savaş hükümeti ile bakalım planladığınız gibi kasım seçimlerinde oylarınızı arttırabilecek misiniz?
MHP, 7 Haziran seçimlerinde en çok AKP’yi eleştirerek, 17-25 Aralık tapelerinden söz ederek ve yolsuzluklardan hesap soracağını söyleyerek oylarını bir miktar arttırdı. Kasım seçimlerinde bu nedenle oy veren seçmen MHP’den oyunu geri alabilecek, muhtemelen o oylar CHP’ye gidecektir. Kürtlere ve MHP’ye yönelik hakaret ve küfürler MHP’ye daha fazla oy kazandırmayacaktır. Çünkü, bu oyları zaten bir önceki seçimde son tanesine kadar almıştır. Yani, MHP’nin kerhen ya da koşullu gibi gösterip açıkça AKP’yi desteklemesi, hatta kuyruğuna takılması MHP’ye 7 Haziran seçimlerinden daha fazla oy kazandırmaz. Bu nedenle, MHP’nin taktiği “ayağına kurşun sıkma” taktiğidir. Bu koşullarda akla acaba MHP’yi zorlayan “bel altı” işler mi var sorusu da akla geliyor. Bir önceki genel seçimlerde çok sayıda MHP yöneticisinin video kayıtları olduğu basında yazılmıştı ve bu nedenle, bu yöneticilerden bazıları istifa etmişti. Yine, o günlerde video kayıtlarının bu kadarla sınırla olmadığı, devamı olduğu da yazılmıştı.

İktidar ve destekçisinin savaş politikalarının ilk iki haftasında, bekledikleri “yarar” gerçekleşmemiş gibi görünüyor. Asker cenazeleri nedeniyle iktidara tepkiler eskisinden daha fazla göze çarpıyor. Savaşa eskisinden daha fazla tepki var. İktidar ve kuyrukçusu partinin savaş politikalarından beklentileri tam tersine sonuçlara yol açabilir. Oyları artacağına, bu nedenle oylarında daha da düşüş yaşanabilir. Geçen hafta yayınlanan bir iki ankette de savaş politikaları savunucularının oylarında bir düşüş olduğu görülüyor. CHP de bunu fark etmiş olacak ki, HDP ile barış konusunda görüşüyor. Barıştan yana, koalisyondan yana yapıcı tutumu ile puan topluyor.

“Bu pilav daha çok su kaldırır” derler. AKP ve MHP’nin oyunları da seçimlere kadar bitmez. Bakalım, önümüzdeki günlerde daha ne numaralar göreceğiz. İktidar için halka her türlü fenalığı yapanlar daha neler yapacak?

Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkansız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.