Savaşa isyan

Zalimler savaşı körükleyip evlatlarımızı feda etmekten çekinmezken evlatlarını kaybetme acısını şimdiden hisseden, savaşın zulmünü tecrübelerden sabit olmak üzere yaşayan halklarımız barış isyanlarına başladılar bile.

Yaşadığımız coğrafya yeryüzü cenneti sayılabilecek güzellikleri içerisinde barındırıyor. Herkese yetecek hava da var, su da var, toprak da var. Ama gelin görün ki bir kısım zümre bu herkese yetecek toprağı, suyu alıp kendi malı mülkü yapıp diğer insanlara da parayla satmaya çalışıyor. Bu yetmiyor, dilimizi inancımızı yok sayıp kendi egemenliğini tesis edecek ve sömürüsünün, işgalinin devamını sağlayacak olanlar önce inkarı oluşturuyor. İnkar asimilasyonu ve bu asimilasyona karşı direnişi, karşı direniş de imhayı, katliamı, savaşı beraberinde getiriyor. 

Ülkemizde yaşamış olduğumuz savaşın zalimlerin geleceklerini garanti altına almak hesaplarıyla ilgili olduğundan vicdanını teslim etmemiş kimsenin şüphesi yok. Bu savaşın güya IŞİD’e karşı başladığı yalanını ve aslında niyetin IŞİD’e karşı savaşan YPG-YPJ ve PKK’ye karşı olduğu gerçeğini vicdanını kenara koymamış herkes görüyor. 

Bu operasyonların siyasi hedefi olan HDP’ye yönelik saldırıların da halkta karşılık bulmadığını en iyi Tayyip Erdoğan’ın kendisi bilmesi gerekir. Kendisi muhtar dahi olamayacak denilerek türlü türlü haksızlıklara ve mağdurluğa uğramış Tayyip Erdoğan’ın; halkın mazlumu, mağduru nasıl sahiplendiğini en iyi kendisi bilmesi gerekir. Ancak gelinen noktada bin odalı sarayından artık onun bu tür duygulardan çoktan uzaklaştığını ve gözünü gönlünü kin, nefret, öfke, hırs bürüdüğünü görebiliyoruz. 

HDP’ye kapatma davası açıp hazine yardımından mahrum bırakacaksınız sonra da siz devletin tüm olanaklarıyla seçime gideceksiniz. Bir seçim olması durumunda en rahat HDP ve HDP adayları olacaktır. Parlemantoya seçilen tüm milletvekilleri arasında bir inceleme yapsanız en az para harcayan en az bütçeyle en çok işi yapan vekillerin HDP vekilleri olduğunu çok net görürsünüz. Biz gönüllü ordusunun cebindeki kuruşları bir araya getirmesiyle ördük bütün o seçim çalışmalarımızı. Bizim hakkımız olan bütçemizi elimizden almanız sadece sizin zalimliğinize zalimlik katacaktır, bunun başkaca bir sonucu olmayacaktır. 

Bu halk bütün bu olan biteni sizin inisiyatifinize bırakma niyetinde değil, bu halk siz başkan olacaksınız diye ülkenin yangın yerine çevrilmesine müsaade etmeyecek. Bu hafta sonu yurdun birçok yerinde barış eylemleri, mitingleri olacak. Cumartesi günü tüm Alevi kurumları Ankara’da barış istiyoruz diyerek toplanacaklar. Tüm toplumsal kesimler barış eylemlerine hazırlanıyorlar. Kimse sizin hırsınıza ve hayallerinize teslim olma niyetinde değil. Siz bu zalimliği sürdürdüğünüz sürece de HDP yapılacak bir erken seçime yüzde 13,1 ile gider yüzde 15 ile geri gelir. 

Mesele burada CHP’nin tutumudur. Yapılacak bir erken seçimde CHP daha yürekli bir şekilde barıştan yana olan tavrını ortaya koymalıdır. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollardan çözülmesi konusunda daha net tavır ortaya koymaz ve hâlâ “içimizdeki ulusalcılar” kaygılarıyla hareket ederse aynı tas aynı hamam da olmaktan öteye gidemez. 

CHP parti içerisinde yaptığı belirgin demokratikleşme ve yönünü sola dönme isteğine öncelikle Halk TV ile başlamalıdır. Halk TV CHP’deki değişimin tersine olanca hızıyla eski tas eski hamam olma özelliğini daha da kötüye giderek sürdürüyor. CHP ne yaparsa yapsın Halk TV CHP’nin sesi durumundadır ve o ses çok berbat çıkıyor.

Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkansız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.