Yunanistan Türkiye’den daha iyi şartlarda teslim oldu
Fotoğraf: Envato
Kendi kendini yönetemeyeni, kendi coğrafyasını yönetemeyeni, halkı ile, komşusu ile güzel güzel yaşayamayanı, kendi kaynaklarını kendisi denetleyip kullanamayanı, kaynaklarını halkı için kullanmayanı başkası yönetir.
Kendi polisini, kendi jandarmasını, kendi işçisini, kendi insanını, kadınını, kızını, çoluk çocuğunu başkasının hizmetine verir. Bir şey de alamaz, halkının kanını döker.
Zengini, sermayedarı, hangi ulus veya dinden olduğu çok da fark ediyor mu, çok tartışmalı bir konudur, kendi “ulusal” zengini de kendisi değildir, “paranın rengi olmaz” diye veciz tespit yapılır.
Kanın rengi vardır.
Paranın da rengi vardır, tek hâkim renk haline gelirse ayırt edilemez. Bütün renkler birleşir para olur.
Yunanistan ve Türkiye. İkisinde de üç aşağı beş yukarı yeni seçimler yapıldı. İkisinde de meclisler olağanüstü toplantıda idi. İkisinde de üç aşağı beş yukarı aynı şeyler oldu.
İkisi de, hatta birbirinin komşu düşmanları görünmekle birlikte, NATO’da, AB’de, İMF’de ortak dostlar konumunda. İkisinde de üç aşağı beş yukarı kompradorlar halkın değil büyük sermaye gruplarının temsilciliğini yapıyor.
Yunanistan’ı Merkel ile Obama yönetiyor, Merkel’i de NSA dinliyor, Obama yönetiyor. Obama’yı Cameron’u kim yönetiyor? Yönetilenleri yöneten yapılar var mı? Hem zor soru hem kolay soru.
Kolaylığı açıkta olan durum. Banka sayısı fabrika sayılarını, sosyal kurum sayılarını kat be kat aşıyorsa, bütün günümüz gecemiz, vergilerin toplanması bile, öğrencinin yemek fişine kadar, bankalara teslim edilmişse, İMF Derviş’le Lagard’la her yerde ise…
SYRZA’nın deyimi ile Troyka… Üçlü kim? FED, DB, İMF… ABD, İngiltere, İsrail… BM, AB, NATO…
Görünen yönetici yapı ve kurumlar belli. 1-FED, DB, İMF, 2-Askeri örgütleri NATO, polis ve ordu teşkilatları,3-Siyasi örgütleri kapitalizme hizmet eden devletler, partiler, birlikler, ABD, AB vb…
Yunanistan mali troykaya, Türkiye hem mali hem militarist troykaya teslim olmuş, hem de milliyetçi, dinci havalarla… Bazen Yunanistan’da olduğu gibi hem de bizzat sosyalistlerin burnunu sürterek onların el kaldırması ile…
Yunanistan geçmişte iç savaşlar da çok canlar da verdi.
Türkiye hep militer kanatta. NATO’nun güçlü ülkesiyiz. Biz askeri kanattayız. Ölecek öldürülecek gençler yetiştiririz.
Suruç’ta 31 canımız uçuruldu. Her gün dağda ovada 20 yaşlarındaki gençlerimiz vuruyor, vuruluyor, Kürdü, Türkü, IŞİD’cisi, milliyetçisi… aralarında elbette bazı nitel farklar olmak üzere birbirini vuruyor veya vurmak zorunda bırakılıyor.
Suruç’ta patlayan canlı bomba nedense tam da o grupların karşı çıktığı İncirlik üssünün, Türkiye’deki hemen bütün üstlerin altların koalisyon güçlerine açılması ile sonuçlanıyor.
BM zaten yönetmiyor, hatta görünür AB de yönetmiyor, NATO bile yönetmiyor durumunda, onlar görünürde, arkada kimler yönetiyor, neyin adına… Gösterenleri iyi okunursa rahatlıkla göstergeye ulaşılabilir.
Yunanistan parlamentosu toplanıyor, hem de sosyalist iddiasındaki bir partinin başkanlığında sermayenin, troykanın şartlarını kabul ediyor.
Türkiye’de hükümet bile yok, bakanlar kurulu toplanıyor, üstlerin tümünü birden bir oldubittiyle veriyor, sermayenin Ortadoğu’daki taşeronu olmaya, istenen tüm şartları da kabul ederek devam ediyor.
ABD istediğini alıyor. Troyka istediğini alıyor.
Halkımıza, halklara, Ortadoğu’nun bütün halklarına canıyla bedel ödemek düşüyor. Hem de kutsal davalar adına, din iman adına, millet adına, milliyetçilik adına, yüksek idealler adına. İstemeyen bile yapısal çatışmalardan kaçamıyor, iyi idealler için de savaşçılar gerekiyor.
Yunanistan üç beş kuruş karşılığı Dünyayı soyanlara teslim oluyor, sorunun kökü daha da ahlaksızca, rıza o soygundan alınacak payda bulunuyor. Yunanistan’daki sadece kompradorlar değil halkın bir kısmı da soygundan düşecek paya bakıyor.
Yine de Yunanistan’ın teslim olma şartları daha iyi sayılır, maliyeyi ana soyguncuya teslim ediyor, soygundan bir miktar daha pay alıyor.
Türkiye kendi coğrafyasında ve Ortadoğu’da hangi şartlarda teslim oldu veya teslim oluyor?
Yönetemez partilerin son silahları milliyetçilik ve savaş çığırtkanlığı. Bunu bilen daha büyük avcılar pusuda değil işin başındalar.
- Fütüvvet teşkilatı: Meslek lisesi değil dinci fedailik ocağı 22 Mart 2024 04:57
- AKP ve MEB mesleki eğitimin sırrını çözdü: Fütüvvetnameler ve baş ahilik dönemi 15 Mart 2024 04:43
- Patriyarka ve öğrenci açlığı sorunu: Niteliksiz okullar, meteliksiz veliler, kadınlar, çocuklar 08 Mart 2024 05:05
- Türkiye'de felaketlerin faktörlerinden öte aktörleri kimler? 01 Mart 2024 04:46
- Felaketler çağı ve Türkiye'nin felaketler dönemi 23 Şubat 2024 04:46
- Depremde Hatay’da ölüm sayısı ne kadar? Hatay’a, Adıyaman’a, Malatya’ya resmen ayrımcılık mı yapılıyor? 16 Şubat 2024 04:39
- Afetin, nemacılığın, timokrasinin ‘utp-usta öğreticilik’ hali: 890.920 09 Şubat 2024 04:53
- Deprem ve ülke yönetimi: Mütaşerik yönetimin ağır sonuçları 02 Şubat 2024 04:48
- "Karakter eğitimi" nedir: MEB, Bakan Tekin 1.3 milyon işçi çocuğu unuttu, "Çocukları bari tatilde çalıştırmayın" 26 Ocak 2024 04:45
- Davos, yerel seçimler ve yoz milliyetçilik çağı: Paranın satın alma gücünün satın aldığı tin ve insanlık 19 Ocak 2024 04:50
- MEB'in yüzüncü yıl raporu gerçeklik korkusu: İçinde Mustafa Kemal hiç geçmiyor 12 Ocak 2024 04:47
- 2024'ün dört günü: Anayasa'nın, hukukun, bilimin, eğitimin, barışın, yurttaşlığın lağvedilmesi 05 Ocak 2024 04:27