31 Temmuz 2015 00:50

Fenerbahçe’nin şansı

Fenerbahçe’nin şansı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Fenerbahçe yaklaşık 2 yıllık aranın ardından Avrupa kupalarında yeniden boy gösterdi. Şampiyonlar Ligi 3. Eleme Turu ilk maçında Kadıköy’de Ukrayna ekibi Shaktar Donetsk’i ağırlayan sarı lacivertliler karşılaşmadan golsüz beraberlikle ayrılarak tur umudunu 5 Ağustos’ta oynanacak rövanş maçına bıraktı.

Sık sık teknik adam değiştiren takımlar bir sistem ya da ekol sahibi olmakta zorlanıyorlar ve genellikle ister istemez bireysel çabalarla sonuç alma hedefli oyun anlayışını benimsiyorlar ediyorlar. Fenerbahçe de bu sıkıntıyı yaşayan takımlardan biri. Son 3 senede sırasıyla görev alan Aykut Kocaman, Ersun Yanal ve İsmail Kartal’ın ardından sarı lacivertli ekip şimdi de Portekizli teknik adam Vitor Pereira’ya emanet. Böylesine yoğun bir teknik adam dolaşımı söz konusuyken bir ekol oluşturup sistem istikrarı sağlamak kolay değil elbette. 

Pereira takımından, kendi mücadeleci karakterini sahaya yansıtmasını istiyor. Bunun için de önde (üçüncü bölgede) baskı yapan, saldırgan bir takım yaratmayı hedeflediğini söylüyor. Böyle bir oyun anlayışı için yüksek fizik gücüne sahip olduğu kadar, dayanışmayı oyun karakterinin bir parçası haline getirmiş oyunculara ihtiyaç var. Fiziksel yeterlilik açısından düşünüldüğünde ise Fenerbahçe’nin özellikle hücum oyuncularının rakibe baskı konusunda ne kadar etkili olabilecekleri ve devamlılık sağlayabilecekleri şüpheli. 

Fenerbahçe, Shaktar maçına yüksek efor gerektiren saldırgan oyun anlayışıyla başladı. 700 gün aradan sonra kendi seyircisi önünde ve de pahalı transferlerle takviye edilmiş bir kadroyla Avrupa kupası maçına çıkmanın özel motivasyonu da hissediliyordu. Bütün futbolcular, taraftarlarına özledikleri bir Avrupa zaferi yaşatabilmek için son derece iştahlı ve coşkulu görünüyorlardı. 

Ancak bir sistem takımı olan ve her türlü rakibe karşı nasıl önlem alabileceğini bilen Shaktar, Fenerbahçe’nin gazını almakta ve oyunun kontrolünü eline geçirmekte pek zorlanmadı. 

Pereira’nın Diego, Nani, Sow ve Fernandao gibi dört hücum oyuncusunu sahaya sürerek bir an önce sonuca gitme düşüncesi az daha ters tepiyordu. Orta sahadan Mehmet Topal ve Souza’nın da vereceği baskı desteğiyle Shaktar’ı kendi sahasına hapsetme ve orada boğma planı işe yaramadı. Hatta bu planın, iyi kapanan ve kaptığı toplarla ani ve etkili karşı atak yapabilme özelliğine sahip Shaktar’ın işine geldiği bile söylenebilir. Nitekim Ukrayna ekibi ilk yarıda geliştirdiği hızlı hücumlarla ciddi gol pozisyonları yakalasa da, kimisinde son vuruş beceriksizliği, kimisinde ise Volkan’ın yerinde hamleleri skor tabelasının değişmesini engelledi.

Günümüz futbolunda topa uzun süre sahip olmak ve rakibe kolay kaptırmamak çok önemli. Futbol artık topa sahip olmanın değeri daha çok bilinerek oynanıyor. Bilinci oyunun her anına hakim kılmak ve tesadüflerin payını en aza indirgemek baş hedef. Mesela artık kaleciler genellikle degaj yapmıyor, bir oyun kurucu gibi oyunu pasla başlatıyorlar. 
Peki, topa nasıl uzun süre sahip olunur? Tabii ki paslaşarak. Bol pas yapmak, aynı zamanda rakibi yormak ve rakibin savunma dengesini bozmak için de gereklidir. 

Bu bağlamda Fenerbahçe’nin dikkat çeken bir sorunu da Nani’nin takımdan çok tribünlere oynaması ve bu yüzden çok top kaybetmesi. Yeteneğini ne zaman, nasıl ve nerede devreye sokacağını bilmeyen, tribünlere şov yapmak isterken top kaybeden oyunculara yıldız denemez. Top ayağına geçtiğinde kafayı öne eğip takımdan kopmak çağdışı futbol anlayışının göstergesi olabilir ancak. Pereira, “takım” yaratmak istiyorsa Nani’nin yeteneklerini takım bütünlüğü içinde kullanmasını sağlamalı. Hiçbir oyuncu şov uğruna top kaybetme lüksüne sahip olamaz. 

Yeni transferlerden Hollandalı golcü Van Persie de Fenerbahçeli taraftarlar için başlı başına heyecan kaynağı. Onunla ilgili beklentiler de çok yüksek. Ancak öncelikle Van Persie’nin bir sistem oyuncusu olduğunu unutmamak lazım. Yeteneklerini ancak kendi oyun karakterine uygun sistem dahilinde, takım arkadaşlarını tanıdıkça ve takıma uyum sağladıkça ortaya koyabilen, takımın performansı yükseldikçe kendi performansını yükseltebilecek bir oyuncu Van Persie. Bu anlamda taraftarların ona sihirli güçlere sahip kurtarıcı gözüyle bakmaları hayal kırıklığı yaratabilir... 

Fenerbahçe’nin turu geçebilmesi için elbette umut var. Ancak özellikle orta sahayı daha güçlü tutmak ve savunmanın yükünü hafifletmek büyük önem taşıyor. Shaktar ilk maçtaki kadar kolay gelmemeli. Öte yandan Fenerbahçe kadar Shaktar’ın savunması da bireysel hata potansiyeli yüksek oyunculardan oluşuyor. Ayrıca Shaktar’ın evinde daha açık bir oyunu tercih etmesi Nani gibi topla hızlı olabilen bir oyuncuya sahip Fenerbahçe için avantaj yaratabilir...

Rövanşta, topa uzun süre sahip olup tempoyu düşürmeyi ve sabırlı oynamayı başarabildiği ölçüde Fenerbahçe’nin şansı artacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa