24 Temmuz 2015 01:00

Abdest alıp dua ettin mi, gerisi kolay!..

Abdest alıp dua ettin mi, gerisi kolay!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dinsel inanç uğruna yaratılan vahşetin, barbarlığın her gün yeni örneklerine tanık oluyoruz. Kendileri gibi inanmayanlara, düşünmeyenlere hayat hakkı tanımak istemeyen vicdan yoksunu alçaklar, en adice, en aşağılıkça eylemlerle insanları katletmeyi sürdürüyorlar.
Dinin, “inanan ile inanılan güç” arasındaki dar alanda kalması gereken bireysel bir olgu olmaktan çıkıp toplumsal hayata yön veren bir baskı ve dayatma mekanizmasına dönüştürülmek istenmesiyle birlikte, sonu katliamlara kadar varan çekişmeler, çatışmalar başlıyor. Din hayatın içinde ne kadar yoğun yer alıyorsa, kan ve gözyaşı da o denli yoğun akıyor...
Görünen o ki, dinsel inancı toplumsal ve siyasal düzlemden, bireysel tasarruf alanına indirgemeyi başaramadığımız sürece acıların sonu gelmeyecek...
Dinsel inanç, spor dünyasında da varlığını güçlü bir şekilde hissettiriyor. Spor dünyasının, -sporcu olsun, yönetici olsun, teknik adam olsun, medya çalışanı olsun- bütün figürleri düşüncelerini genellikle “yüce yaratanın” takdiri ile ilişkilendirerek açıklarlar. Her şeyin planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğuna inandıkları “ilahi güce” dair sarsılmaz inançlarını her fırsatta vurgularlar ve konuşurken de sık sık o güce göndermede bulunmaktan geri durmazlar...
Milli takımın ve Fenerbahçe’nin kaptanlığını yapmış olan ve halen ülkenin en popüler futbolcuları arasında yer alan, dolayısıyla gençlere model olma özelliği taşıyan Emre Belözoğlu da, TRT Diyanet kanalında manevi dünyasıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunmuş.
Abdestsiz maça çıkmadığını söyleyen Emre, her maç öncesinde de dua ettiğini belirtiyor. Bunun ne gibi olumlu sonuçlar doğurduğuna dair somut örnekler de veriyor. Mesela Mallorca maçından önce dört kişi bir odada namaz kılıp dua ettiklerini, ardından maçı o odada bulunan dört oyuncunun attığı gollerle kazandıklarını aktarıyor.
Kuşkusuz bir sporcu inancının gereğini yerine getirdiği zaman kendisini daha iyi hissedebilir, motivasyonunu daha üst seviyelere taşıyabilir ve bunlar da performansına olumlu yönde katkı yapabilir. Bunda garipsenecek ve bilim dışı görülecek bir şey yok. Ancak “namaz kıldım gol attım”, “dua ettim kazandık”, “kurban kestik şampiyon olduk” gibi saçmalıklar; aklı, bilimi, emeği inkar etmektir, hurafeler üzerinden din propagandası yapmaktır. Bu aynı zamanda dini, birey ile inanılan güç arasındaki alandan çıkarıp hastalıklı bir olgu halinde sergilemek ve toplumsallaşma yoluna sokmak anlamına gelir ki, bizimkisi gibi cehaletin, yobazlığın ve hurafelerin esaretinden henüz kurtulamamış bir toplum için de son derece tehlikeli bir yaklaşımdır.
Sen dua ediyorsun da karşı taraftaki oyuncular etmiyor mu?.. Kimin duası, dini inancı daha güçlüyse onun takımı mı kazanıyor maçları yani?..
Emre, kazandıkları maçları namazla, duayla ilişkilendiriyor, peki başarısız oldukları maçlar için ne diyor acaba?..
Hem insanları iyiye, doğruluğa, güzelliğe götüren yolu gösterdiğine inanılan o “ilahi güç” sana neden yardımcı olsun ki?.. Sahaya çıktığında ırkçılık yapan, küfür eden, serseri tavırlar sergileyen, rakip oyuncuya gırtlağını keserim işareti, tribündeki spor yazarlarına el hareketi yapan sen değil misin?.. Ama tabii sen, böyle tiksinti verici bir kişiliğe sahip olmayı da alın yazısıyla açıklarsın. Sana göre kişiliğin de elbette “ilahi gücün” sana uygun gördüğü bir ruhsal giysidir!.. Dolayısıyla bütün yapıp ettiklerinin asıl sorumlusu da, daha en başından yolunu çizen, kaderini belirleyen  “ilahi güç”tür. Yaşadıkların ve yaşayacakların kaçınılmazlarındır!..
Yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi sporda da aklı, bilimi geri plana iten, hurafelerle dolu inanç temelli bakış açısı elimizi, kolumuzu bağlıyor. Böyle bir anlayışla yönümüzü belirlemeye, gelişme ve aşama kaydetmeye çalışırken, günden güne daha da gerilediğimizi fark edemiyoruz bile...
Hayıtımızı kuşatan/karartan hurafelerden, yobazlıklardan arınabilmek için aklın ve bilimin rehberliğinde bir aydınlanma süreci yaşamamız şart. Geleceğe umutla bakabilmenin başka yolu yok...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...