10 Temmuz 2015 01:00

Referandum ve sonrası

Referandum ve sonrası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Referandumda Yunanistan halkının kemer sıkma politikalarına karşı sergilediği kararlı duruş karşısında Troyka ile sürdürülen görüşmeler nasıl bir seyir izleyecek? Son günlerde kafaları kurcalayan soru bu.

Öncelikle şunu belirtmek lazım, giderek AB’nin patron koltuğuna tek başına yerleşen Almanya Yunanistan’ı sopayla “terbiye” edeyim, diğerlerine de ibret olsun derken, kantarın topuzunu kaçırdı. İdeolojik kökeni bir yana ekonomiden iyi kötü anlayan hiç kimsenin kolayca arkasında duramadığı, sonunu göremediği bir model yarattı. Hatırlayalım, 2010 yılında, ne diyordu IMF? Uygulanacak tedbirler sonrasında ekonomi yüzde 5 daralacak, 2013’den sonra ise büyüme trendine girecek.

O günden bugüne Yunanistan ekonomisi yüzde 25 daraldı. Troyka ise halen emekli ödenekleri, ücret kısıntıları ve KDV artışları yoluyla toplam talebi daha da kısacak ve daralmayı sürdürecek ek tedbirler arayışında. Nihayetinde bu süreç sadece Yunanistan’da değil, Avrupa’nın diğer borçlu ülkelerinde de Almanya’nın hegemonyasını ilerletmek bir yana, giderek daha fazla sorgulanır kıldı. SYRIZA’nın defterinin dürülmesi, Avrupa’da kemer sıkma politikalarına karşı yükselen muhalefetin önünün kesilmesi açısından büyük önem taşıyordu. Ama SYRIZA referandum hamlesi ile bu çabayı şu an için boşa çıkardı. Ne var ki, henüz kalıcı bir kazanımdan söz etmek mümkün değil. Tek fark, SYRIZA eli daha güçlenmiş bir şekilde masaya oturma fırsatı bulacak.

An itibariyle görülen o ki, Troyka ilk planda referandum olmamış gibi davranacak, önceki teklifte ısrarını sürdürecek. Diğer yandan, artık onlar da biliyor ki, ekonomik tehditlerle Yunanistan’ın iç politikasını şekillendirme arayışı sonuç vermeyecek. Karşılarında ardındaki halk desteğini tazelemiş bir hükümet oturuyor. SYRIZA’ya gelince referandum sonuçları parti içi sol kanadın elini güçlendirdi. Kamuoyunu tatmin edecek bir taviz koparamadıkları takdirde masadan çekilmek durumundalar.  Daha geçen hafta halk oyuyla reddedilmiş bir pakete bir hafta sonra onay vermeleri düşünülemez dahi. Bomba artık AB’nin kucağında, Yunanistan’ı reddettikleri takdirde ülkeyi avro dışında bırakacak yol haritasını da hazırlamaya koyulmalılar. Tavize yanaşmaları da kolay değil, çünkü SYRIZA’nın zaferi olarak algılanacak her sonuç başta yıl sonunda seçimlere gidecek İspanya olmak üzere borçlu ülkelerde sistemden kopuş arayışlarını hızlandıracak.  Şu an için en önemli kazanım halen AB’yi ve Avro Bölgesi’nde kalmayı ağırlı olarak tek çıkar yol gören Yunanistan halkının alternatif çıkış yollarına kapıyı aralaması. Bu durum ülkede sosyalistlerin etki alanını genişlettiği gibi Avrupa genelinde de yeni bir dalga yaratabilecek gibi gözüküyor.

Yunanistan Komünist Partisinin (KKE) referandum konusundaki tutumunu da değerlendirmeden geçmek olmaz. Bilindiği gibi KKE parlamentoda referandum kararının alınmasına karşı çıkmış, sonrasında ise geçersiz oy kullanılması yönünde çağrı yapmıştı. KKE referanduma giden sınırlı süre içerisinde örgütlerini seferber ederek AB’nin dayatmalarına ve SYRIZA’nın tavizkar tutumuna karşı tavır almaya çağırdı. Burada bir problem yok elbette. Ama referandumda geçersiz oy kullanımı çağrısıyla ülke siyasetine belki de en fazla yön verme olanağı bulacağı bir süreçte kendini bir kez daha tribüne çıkardı. Oysa ki, güçlü bir “hayır” propagandasının altını kendi talepleriyle doldurma olanağı bulabilirdi. Siyasette bazı dönemeçler vardır ki, tarafsız olmak aslında taraf olmak anlamına gelmektedir. Referandum sonucu evet olsaydı, KKE bunun altından zor kalkardı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...