08 Temmuz 2015 01:00

Dar koridoru açarken

Dar koridoru açarken

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İçinde koridor sözcüğünün geçtiği cümleler daha çok güney sınırında Suriye’ye güvenli geçiş noktalarını tanımlamak maksadıyla kullanılıyor. YPG Til Ebyad’ı alıp iki kanton arasında bağlantıyı kurduktan sonra Suriye’ye müdahale edebileceği alanı daralan Hükümetin lügatında koridor,  içerdeki esenliğine ve bekasına, dışarıda da emperyal hayallerine kendisini bağlayan göbek bağı olarak telakki ediliyor. Sınırın bir yerine askerin onbinlerce mevcut ve tank tüfekle dizilmesinin nedeni bu. Olmazsa olmaz koridor ateşten ekskavatörlerle açılacak.

Ancak bir koridorun varlığı şu günlerde sadece suyun başını tutanların değil halkların ve ezilenlerin bekası ve esenliğinin de güvencesi. İçerisini ve dışarısını bir egemenlik alanı olarak yeniden yeniden tesis etmeye çalışan, bunu yaparken de hem birbirleriyle dalaşan hem de bu egemenlik alanlarının gerçek sakinlerini oradan defetmeye çalışan fetihçi pratiğe karşı bir koridor inşa etmek onlar için de tartışılmaz önemde. Koridorları kim inşa ederse geleceği ve yazgıyı o kontrol edecek. Sınır boyundaki durum bu.

Sınırların içinde ise mayıstan bu yana metal işçileri başka bir koridoru genişletmekle meşgul. Sömürünün had safhaya ulaştığı, çalışma koşullarının insanı insanlığından utandırdığı metal sektöründe işverenle işbirliği halinde işçilere katlanmayı ve boyun eğmeyi telkin eden, çizgiden çıkanlara zor kullanmaktan çekinmeyen sarı sendikanın imzaladığı toplusözleşme maddelerinin arasından kendi geleceklerine uzanan bir koridoru direne direne inşa ediyor metal işçileri. Bu direniş Bursa’da başladıktan sonra birçok ile yayıldı, son durumda ise koridorun inşaatına Trakya işçileri de dahil oldu.

Başlangıçta fiili grevi işçilerin bir ergenlik bunalımı olarak telakki etmeye meyyal sendika-işveren-devlet hiyerarşisi bu büyük inşa faaliyetinin kumda oynamaktan ibaret olmadığını anladıklarından itibaren işçileri bölmek için ellerinden geleni yaptılar ve nihayet  önceki gün Arçelik LG fabrikasında olduğu gibi tomaları işletmenin önüne yağdılar. Bir miktar işçi gözaltına alındı. Onlara ergenlik bunalımından mustarip çocuklar gibi davrandıkları sürece işçilerin aklına sınıf mücadelesinin gelmeyeceğini, üç beş kuruşa fit olacaklarını sananlar fena halde duvara tosladı. Sessiz sedasız, gürültüsüz patırtısız süren sınıf mücadelesi polisin tomasından gazından daha beter bir, “sınıf yok ki zaten” duyarsızlığını da delerek sürüyor. Başarırlarsa açtıkları koridordan en önce bu duyarsızlık maluliyeti geçip iyileşecek!

Metal işçilerinin, şimdilik kendi dertlerine gömülmüş diğer emekçi kesimlerinden pek destek almamış olması elbette bir handikap. Ancak başlarını nereye çevirseler orada gördükleri direniş ve mücadelelerin yarattığı iklim, onların azıcık nefes almak için açmaya çalıştıkları koridorun lojistik kaynakları arısında sayılır. Üstelik kuzey batı sınır ötesinden de iyi haberler gelmişken.

Yunanistan emekçilerinin Troyka’nın borç dayatmasına, diğer Avrupa emekçilerine de örnek olacak biçimde, ezici bir çoğunlukla verdikleri “hayır” oyunun metal direnişçilerinin işini kolaylaştırmadığı söylenemez. Sandığa atılan her Oxi, İspanyol, Portekiz, İrlanda ve Fransa işçilerinin zihnine de, hak bilinen yolda ısrar edilirse küçük başarılar kazanılabileceğini bu küçük başarıların birike birike daha büyük zaferlerin yolunu açacak birer alete dönüşebileceği sezgisini işledi. Günün birinde her ülkenin emekçilerinin, ezilenlerinin açtığı küçük koridorlar büyük bir anacaddeye açıldığında trafiğin kontrolü bizim sınıfın inisiyatifine geçecek.

Bu bilgi sadece bizim tarafın defterinde kayıtlı değil. Dünya egemenleri, kontrolü kaybettiklerinde bunun kendilerine neye mal olduğunu öğrendikleri tarihi, hafızasızlaşmaları için ellerinden geleni yaptıkları ezilenlerden daha iyi ezberlemiş durumdalar. Küçük koridor mücadelelerinin, nefes alma borularının büyük bir sınıf mücadelesinin habercisi olduğunu gayet iyi biliyorlar. Sınırda teyakkuza geçilmesinin, Troyka’nın endişesinin, Türk Metal saldırganlığının sebebi bu.

Şimdilik birbirinin mücadelesine pek aldırmadan kendi inşa faaliyetlerini kendi başlarına sürdüren yalıtılmış işçi ve emekçi kesimleri de kendi deneyimlerinden yeni baştan öğreniyorlar. Yunanistan işçisinin AB’a çektiği eyvallahı ile metal işçisinin demokrasi mücadelesi arısında özsel bir ilişki bu mücadele sırasında ister istemez kurulacak. Yeraltında kimi sessizce kimi patırtıyla çalışan karınca sürülerinin küçük teması bir gün bir yerde büyük buluşmaya dönüşecek. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...