03 Temmuz 2015 00:52

Çiş lekesi

Çiş lekesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Biz başkan yaptırmadık ama Hollywood stüdyoları ara ara başkanı kurtarma filmleri yaptırır. Bunların oldukları yerlerde hep beklenmedik felaketler yaşanır ve her seferinde, herkesin önünde bir tane görev olur: Hayatta kalmak değil, başkanı kurtarmak. Arka fonda marşlar çalarken. Yani başkan, felaket anında ilk kurtarılacak mal gibi bir şeydir. Amerikan filmlerinden daha iyi bilecek değiliz. 

Büyük Oyun, Finlandiyalı bir yönetmeni, Samuel Jackson gibi meşhur Amerikalı oyuncuları olan bir ortak yapım. Ama trampetler eşliğinde perdede yazan ismi, bir havuz gazetesinin manşet toplantısında bulunmuş gibi. Senaryo da oradan çıkmışsa, şaşırmamak lazım: Esmer sakallı kibar konuşan vatandaş helikopterle dağlık ormanlık bir araziye gelir. Çevreyi tanıtan helikopter pilotu sayar, şu hayvan var, bu var, ne avlamak istersen. “Sizin aradığınız nasıl bir oyun?” Cevap, manşetten gelir: “Büyük oyun”. Devamında, sakallı “Terörist misin?” sorusuna “Evet” diye cevap verecek, pilotu da füzeyle vuracaktır. Bu daha tanıtımdır tabii. Filmin başında 13. doğum gününde gelenek icabı avcılığını kanıtlamaya ormana gönderilen çekik gözlü Finli genç oğlan ile uçağıyla bir yerlere konuşma yapmaya giden siyah Amerikan başkanı ile tanışırız. Çocuk ormanda dolanmaktadır, uçak tepesine düşer. Pentagon ne olduğunu anlamaya çalışırken, başkanın kurtarma kapsülünün kapısını açan Oskari olur. Avrupa’nın yukarısında doğanın göbeğindeki çocuğun, ataları Afrika’dan getirilip köle edilmiş Amerikan başkanının kapısını açmak için kullanması gereken şifre, beyaz adamın Amerika kıtasını sömürgeleştirmeye başladığı yıldır: 1492. Elindeki oku yayı doğrultup sorar: “Sen kimsin?” “Ne yani, beni tanımıyor musun?” der başkan. Uçağının nereye düştüğünü bilmeyen adamların başkanı, herkesin kendisini tanıması gerektiğini düşünür çünkü. Teröristler peşlerine düşmüş, Pentagon olanı biteni anlamaya çalışırken küçük avcı kravatlı Amerikalıyı doyurup koruma işini üstlenir. Başkanı kaçıran sakallının Beyaz Saray’da kravatlı müttefikleri de vardır. 
Film, eski usul aksiyon filmlerine düşkün seyirciye bir çeşit nostalji yaşatmak üzere düşünülmüş olmalı. Yoksa bu kadar abartılı, göstere göstere, sürprizi bile sürprizsiz bir komplo hikayesinden anca yandaş medyaya dizi konusu çıkar. Tabii, yine de Büyük Oyun’u izlerken keyif almak için, psikopat teröristleri alt etme ve Amerikan başkanını kurtarma gibi maceraları heyecan verici bulmak, ya da en azından rahatsız edici bulmamak gerek. 

Küçük avcıyla başkan, ormanda ateş başında yemek yerlerken, gücün, iktidarın nasıl bir şey olduğunu konuşurlar. Başkan bir konuşmasından önce çişini altına kaçırdığı bir hikaye anlatır. Ama dışarıya karşı gayet sert bir görüntü vermiştir. Bu elbette bir sırdır. Kimse çiş lekesini öğrenmemiş, herkes güçlü başkanı görmüştür. 

Yaz kıtlığında vizyona giren, pek yaratıcı olmayan bir film işte. Patlamak üzere olan uçaktan fırlatma koltuğu ile başkanla birlikte kaçıp kötü adamı okla vuran küçük avcı tabii ki hikaye. En çok esip gürleyen, “Başkanım da başkanım” diyenin altına işediğinin sır olması da.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa