Yetti artık!
Fotoğraf: Envato
Ortadoğu’da kendi kafasına göre çizilmiş bir siyasi harita AKP’nin öteden beri takıntısı. Şimdiye kadar attığı her adımda duvara toslamış olsa da bu hülyadan kendisini kurtaramıyor. YPG’nin, Til Ebyad’dan IŞİD çetesini kovmasından sonra Suriye sınırında kontrol altına alabileceği alanın daralması, Hükümetin takıntısını obsesyon düzeyine yükseltmiş bulunuyor. Bu koridor da kapanırsa üç kantonu birleşecek Rojava, Hükümetin, Suriye heveslerinin önünde bir duvar gibi dikilmiş olacak. Rojava “Özgür Suriye’nin bir parçası” olduğunu ilan etmesine karşın, Erdoğan’ın, “Güneyimizde ayrı bir devletin kurulmasına izin vermeyiz” celallenmesi bu yüzden. Afrin ve Kobane arasındaki bölge AKP’nin 13 yıllık hasretinin kritik eşiği.
Ama mesele bu mıntıkanın Türkiye-Suriye arasında jeostratejik bir önem taşımasından ibaret değil. CB artı AKP yönetenleri, Ortadoğu’nun fethi ile ilgili rüyalarını gerçekleştirmek üzere kullanabilecekleri koridorların başının önemli ölçüde Kürtler tarafından tutulmuş olduğunu düşünüyorlar. Çünkü Rojava, tereyağından kıl çeker gibi çözebilecekleri sınır ötesi bir sorundan ibaret değil. Cerablus’tan Suriye’ye müdahale etme çığırtkanlığı yapan miadı dolmuş Hükümetin bu emelini gerçekleştirmeye yeltenmesi durumunda “sınırımızın güneyinde kurulan devlet”in nerede başladığı nerede bittiği AKP için bir muamma haline gelecek. 6-7 Ekim olayları bunu göstermişti.
AKP’nin bunu göze almış olduğu görülüyor. Kürt sorununu çözmek yerine oyalayarak dondurmanın, “Kürt sorunu yoktur” demelerin maddi karşılığı “Seni başkan yaptırmayacağız” olarak döndüğünde, Erdoğan Ortadoğu koridorunu eskisinden daha fazla kanırtması gerektiğini anlamıştı. Halkı topyekün bir savaş batağına çekebilmek için bünyesindeki Enver Paşa genlerini zorlamasının bir nedeni de girdiği yolda başka seçeneğinin kalmaması. Çünkü dursa düşebileceği bir noktaya geldi AKP; ama koşarsa da düşecek. Bu baş ve göz dönmesinin bir nedeni de varlık ve yokluk arasındaki sınırın tam üstünde duruyor olmasından.
Sabah gazetesinde hükümetin Suriye’ye müdahale planıyla ilgili akla ziyan bir strateji yayımlandı. Buna göre Hükümet bundan böyle el Kaide’nin Suriye’deki uzantısı el Nusra Cephesi ve Ahraru’ş Şam gibi cihatçı örgütleri ve kimi ÖSO gruplarını destekleyecek. IŞİD’in uzak durması sağlandıktan sonra Cerablus bölgesi ÖSO gruplarına teslim edilecek. Güya bu harekat hem YPG’yi hem rejimi hem de IŞİD’i kontrol altına alacak.
Bu da ötekiler gibi havanda su dövmeye yarayan “derin bir strateji”! Ve yine tıpkı öncekiler gibi bedelini halkın ödeyeceği sığ bir hayal gücünün ürünü. Kırmızı çizgilerini sınırlarının dışından çizebilme yeteneğini gösteren yetkisiz hükümetin bu cüretinin Ortadoğu’ya ödeteceği hesap ise ölçülemez. Hükümetin sadece kendi kırmızı çizgilerinin geçtiğini sandığı o koridor, uluslararası güç ilişkilerinin zorlukla dengede durmaya çalıştığı bir toprak parçasından daha fazlası. Ortadoğu’daki hegemonik ağırlığın ibresinin ne yana döneceğini belirleyecek bir kavşak. Erdoğan’ın elindeki savaş tamtamı ise, daha ilk vuruşta üçüncü dünya savaşının çan sesleri çıkaracak cesamette. Putin zaten hemen resti çekti.
Bu yüzden Erdoğan’ın, sınırın berisine müdahale etme arzusu ve gerekçeleri inanılmaz ve saçma geliyor. Öyle gelse bile 13 yıldır herkesi “Suriye’ye girdik, gireceğiz” modunda tutan, ülke nüfusunu kendi yarattığı gündemlerle meşgul eden siyasi figür bunları ciddi ciddi tartıştırıyor. Yapabileceğinden değil ama hayallerinin gerçekleşebilirliği etrafında içeriye daha çok çeki düzen verebileceğini sanmasından.
Ancak ölümü gösterip sıtmaya razı etme siyasetinde deniz bitti. Bunu bir fark etmeyen Erdoğan.
Fakat yetti artık; savaş mavaş yok. Ey AKP, Rojava’dan elini, Ortadoğu’dan gözünü çek. Nokta.
- Vatan millet ıstakoz 19 Nisan 2024 06:05
- Kürt’e yasaklı, kavgalı gürültülü Türk demokrasisi! 05 Nisan 2024 05:53
- Bu daha başlangıç 01 Nisan 2024 05:40
- Yol boyu Kürtler 29 Mart 2024 05:00
- Hatay’da geliyorum diyen deprem! 22 Mart 2024 04:58
- Yoksullaştır ve yardıma muhtaç et! 17 Mart 2024 05:07
- Ama şu ama bu… 15 Mart 2024 04:46
- Ölümle yaşam tertibi arasında kadın 08 Mart 2024 05:10
- Kalkınma planları ve programlarında kadın: Bir beşeri sermaye 03 Mart 2024 05:20
- TOKİ’zedeler ve istismar 01 Mart 2024 04:58
- Şeriat mı? 23 Şubat 2024 05:08
- Altında kan, aslında yağma var 16 Şubat 2024 05:10