25 Haziran 2015 01:00

Çok şükür

Çok şükür

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çoktandır sesi soluğu çıkmıyordu. Hışımla odama daldı. “Hele otur. Bir nefes al” dememi duymadan burnundan soluyarak başladı anlatmaya.
- Bir yakınım rahatsızlandı. Şikayetlerinden yola çıkarak önce Gugıl dayıya sorduk. O bir şeyler söyledi. Benzer şikayetlere sahip insanları yutub’dan izledik. Tivitler atıldı. Ingstram’dan fotoğraflar yollandı. Vatsap’tan onlayn ilişkilere girildi. Duyduklarımızı, gördüklerimizi dikkatle uyguladık. Mesajlar filan derken sonuç, elde var sıfır. Ne hastamızın şikayeti azaldı, ne de morali düzeldi. Kaynatılmış ebegümeci suyu dahil denemediğimiz ilaç kalmadı ama nafile. Sonra bir arkadaşın önerisiyle kalktık çok ünlü bir hastanenin çok ünlü bir profesörüne gittik. “Yarın muayenehaneme gelin” dedi. Gittik. Kapıdaki sevimli kıza bin liranın yarısını çarpıldıktan sonra içeri girdik. “Yarın hastaneye gelin, tahlil yapalım” komutuyla çıktık. Tahliller yapıldı. Durum vahimdi. Yan etkisi bol, sıkı ve ağır bir ilaç tedavisi olacaktı. Sonuç, “Allah’tan ümit kesilmez” di.
Bir başka arkadaş, “Durun yahu. Hemen atlamayın. Bir de başka profesöre görünün. O da bu konuda süper” deyince bir de ona gidelim dedik. Başka bir ünlü üniversitenin başka bir ünlü profesörü de “Yarın muayenehaneme gelin” dedi. “Çarşamba hastaneye gelin” demesi için bin liranın diğer yarısını da ona verdik. Tahliller tekrar yapıldı. İkinci ünlü profesör gözlerini kısarak teşhisi koydu. “Ciddi bir şey yok. İlaca da gerek yok.”
Durum 1-1 olunca “Acaba üçüncü bir ünlü hastanenin üçüncü bir ünlü profesörüne mi gitsek?” diye şöyle bir içimizden geçirdik, ama elde avuçta bir şey kalmadığı için ikinci ünlü profesöre inandık. Aradan epey zaman geçti. Paralar bitince hastamız mecburen iyileşti. Şikayeti bitti. “Birinci profesör haklı çıkmaz inşallah” diye duacıyız çok şükür.     

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...