19 Haziran 2015 00:54

Yunanistan: B planı için tam zamanı

Yunanistan: B planı için tam zamanı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dün Luxemburg’da bir araya gelen Avro Grubu maliye bakanları, Yunanistan’a bu ayın sonunda verilmesi gereken 7.2 milyar avroluk kredi diliminin serbest bırakılıp bırakılmayacağını konuştu. Bir haftayı aşkın bir süredir Avrupa kamuoyunun baş gündemi olan Yunanistan’ın durumu konusunda somut bir kararın çıkması beklenmiyordu. 

Çünkü, Yunanistan hükümeti son ana kadar “Troyka” olarak adlandırılan AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankasının (AMB) dayatmalarına olumlu yanıt vermedi, “reform listesi” sunmadı. Bugüne kadar SYRIZA Hükümeti tarafından sunulan bütün “reform önerileri” yetersiz görüldü ve “somut adımların” atılması istendi.

Nedir bu somut adımlar?

Çalışanların ve emeklilerin maaşlarının düşürülmesi, sosyal alanlarda daha fazla kısıtlamaya gidilmesi, özelleştirmelere devam edilmesi...

Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras ve Maliye Bakanı Yanis Varufakis, kısıtlama yapmadan bu yıl açık vermeden bütçeyi kapatacaklarını taahhüt etmelerine rağmen dayatmalardan vazgeçilmedi. Zira işin asıl esprisi de burada: Yunan hükümeti diz çöktükçe, halka ağır ekonomik dayatmalarda bulundukça uluslararası mali sermaye kârına kâr katıyor. Daha açıkçası Avrupa sermayesi, tekelleri ve çıkar gruplarının gözü asıl olarak Yunan emekçilerinin cebinde. Yunan sermayesinden daha fazla vergi alınması gibi uygulamalara ise yanaşmıyorlar.

2010’dan bu yana dayatılan acı reçetelere bakıldığında Yunan emekçileri için bıçak kemiğe dayanmış. Yaşam koşulları tahammül edilebilecek gibi değil. Önceki gün bir Alman televizyonunda 650 avro maaş alan emeklilerin nasıl da yoksulluk içerisinde yaşam mücadelesi verdikleri gözler önüne serildi. Demek ki ileri sürüldüğü gibi Yunan emeklileri 1500 avro emekli maaşı almıyormuş...

Durum bu olduğu halde Alman basınında son bir kaç gündür SYRIZA yöneticilerinin “poker oynadığı”ndan dem vurarak, AB’nin “resti” görmesi, yani geri adım atılmadığı takdirde Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nden çıkarılması (Grexit) çağrısı yapılıyor.

Bu zor koşullarda Yunan halkının ve hükümetinin poker oynamak için ne vakti ne de parası var.
Görünen o ki, Troyka sanki Yunanistan’da seçimler yapılmamış, hükümet değişmemiş, bu nedenle de her şeyin eskiden olduğu gibi sürüp gitmesini istiyor. Beş aydır ülkeyi yöneten ve muhalefetteyken dayatmaları reddeden SYRIZA Hükümeti, süreci bugüne kadar uzlaşma içerisinde getirdi. Ancak, gelinen aşamada dayatmalar küçük manevralarla, kelime oyunlarıyla, oyalamalarla geçiştirecek gibi değil.
Artık “Ya herro ya merro” deme zamanı.

Beş aydır keskin bıçak sırtında yürütülen sürecin sonuna gelindi. Yunanistan halkına acı reçeteler dayatan Troyka, açıktan SYRIZA’nın “harakiri” yapmasını istiyor. Dayatmaları kabul etmek, halka acı reçeteler yazmak SYRIZA için “politik intihar”dan başka bir şey değildir. Eğer bunu yaparsa bir sonraki seçime kadar, belki oraya da varmadan, PASOK gibi partiler mezarlığına gitmekten kurtulamayacaktır.
Alman basını şimdiden AB’nin asıl amacının bu dayatmalarla ülkeyi erken seçime götürmek ve sandıktan AB’nin emrindeki bir hükümet çıkarmak olduğu da yazmaya başladı. Başbakan Merkel’ın dün mecliste yaptığı konuşma da geri adım atılmayacağının işaretiydi.

Bütün bunlardan ötürü SYRIZA için B Planı’nı devreye koymaktan başka seçenek bulunmuyor. Bu plan öncelikli olarak dış borçları ödemeyi durdurmaktan geçiyor. “Defacto” olarak zaten iflas etmiş bir ülkenin halen aldığı borçlar için devasa oranlarda faiz ödemeye devam etmesi kabul edilebilecek bir durum değil. Borç-faiz sarmalında durdukça düzlüğe çıkmak mümkün değildir.

Hal böyle olduğu halde, bütün sermaye grupları koro halinde Yunanistan’ın iflas ettiğini ilan etmesi durumunda avronun istikrarının sarsılacağından dem vuruyor. Sonucu Yunan halkının, emekçilerinin yararına olacaksa varsın avro sarsılsın, itibar kaybetsin...

Çünkü, “Yunanistan sorunu” çoktan basit bir alacak-verecek meselesinden çıkmış, büyük politik anlamları olan bir sürece dönüşmüştür. 

Bunca dayatma ve tehdide rağmen koşullar SYRIZA Hükümetinden yana. Birincisi ülke içinde borçların ödenmemesi konusunda halkın büyük desteği söz konusu. Daha iki gün önce meclis binası önünde AB’ye karşı hükümete destek mitingi yapıldı. İkincisi de dışarıdan alacağı destektir. Çipras tam bu gerilimin ortasında bugün ikinci kez Putin ile bir araya geliyor.

AB, bir süredir Yunanistan’da Rusya nüfuzunun atmasından endişeli. Bunu engellemek için de pazarlıkların sonunda bazı dayatmalardan vazgeçmek sorunda kalabilir. Bu da Troyka’nın ve bütün sermaye gruplarının yenilgisi anlamına gelecektir. Yunan emekçileri verdikleri mücadeleyle Troyka’nın yenilgisini kutlamaya çoktan hak etmiştir. 

Umarız SYRIZA verdiği söylediklerinin arkasında sağlam durur ve geri adım atan mali sermaye tekelleri ve Yunanistan’a sömürge muamelesi gören ülkeler olur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...