11 Haziran 2015 00:52

Sansürsüz Belgesel Şenliği Documentarist

Sansürsüz Belgesel Şenliği Documentarist

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bizler birkaç gündür halay vaziyetinde olsak da, malum, geçen haftaya kadar memlekette pek çok şeyin tadı kaçmıştı, film festivalleri sadece onlardan biriydi. Özellikle sonbahardan beri, Antalya Altın Portakal ve nisanda İstanbul gibi en büyük festivaller sansür sebebiyle pert olmuştu. Filmler çekildi, yarışmalar iptal edildi, protestolar yaşandı, sansürcüler ısrarcı çıktı ama direnenler de sansüre boyun eğmeyeceklerini ilan etti. Yarından itibaren bir hafta sürecek 8. İstanbul Belgesel Günleri Documentarist’in lezzeti buradan geliyor: Sansürlenen filmler dahil, birçok dikkate değer belgesel, sinema perdesinde seyirciyle buluşacak. 
Gösterimi engellenen Bakur, bunların ilki. Kürtçe Kuzey anlamındaki Bakur, sınırın bu tarafındaki gerilla kamplarından görüntüler içeren bir belgesel, bilindiği gibi. Onlarca yıldır memleketin en önemli siyasi ve toplumsal meselesi sayılsa da, bırakalım gerillaları, savaşla ilgili izlediklerimiz ne yazık ki sınırlı. O yüzden filmi başka gerilla belgeselleriyle karşılaştırabilme imkanımız yok ve elbette birçok ilk kez seyirci karşısına çıkan gerilla yaşamına dair görüntülerin kıymetini takdir etmek gerek. 

Bir ilk daha: iki yılın ardından vizyona giren ilk Gezi filmi Haziran Yangını. Gürkan Hacır’ın belgeseli İstanbul Film Festivali’nden çekilmişti, şimdi Documentarist’te de gösteriliyor, aynı zamanda bugün ticarî sinemalarda vizyonda olacak. Ethem Sarısülük cinayetine odaklanan film, geride kalanların duygularını da doğrudan yansıtmaya çalışıyor. Benzer bir hikaye anlatan Uluslararası Panorama’dan Kelebeğin İzi ise, Mısır’da Tahrir eylemlerinde öldürülen ve bir simgeye dönüşen Mina’ya dair.

Nû jîn, nû jin, “Yeni yaşam, yeni kadın” anlamına geliyor. Faili Devlet’in yönetmeni Veysi Altay, Kobanê’de IŞİD’e karşı YPJ saflarına katılan 18 yaşındaki Elif Kobanê adlı savaşçının bir günlük yaşamını izliyor. 
Gösterimlerin ücretsiz olacağı Türkiye Panorama bölümünde sansür sebebiyle gösterilemeyen birçok başka film var. 

Belgesel Günleri’nde Yüz Yıllık Sessizlik başlıklı bir bölüm de, Ermeni Soykırımı filmlerini bir araya getiriyor. Örneğin Portakalın Uykusu, 1915’ten bir direniş öyküsü. Tehcir kanunuyla önce Halep’e, oradan asıl sürgün yerlerine gönderilmek istenen Musadağ Ermenileri dağa çıkar. Kuşaktan kuşağa anlatılan bu direnişin anılarıyla büyüyen bir genç kadının, Hasmig Martiryan’ın yolculuğu, Eylem Şen’in filminde. 
Uluslararası Panorama bölümünde farklı ülkelerden çok sayıda film var. Bunlardan Sessizliğin Bakışı, özellikle Öldürme Eylemi filmini bilen seyircilerin ilgisini çekecek. 1960’larda Endonezya’daki büyük antikomünist ve ırkçı katliamın failleri, Joshua Oppenheimer’in önceki filminin konusuydu. Bu kez, abisinin ölümünün detaylarını Öldürme Eylemi’nin çekimleri sırasında öğrenen Adi, hâlâ iktidarda olan katillerle yüzleşiyor.

Kadının Adı Yok, adı anlamlı bölümlerden biri. Naziha’nın Baharı’nda Gülşah Doğan, şiddet uygulayan kocasını kapının önüne koyup yeni bir hayat kuran mücadeleci bir kadını izliyor. 

Tek başına Sansüre Takılan Belgeseller bölümü bile çok önemli çünkü bu bölüm, adının açık ettiği bir seçkiyi seyirciyle buluşturuyor. Gezi belgeseli Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek, Bakur, Dersim 38 gibi. Berivan gibi, on yedi kişinin öldürüldüğü kanlı 1992 Newrozu’nun simgesi Berivan Cizre’nin öyküsünü anlatan. 

Festivalin onur konuğu Stefan Jarl filmleri, Ustalara Saygı bölümünde: Auschwitz’li Kız, kapitalizm üstüne ekonomi gazetecilerinin söylediklerine yer veren Eşik, 2001’deki AB zirvesi protestolarına yönelik saldırıları konu alan Teröristler: Cezalandırılan Çocuklar bunlardan bazıları. 

Documentarist’te hüzünlü, neşeli, öfkeli, ama her biri ufuk açıcı 90’a yakın belgesel var, burada sadece birkaçının adı geçebildi. Devamı, www.documentarist.org’da. Ne bakanlığın ne başka kurumların bütçe ayırmadığı, küçük desteklerle yapılabilen bir şenlik Documentarist. Sansürlenen filmlerin gösterilmesi ne kadar anlamlıysa, küçük salonlarda az sayıda seyirciye ulaşabilmesi, milyonlara ulaşan tanıtımlarının yapılamaması, sansürün “Bu filmi göstermeyin” telefonlarından daha fazlası olduğunu gösteriyor belki. Bu yüzden daha da fazla desteklemeye, konuşmaya, izlemeye değer.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...