‘Bunların derdi başka’ deme sırası Blatter’de

IOC’nin gizli başkanı Kuveytli Şeyh Ahmed el Sabah, 2022 Katar Dünya Kupası’na yönelik eleştirilerin “ırkçılık” olduğunu söylemişti.
Gerçi eleştiriler, iş gücünün yüzde 90’ı göçmen işçilere dayanan Katar’daki dünya kupası inşaatlarında yaşanan işçi katliamlarına ve insan hakkı ihlallerine ilişkindi ama olsun! FIFA Başkanı Sepp Blatter’in yakın dostu ve bir iddiaya göre Blatter’in varisi Şeyh’e göre tartışmalar siyasi ve maksatlıydı!
“Bunlar Müslüman düşmanı”, “Bunlar ‘doğu’ düşmanı” bir başka deyişle “Bunların derdi başkaaaağ” idi.
Evet, “Bunların derdi başka” çağımızın sloganı. Belki biz bu lafa Erdoğan’dan aşinayız ama benzer argümanlar dünyanın her yerinde geçerli.
Ciddi suçlamalara karşı “Bunların derdi başka” diyerek kamuoyunun dikkatini başka bir kutuplaşmaya çekmek en etkili yöntem.
Hatırlarsanız Aziz Yıldırım, şike iddialarına ‘Cumhuriyet düşmanlarına karşı son kale Fenerbahçe’ savunmasıyla göğüs germişti.
Recep Tayyip Erdoğan da 17-25 Aralık’a “Büyük Türkiye’yi istemeyen dış güçlerin oyunu” diyordu.
Kuşkusuz tüm bu operasyonların arkasında siyasi bir hesaplaşma vardır. Olmaması düşünülemez.
“Ama yolsuzluk var mı kardeşim, bana bundan bahset” diyenlere doğru dürüst bir yanıt verildiğini duydunuz mu hiç? Varsa yoksa “Bunların derdi başka.”
Geçtiğimiz hafta düzenlenen FIFA operasyonunun arkasından da benzer tartışmalar başladı.
Başta 2018 Dünya Kupası’nın ev sahibi Rusya olmak üzere Blatter’in müttefikleri meselenin yolsuzluk değil ABD ve batının hegemonya savaşı olduğunu yazıyor.
Öncelikle şunu söyleyelim, ABD ve Avrupa’nın Blatter karşıtı olmasının, buna karşılık Blatter’in Afrika, Asya ve Karayipler gibi dünya futbolunun ‘öteki’ bölgelerinin desteğiyle başkanlığa seçilmesinin siyasi okuması: “Mazlum dostu Blatter” şeklinde yapılamaz.
Eduardo Galeano’nun “Yeryüzünün en gizli krallığı” dediği FIFA içerisinde her üye ülkeden bir isim oy hakkına sahip. Ve bu isimlerin belirlenişi de öyle demokratik yollarla filan olmuyor. Dolayısıyla Trinidad Tobago’nun desteğini almak demek Trinidad Tobago halkının desteğini almak demek değil, çoğu zaman son derece karanlık ilişkileri bulunan Jack Warner (Son FBI operasyonunun merkezinde o var) tipi kodamanların desteğini almak demek.
1974’te “Ben futbol adı verilen bu ürünü pazarlamak için geldim” diyerek FIFA başkanı olan Joao Havelange’ın çırağı Sepp Blatter, futbol endüstrisinin dünya pazarını büyütmek için önemli işler yapmıştır. Ama örneğin “Güney Afrika’da dünya kupası düzenlemek, Güney Afrika futbolunu ihya etmek midir” sorusunun yanıtı “Evet” olmadığı sürece (Ki dünya kupasından 5 yıl sonra durum kesinlikle öyle değildir) Blatter’in futbolda Batı merkezci anlayışa karşı savaştığı da iddia edilemez.
Bugün eğer FIFA’yı en iyi Genel Sekreter Jerome Valcke’nin “Daha az demokrasi, dünya kupası düzenlemek için daha elverişli bir ortam sağlıyor” cümlesi tanımlıyorsa ‘3. dünya dostu Blatter’ zırvasının da ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır.
Blatter, FIFA’nın kapalı yapısından yararlanarak dünyanın yoksul ülkelerini de içine kattığı bir yolsuzluk ve kara para aklama ağı kurmuştur. O kadar!
Mızraklar çuvala sığmamakta ve FBI soruşturmasına da konu olan ABD-Karayipler şebekesi gibi organizasyonlar her yıl futbolu kullanarak milyonlarca doları iç etmekte, oylamaları maniple etmektedir.
Yaptığı haberlerle FIFA’daki birçok ismin ipliğini pazara çıkaran Andrew Jennings gibi gazeteciler sayesinde artık FIFA ve Blatter’in yani dünya futbolunun zirvesinin ne kadar derin bir karanlıkla yönetildiğini herkes biliyor.
Russia Today’de Eric Draitser, “Elbette yolsuzluk olabilir. O halde Blatter’in etrafındaki isimler değiştirilir ve yola devam edilir” diyor. E zaten artık Blatter bile aynı şeyi söylüyor. O bile yolsuzluğu inkar edemiyor ama meselenin “bireysel” olduğunu, bazı çürük elmaların bulunduğunu öne sürüyor. Kendisinin tertemiz olduğunu ama pis işlere bulaşmış olanlar varsa bunlardan hep birlikte kurtulmaları gerektiğini söylüyor.
Tüm bu yaşananlar ve Blatter’in kendisini savunmak için seçtiği argümanlar Türkiyeliler için fazlasıyla tanıdık ki bu, durumun vahametini özetlemek açısından yeterli.