13 Mayıs 2015 00:56

CHP’nin Kürt eşiği

CHP’nin Kürt eşiği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CHP genel başkan yardımcıları dün İstanbul’da gazetelerin yönetici ve köşe yazarlarıyla bir araya geldi. Amaç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun da belirttiği gibi, CHP’nin seçim bildirgesine dair tartışmalarda şu ana kadar öne çıkan ekonomik yön dışındaki konuların da paylaşılmasıydı. 

Birlikte katıldığımız Politika Editörümüz Çağrı Sarı’nın, toplantının geneline dair bir haberi olacağı için ben burada sadece Kürt sorunuyla ilgili gözlemlerimi paylaşacağım.

Öncelikle CHP’nin seçim bildirgesinde Kürt sorununun önceki dönemlerden daha ciddi olarak, adı konulan ve çözümü için politikalar önerilen bir gündem olarak yer alması önemlidir. Dünkü toplantıda dağıtılan ‘22 Soru, 22 Cevap. CHP’nin Kürt Sorununa Bakışı, Çözüm Çerçevesi’ başlıklı broşürde de bunun örnekleri sıralanıyordu.

Örneğin bu broşürde 9. soru şöyle: “CHP Anadil Eğitimi ve Anadilde Eğitim Konularında Ne Düşünüyor?” Yanıtında da şöyle deniliyor: “CHP anadili temel bir insan hakkı olarak kabul etmektedir. Yurttaşların ortak dil olan Türkçenin yanı sıra, ana dilini öğrenmesi, kullanması konusundaki tüm engelleri kaldırması CHP’nin önceliğidir.”

CHP, Kürt sorununun çözümünün temel mecrası olarak Meclisi görüyor, çözüm sürecine dair bütün aşamaların şeffaf yürütülmesine vurgu yapıyor ve çözüm modeli açısından 4 ana ayağa vurgu yapıyor: 

“1/Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları standartlarını geliştirecek, Kürt sorununun yasal boyutlarını çözecek, tam demokrasi ve eşit vatandaşlık yolunda ciddi ilerleme kaydedilmesini sağlayacak yasal adımların vakit geçirilmeden atılması.

2/ TBMM’de siyasi partilerin katılımıyla bir Toplumsal Mutabakat Komisyonu Kurulması.

3/ Ortak Akıl Heyeti.

4/ Gerçekleri Araştırma Komisyonu Türkiye Modeli.”
Temel noktalara işaret ettikten sonra, kritik önemde gördüğümüz kimi değerlendirmelerimizi paylaşabiliriz.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gece canlı yayın konuğu olduğu Fox TV’de gelen sorular üzerine, Öcalan’ı Kürt sorununun çözümüne dair görüşmelerde meşru muhatap olarak görmediklerini söyleyerek, çözüm yeri olarak Meclisi işaret etti. CHP’nin Kürt sorununa dair broşürünün 4. maddesinde de “Şu anda AKP kontrolünde yürütülen İmralı görüşmelerinin, sorunu çözmekten ziyade daha da derileştirdiği” savunuluyordu. Bu vurguyu da hatırlatarak sordum; “Bugün diğer Kürt aktörleri açısından Öcalan’ın otoritesi bir realite. Broşürünüzde böyle deniliyor, Kılıçdaroğlu da meşru muhatap görmediğini söylüyor. Öcalan ile görüşmemek sizin için bir kırmızı çizgi mi?” 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu soruyu yanıtlarken, bugüne kadar Kürt sorunuyla ilgili TBMM Başkanlığına bir sürü yasa teklifi sunduklarını, ancak Hükümetin bunlara olumlu yaklaşmadığı gibi, sürekli ‘CHP barışa karşı’ propagandasını işlediğini dile getirdi. Tanrıkulu, çözüm için toplumsal mutabakat komisyonu kurulmasını önerdiklerini, bu komisyonun gerek gördüğü taktirde Öcalan ile de görüşebileceğini söyledi. Mehmet Bekaroğlu da, devletin çeşitli birimlerinin ‘silah bırakma’ gibi gündemlere ilişkin olarak Kürt hareketinin farklı aktörleriyle görüşmeler sürdürebileceğini ekledi.

Ancak, Kürt sorununun çözümünün ‘silahların sustuğu’ bir ortamda tartışılmasının bile Öcalan’ın 2013 Newrozu’nda yaptığı çağrı ile mümkün olabildiği hatırlandığında, CHP’nin bu konudaki rezervinin sürecin ihtiyaçlarının gerisinde olduğu açıktır. 

Diğer yandan, broşürde “CHP, İmralı Görüşmelerine Karşı Mı?” sorusunun yanıtının, “CHP, Kürt sorunu ile ilgili hak ve özgürlüklerin pazarlık konusu yapılmasını doğru bulmaz” diye başlaması, daha baştan her iki tarafa karşı bir “makul şüpheli” imasını içermektedir ki, HDP’nin seçim platformunun temel argümanlarından birinin Erdoğan’a yönelik “Seni başkan yaptırmayacağız” olduğu hatırlandığında, bu tür imalar etik açıdan da sorunludur. 

Diğer taraftan Kürt sorunu broşüründe “eşit vatandaşlık” vurgusu yapılırken, toplantıda Anayasa’nın vatandaşlık ile ilgili maddesinin çözüm sürecinin bir ihtiyacı olarak değiştirilmesiyle ilgili olarak net bir yanıt verilmemiş olması da yine sorunlu bir noktadır.

Özetle CHP’nin Türkiye’nin temel sorunlarından biri olan Kürt sorunuyla ilgili özgürlüklerin genişletilmesine vurgu yapan bir eşiğe gelmiş olması önemlidir. Ama geleneksel hassasiyetlerinin onu bu eşiğinin sınırında tuttuğu da bir başka gerçektir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa