11 Mayıs 2015 00:31

Kara paraya yol ver, gerisini koy ver!

Kara paraya yol ver, gerisini koy ver!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP’nin şiddetle paraya ihtiyacı var.
Seçim atmosferinin etkisiyle harcamalar arttı. Ekonomi durgun, vergi gelirleri azaldı. Ekonominin sıcak para ihtiyacı arttı.
Acil para lazım. Arap sermayesi epey geldi, ekonomiyi rahatlattı ama yetmiyor. Daha fazlası lazım!
Durum böyle olunca da hükümet yeni bir formülü devreye soktu. Gümrük mevzuatında değişikliğe gitti. Yurtdışından gizli kapaklı ve zahmetli para getirmenin riskine girmeden açıkça gümrüklerden bavullarla para getirmenin önünü açtı.
Son değişiklikte, “Mal ve hizmet ihracat bedeli, transit ticarete ilişkin kazançlar, yabancı sermaye bedeli veya ‘diğer kaynaklardan’ temin edilen nakdin gümrük giriş noktalarından yurda getirilmesi serbesttir” deniliyor.  
Bu nakdin beyan edilmesi zorunlu değildir, yolcu beyana zorlanamaz!  
Anlaşılan bundan sonra, uyuşturucu, kaçakçılık, terör finansmanı vs her türlü paranın kaynak sorulmadan ülkeye girmesinin önü açıldı. Bir önceki genelgede yer alan, “yolcu yanında yurda giren nakit, ‘risk analizi’ örnekleme yöntemiyle denetlenir” ifadesi artık yok. Hatta, terörün finansmanı, kara para aklama ve Türk Parasını Koruma Kanunu’na muhalefet gibi suç tespiti halinde savcılığa sevk edilir bölümü de çıkartıldı.

‘BAŞBAKANIN KİVİSİ’ DENMEZ ARTIK!
Geçen yılın Aralık ayında İran’dan Ankara’ya gelecek bir uçakta 4 ton dolar olduğu ihbarı gelmişti.
Uçak Ankara Esenboğa Havaalanı’na inecekti. Hukukçu kökenli milletvekili Mahmut Tanal, gece Esenboğa Havaalanı’na gitmiş ve uçağı beklemeye başlamıştı. Peşine düşünce uçağın kalkış saati değiştirilmiş rota Ankara yerine İstanbul’a dönmüştü.
Tanal’a, “Uçak, Başbakana (Tayyip Erdoğan) kivi taşıyor’ bilgi veremeyiz. Uçak, Sabiha Gökçen’e indi” denilmişti.
Tanal, Uçuş Kulesi’ni aradı. Tanal’a, inişin iptal edildiği bilgisi verildi.
Dalavere, dalavere...
Hikaye uzun ama şunu belirterek bitirelim; Tanal bir vekil olarak ne yaptıysa kesin bir bilgi alamadı. Şimdi artık, “Başbakan’ın kivisi” hikayelerine gerek kalmayacak.  

HERKESE SERBEST DEĞİL!
Genelge yolculara beyan zorunluluğunu kaldırıyor ama bir açık kapı da bırakıyor.
Gümrük memurları ve onların yöneticisi olan siyasi irade istediği anda duruma müdahale edebilir. Çünkü yeni genelgede şu hükme yer verilmiş: Gümrük idaresi isterse giriş yapan yolcu beraberindeki nakdin kaynağını beyan etmek zorundadır.
Gümrük memurları beyanın doğru olmadığı kanaatine varırsa bir tutanakla durumu MASAK’a bildirebilecek.
Hatta açıklama noksan bulunursa, idari para cezası kesilebilecek. Tespit edilen paraya el konabilecek.
İşte bu yetki, bazı sermaye gruplarının korunduğu, kollandığı, bazı sermaye gruplarının düşman ilan edildiği bir ortamda açık ki silah gibi kullanılacak.   
Kişiye göre muamelenin önü açık!
Gümrük Bakanlığı düzenlemeyi şu sözlerle savunuyor: “Savaş nedeniyle banka sitemleri çöken güney komşularımızla yapılan ticarette ihracat gelirlerinin bankalar üzerinden getirilmesi zor.”
Gümrük Bakanlığı yetkilileri bu düzenlemenin gerekçesini güney komşularımızla yapılan ticarette ihracat gelirlerinin bankalar üzerinden getirilememesi olarak açıklıyor.
Valla onun başka yolu bulunurdu. Söz konusu düzenleme Batı ülkelerinden de yurda sermaye getirmeyi kolaylaştırdı.  
Düzenlemenin içeriğine bakınca arkasındaki şu mantık rahatlıkla görülüyor: Kaynağı ne olursa olsun ülkeye para gelsin!

YOLSUZLUĞUN BİR AYAĞINI HATIRLAYINCA
Hükümet geçmişte de, “yastık altındaki birikimleri ekonomiye kazandırmak” gibi masum bir gerekçeyle altın mevduatı uygulaması başlatmıştı.
Düzenlemenin ardından sıradan kişiler, altın işiyle uğraşan şirketler, esnaflar, yabancılar... Daha pek çok kişi ve kurum bankaların altın hesabı müşterilerine dönüşüverdiler.
Altın mevduatı patladı. Patlamasının arkasındaki gerçek, bunun, kara paracılara yol olmasıydı. Hükümet de, “aklama”yı dert etmeyerek bu kapıyı sonuna kadar açtı.
Ne de olsa bizim ülkemizde, miktar ne olursa olsun “Nereden buldun?” diye sorulmuyordu.
İran’dan, Azerbaycan’dan, Rusya’dan getirilen  kara paralar için Türkiye’deki bankalar temizleme makinesine döndü. Temizlenen paraların istenilen ülkeye götürülmesinin önü açıldı.
İşte bu düzenleme, yargının sorgulanmasına izin vermediği, hesabı sorulamayan yolsuzlukların bir ayağını oluşturdu. Bu işlerle uğraşan Rıza Sarraf gibiler ağa yakalandı.
Ama artık iş çok daha rahat. Eskiden kargo uçakları ile gelen altınlar, ‘düşük değerli maden’
olarak gösterilip ülkeye sokulurdu. İhbar olmazsa sorun yoktu. Gerçi ihbar olsa da sorun olduğu söylenemez. Zira, 1 Ocak 2013 tarihinde yapılan ihbar üzerine, bir uçakta arama yapılmış, ‘düşük değerli’ maden olarak görünen yükün aslında 1,5 ton külçe altın olduğu saptanmıştı. Ama 17 gün sonra nasıl olduysa(!) uçak Dubai’ye yüklü altınlarla birlikte uçmuştu. Yeni genelge ile ülkeye sorgusuz sualsiz altın vb değerli madenlerin girişine kapı açılmış oldu.
Sıcak para ihtiyacı, döviz ihtiyacı var diye, hükümeti kriz korkusu sardı diye kirli işlere yol vermek... Sadece gelecekte, ülkeyi uluslararası alanda sorgulatacak işlere yol açmaz. Aynı zamanda emekçinin yükünü de büyütür. Söz konusu çark, vergisi verilmeyen gelirleri gizlemeyi kolaylaştıracağı için emekçiye daha çok vergi yükü bindirir. Kirli yollarla gelecek paraların elde ettiği rant ve faizler emekçilerin üreteceği artı değerle besleneceği için bugünkünden çok daha ağır sömürü çarkı işler.
Özeti, hükümetin kısa vadeli çıkarı uğruna yaptığı bu düzenleme uzun vadede emekçiye yük olur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...