11 Mayıs 2015 00:29

Evren öldü, ya fikri?

Evren öldü, ya fikri?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tarih kitaplarında adı İspanya’nın Franco’su, Portekiz’in Salazar’ı ve Şili’nin Pinochet’i gibi yakın tarihin en kanlı diktatörleriyle birlikte anılan Kenan Evren öldü. Halklar tarafından lanetlenen bütün diktatörler gibi tarihin çöplüğündeki yerini çoktan aldığı için ölümü beklenen bir haberdi.   
Evren’in başını çektiği12 Eylül faşist cuntasının yaptığı katliam ve işkenceleri burada uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Bizler 12 Eylül faşizmini, 17 yaşında idam edilen Erdal Eren’in son bakışlarından ve darbe döneminde gözaltına alınıp kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır için 106 yaşına kadar mücadele veren Berfo Ana’dan hatırlayacağız.
Bir de en vahşi yüzünü gösterdiği Diyarbakır Cezaevi’nden…
Son ‘Kürt isyanı’nın, insanın yapılan vahşeti dinlemeye bile dayanamadığı Diyarbakır Cezaevi’nden başladığı söylenir. Bu temelsiz bir iddia değildir. Mazlum Doğan’lar, Kemal Pir’ler, Ferhat Kurtay’lar yaktıkları ateş, ölüme yatırdıkları bedenleriyle buradan Kürt halkının zulme karşı başkaldırısının kıvılcımı olmuşlardı. Ahmet Türk -ki darbeden önce CHP milletvekili idi- Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadığı işkenceleri ve nasıl 56 ırkçı marşı zorla ezberlediğini hâlâ gözleri yaşararak anlatır. Kart-kurt hikayeleriyle varlığı inkâr edilen, dili yasaklanan, evlatları kıyımdan geçirilen ve jandarma dipçiği altında yaşamaya zorlanan Kürt halkının önünde tek bir seçenek kalmıştı: Bu zulüm düzenine karşı ulusal varlığının kabulü ve hak eşitliği için isyan etmek!
Son ‘Kürt isyanı’ 1984’te başladığında “üç-beş eşkıya” demişti darbeciler. Şimdi Kürt hareketi, artık kimsenin göz ardı edemediği bir Bölgesel güç haline geldi. Rojava’da PYD öncülüğünde kurulan demokratik kantonlar, Suriye sorununun çözümünde taraf olarak kabul ediliyor. Ülkede ise, Bölgesel gelişmelerle iç içe geçmiş olarak 2013’te İmralı’da yapılan görüşmelerle başlayan bir süreç var. Tabi bir de artık sonu görünen iktidarını devam ettirebilmek ve kendisine başkanlığın yolunu açmak için bu süreci tehdit etmekten, masayı devirmeye çalışmaktan geri durmayan bir ‘devlet başkanı’mız…Tıpkı Evren gibi, konumu ne cumhurbaşkanlığına, ne de başbakanlığa uymayan bir ‘devlet başkanı’!
Erdoğan-AKP iktidarı, 2010’da 12 Eylül düzeniyle hesaplaşmak iddiasıyla bir anayasa referandumu yaptılar. Haklarını yemeyelim, mahkemeye bile getirilemeyen Kenan Evren yattığı evinde müebbet hapse mahkûm edildi!
Ve bugün ülkeyi 12 Eylül darbesi ve anayasası ile hesaplaştığını söyleyenler yönetiyor.
Gerçekten öyle mi?
“Asmayalım da besleyelim mi” demişti Erdal Eren için Evren. “Kadın da olsa, çocuk da olsa gereken yapılacak” dedi Erdoğan. Ve çocuklar öldürüldü ardı sıra Uğur’lar, Ceylan’lar, Enes’ler… İşte polis kurşunuyla katledilen Nihat Kazanhan’ın davası görülüyor Cizre’de.
Darbeden sonra meydanlarda Kuran’dan ayetler okudu Evren. Şimdi HDP’nin barajını geçmesini engellemek ve dinci- muhafazakâr kesimleri kışkırtmak için elinde Kürtçe Kuran’la dolaşıyor seçim meydanlarında Erdoğan…
Yüzde on seçim barajı, 12 Eylül anayasasının Kürtler, emek ve demokrasi güçlerinin siyaset yapma hakkının önüne diktiği en büyük engellerden biriydi. Şimdi “istikrar” adına dört elle sarılıyor AKP-Erdoğan bu seçim barajına.
Darbeden sonra bütün ülkede sıkıyönetim ilan edilmişti. Bugün “ileri demokrasi”yi ağızlarına sakız eden AKP-Erdoğan, darbecilere rahmet okuturcasına bütün ülkeyi sıkıyönetim ile yönetecekleri ‘iç güvenlik yasası’nı uygulamaya koydular.
“Kart-kurt” diyordu Evren. “Kürt sorunu yoktur” diyor Erdoğan.
PKK dağda.
Binlerce Kürt siyasetçi hapishanelerde.
Ana dilinde eğitim yasak.
Seçim barajı, 12 Eylül’ün bıraktığı yerde.
Demokratik anayasa, çıkmaz ayın son çarşambasında.
Kenan Evren, ‘Türk-İslam Sentezi’nin mimarıydı. Emek ve demokrasi güçlerine karşı dizginsiz saldırganlığa dayanan; halkları-inançları düşmanlaştıran bu politika, AKP gericiliğine iktidarın yolunu açtı. AKP iktidarı,  bugün ‘Türk-İslam Sentezi’nin bir devamı olarak ‘dindar ve kindar’ nesiller yetiştiriyor.
İşte 12 Eylül’le hesaplaşmak için yola çıktığını söyleyen AKP-Erdoğan’ın Türkiye’si…
Evren öldü ama bugün kendisine başkanlığın yolunu açacak yeni bir baskı rejimi için HDP’ye yönelik ırkçı-gerici saldırılara davetiye çıkaran, “çözüm süreci”nde masayı devirerek ülkeyi yeniden çatışmalara sürüklemeyi göze almış bir Erdoğan’ımız var.
Evet, Evren öldü. Ya fikri?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...