Muhabirliğin değiştirici gücü

Evrensel, yayın hayatına başladığı günden beri iktidarlar karşısındaki duruşu nedeniyle yüzlerce dava ile yüz yüze kaldı.

7 Haziran 1995 tarihli ilk sayımızın ‘İşte Türkiye gerçeği’ başlığını taşıyan manşetinde, kendisini saygı ve sevgiyle andığımız İsmail Gülgeç’in, ‘Entelektüel Ayı’sı koltuğuna kurulmuş ve elindeki piposunu tüttürürken, ‘Çok mutluyum be! Bizi hayvanlar yönetiyor’ diyordu. İlk davamız o karikatür nedeniyle açıldı ve Gülgeç’in işaret ettiği o gerçeklik değişmediği için de davalar hiç durmadı. 

İktidarların açtığı davalar dışında Evrensel, diğer gazetelerden farklı olarak patronların açtığı davalarla da hep yüz yüze kalıyor. İşçilerin haklarını savunan, mücadelelerini destekleyen bir haberciliğin faturası kapitalizm koşullarında böylesi bir sınıfsal hışım oluyor. Bu davaları gazetemizin sayfalarına taşıyoruz.

Evrensel bu baskılara rağmen mütevazı imkanlarıyla titiz bir habercilik yapma gayretini hiç elden bırakmadı. Muhalif basın olma halinin sunduğu söylemsel muhalefet kolaylığına işi havale edip, haberciliğin meşakkatli mesaisinden hiç kaçmadı. Evrensel’in haberciliği tek bir cümle ile nasıl anlatılabilir, diye sorulsa şöyle bir formül ile yanıtlayabiliriz: 5N 1K+11. Tez.

Yani gazeteciliğin bugüne kadarki onsuz olmaz bütün mesleki birikimleri ve Marx’ın, Feuerbach Üzerine yazdığı on bir kısa felsefi notun en sonuncusu: “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.”

Gazeteciliğin özünün muhabirlik olduğuna ve iyi muhabirliğin değiştirici gücüne hep inandık.
Son dönemde üç muhabirimizin yaptığı üç haber bu açıdan örnektir. 

Burak Şefkat’in 6 Mart 2015 tarihini taşıyan “Tacize terfi bekliyor” başlıklı haberinde, Mersin Tarsus’ta kız öğrencilere tacizle suçlanan Yenice Şehit Hüseyin Aytürk Çok Programlı Anadolu Lisesinde Müdür Yardımcısı Yavuz G’ye dair iddialar gündeme getiriliyor ve “Geçen gün bir haber okudum taciz soruşturmaları geçirmiş ve taciz iddiaları doğrulanmış bir öğretmen İstanbul’da bir okula müdür olmuş. Yani ben de soruşturma geçirsem geri hizmete çekilirim veya kurum değişikliği olur bu kadar” dediği bilgisine yer veriliyordu. Gazetemizin haberi üzerine, Mersin Valiliği Müdür Yardımcısı; Yavuz G. hakkında soruşturma açıldığını ve görevden uzaklaştırıldığını açıkladı.

Beyar Özalp’in 3 Nisan 2015 günü yayımlanan ‘Din sınavında yanlış şık Ali İsmail!’ başlıklı haberi, Van’da bir yayınevinin, 6. sınıflar için hazırladığı deneme sınavı kitapçığında büyük bir skandala imza attığını ortaya koyuyordu. Gezi eylemleri sırasında vahşice dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın oturur haldeki fotoğrafı, şıklara konuldu ve ‘Aşağıdaki görsellerde namazdaki hareketlerden hangisi yanlış gösterilmiştir’ diye soruldu.

Haberimiz birçok haber sitesi, gazete ve televizyonda da yayınlanarak büyük bir etki yarattı. Bunun üzerine, kitapçığı hazırlayan yayınevinden özür açıklaması geldi. Açıklamada “Tüm denemelerimizde soruların orijinal hali A kitapçığındaki gibi olup, B kitapçıkları A kitapçığı esas alınarak düzenlenmektedir. Ancak B kitapçığı hazırlanırken bahse konu olan sorunun üzerinde dizgi elemanı tarafından değişiklik yapılmıştır” denildi. Dizgi elemanının işine son verildiği belirtilen açıklamada, “Yapılan hata yayınevimizde de üzüntüye neden olmuştur. Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinden ve kamuoyundan özür dileriz” denildi. Bütün bunlar bir gün içinde oldu.

Tolga Alp Turgut, 14 Nisan 2015 günü yayımlanan “İlkokulun zil sesi salavat duası!” başlıklı haberiyle, İstanbul Ümraniye’de bulunan Ticaret Odası İlkokulunun zil sesinin salavat olarak değiştirildiğini ortaya koydu. Eğitimciler ve velilerin tepkisine, haberimizin sosyal medyada binlerce kişi tarafından paylaşılması da eklenince, okul yönetimi salavat yerine okulun eski zil sesi olan “İyilik yap, iyilik bul” şarkısını koydu. Bütün bunlar bir gün içinde oldu.

Üç muhabirimiz de Evrensel’in genç muhabirleridir. Onlarla gurur duyuyoruz. 

Bu arada şu gerçeği de vurgulamadan geçemeyiz. Evrensel’in, birer gönüllü muhabir gibi çalışan ve manşete taşıdığımız birçok haberini bize bildiren çok sayıda okuru var. Bunlar içinde öğretmenler, sağlıkçılar ve işçiler başı çekiyor. Onlarla da gurur duyuyoruz, onlar bizim ‘doğal haber ajansı’mız. İyi ki varlar...