24 Nisan 2015 00:55

AKP’nin büyüme miti ve gerçekler

AKP’nin büyüme miti ve gerçekler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İktidar partisi seçim sürecini en üst perdeden 400 milletvekili talebiyle açmıştı. Her ne kadar kendi açıklamaları halen yüzde 50’ler civarında bir AKP oyu ve HDP’nin dışarıda kaldığı bir meclis aritmetiğine işaret etse de, anlaşılan o ki kamuoyuyla paylaşmadıkları anketler işin renginin pek de öyle olmadığını gösteriyor. Son günlerde sıkça dile getirilen koalisyonun “ekonomik istikrarı” bozacağı yönündeki beyanatlar bu endişenin en açık dışa vurumu. 

Son yıllarda iktisadi başlıkların belki de ilk kez böylesine tartışma alanı bulduğu bir seçim süreci yaşıyoruz. Bu nedenle AKP’nin “büyüme mitini” tarihsel ve uluslararası karşılaştırmalar ışığında ele almamızın aydınlatıcı olabileceğini düşündüm.  

Öncelikle onar yıllık periyotlarla Cumhuriyet ekonomisinin büyüme ortalamalarına baktığımızda AKP öncesi dönemin ortalamasının yüzde 4.82 olduğunu, AKP dönemi ortalamasının ise yüzde 4.8 ile bu ortalamanın az da olsa gerisinde kaldığını görüyoruz (Erinç Yeldan geçtiğimiz haftaki yazısında kendi hesaplarına dayanarak bu oranı yüzde 4.4 olarak açıklamıştı). AKP’nin ekonomik açıdan başarılı olduğu yönündeki algının temel nedeni olarak ise önceki on yılda (1993-2002) ortalama yüzde 3.1 büyüme ile Cumhuriyet döneminin en başarısız performansının yaşanması öne çıkıyor. Daha ilginci ekonomik başarılarıyla anılan ANAP ve DP hükümetlerinin büyüme performanslarının da benzer bir özellik taşıması. Her iki dönemin de performans olarak 1924-1933 ve 1963-1972 dönemlerinin belirgin bir şekilde altında kalmasına rağmen başarılı olarak algılanmasının ardında bir önceki on yılda yaşanan düşük büyümenin rol oynadığı göze çarpıyor. 1973-1982 ve 1943-1952 dönemleri 90’lı yılların ardından en düşük ekonomik büyümenin yaşandığı on yıllık periyotlar.

AKP’nin büyüme ortalamasına uluslararası perspektiften baktığımızda da gelişmiş kapitalist ülkelerdeki genişlemeci para politikasının etkisiyle merkez ülkelerindeki duraklamanın aksine çevre ülkelerinde hızlı bir genişlemenin yaşandığı göze çarpıyor. Dünya ekonomisinin büyüme ortalamasının yüzde 4 olduğu 2003-2014 döneminde, gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) büyüme ortalamasının yüzde 6.3 ile Türkiye’nin oldukça üzerinde olduğu dikkati çekiyor. Büyüme oranları Asya GOÜ ülkelerinde yüzde 8.3’e kadar tırmanırken ardından sırasıyla Afrika ve Ortadoğu geliyor. 2001 krizini bizden çok daha ağır bir şekilde yaşayan Arjantin ekonomisi ile yapılan karşılaştırmanın sonuçları da oldukça çarpıcı. Aynı dönemde yüzde 5.5 gibi yüksek bir büyüme hızına kavuşan Arjantin’de karı-koca Kirchner’lerin 2003 yılından bu yana iktidarlarını koruyabilmelerinin ardında ekonomik performansın önemli rol oynadığı bir gerçek. 
Özetlersek, AKP iktidarının ekonomik büyüme ortalamasına gerek tarihsel gerekse de uluslararası perspektiften baktığımızda bir ekonomik başarıdan bahsetmenin pek de olanaklı olmadığı net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bir diğer önemli tespit ise ABD başta olmak üzere merkez ülkelerinde yükselen faiz oranları ile yüksek dış borç/GSYH oranlarına sahip GOÜ’lerin ekonomik performansları arasındaki ters ilişki. 1980, 1994, 2000-2001 ve 2008 krizlerinde ABD faiz oranlarındaki yükselişin Türkiye gibi ülkeleri oldukça sert vurduğu görülüyor. Bu durum küresel bir dalganın sırtında yükselen Türkiye ekonomisinin trendin yön değiştirmesi ile birlikte sert bir şekilde yavaşlayacağı yönündeki beklentileri de güçlendiriyor. 
Bir sonraki yazıda AKP iktidarı süresince Türkiye ekonomisinin hızlı parasal genişleme ve ucuz dolar dönemindeki olumlu küresel ekonomik iklimden ne kadar faydalanabildiğini kalkınma göstergeleri ışığında değerlendireceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...