22 Nisan 2015 00:55

Ne güzel gıcırdıyor!

Ne güzel gıcırdıyor!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bıcır bıcır konuşuyor Başbakan, Kibariye’nin dediği gibi, ‘çok tatlı’! Davutoğlu’nun, Seçim Bildirgesinin tam da çözüm sürecine değinildiği kısmının matbaaya gönderilirken yolda düştüğünü söylemesini, zekamızla falan alay ettiğine yormayalım sakın. “Çözüm meselesini özellikle yazmadım çünkü konjonktürel” diye eklemese “pek de küçükmüş, aynı Kibariye gibi… seçim bildirgesinin üç sayfasını kaybedecek kadar “şapşikmiş” deyip sempati bile duyacağız kendisine. Ne de olsa herkes biraz sakardır. Başbakan da insan değil mi sonuçta! 

Ama Kibariye olmayanlar öküzün altında buzağı ararlar. 

Kürt sorununun konjonktürel değil yapısal bir sorun olduğunu, ilk lafına “epistomoloji” diye başlayan okumuş yazmış bir Başbakan bilmez mi diye sorarlar. Seçim startı verirken “Kürt sorunu yoktur” noktasına geri dönen CB’nin tutumundan da anlaşılmıştır ki, çözümü konjonktüre göre berhava edilebilmesi için sorunun yapısal kalmasından fayda umulacak bir noktaya düşülmüştür. Bildirgenin iki sayfası yolda düştü de, sonra ekleyeceğiz de, hele şu seçim konjonktürünü aşalım da bıcırdaması hikayedir.    

Çözüm, sürece yayılmış bir askıya alma haliydi zaten, seçim dönemi ise bunun açıkça teyit edildiği bir dönem olarak yaşanıyor. Hükümet bu konuda ilerlediğini iddia etse de her zaman yağı azalmış bir tekerlek gibi gıcırdadı ama seçim döneminde çıkan ses her zamankinden daha kötü. İlahi Kibariye!   

Acaba şu anda hangi HDP binasına saldırılmıştır kaygısıyla yaşanan bir seçim süreci bu. Devlet bunu hep yapar diye kanıksanır hale gelen provokasyonlar olmazsa şaşıracağız neredeyse. Bu seçimin yapılıp yapılamayacağını, AKP’nin giderek düşen oylarını toparlayabilmek uğruna neleri göze alabileceğini, “darbe mekaniği”nin devrede olup olmadığını tahmin etmeye çalışmaktan 7 Haziran’dan sonrasına dair, matematik dışında bir şey konuşulamıyor bile. Matematik hesaplar ise koalisyon olasılıklarıyla sınırlı. 

Öfkesini terbiye edemeyen Erdoğan “400 vekil verin bana” diye seslendiği seçmenlerini artık “Koalisyon krizdir” diye ikna etme noktasına gelmişse, bu sıralar matematik hesaplamalarla en çok onun uğraştığı söylenebilir. AKP, seçmen desteğinde kayda değer bir erime olduğunun açıkça farkında. Ama sadece bu değil, iktidar partisi vidaları gevşemeye hazır bir cihaz, kadroları bir birine düşmeye teşne bir müfreze olarak girdi seçim sathı mailine. Hükümetin Asker kesimiyle yaptığı son dansta gösterdiği siyasi sakarlığın Ağrı provokasyonunda ayağına basılmasıyla neticelenmesine rağmen Erdoğan’ın “Teröristler askere saldırdı, video kayıtları var, ben gördüm” diye diretmesi Kabataş olayı inatlaşmasından daha ağır sonuçlara yol açacak gibi görünüyor. 

Bir devlet partisi olarak iş gören ve onun reflekslerini taşıyan AKP’nin durumu aslında genel olarak devletin durumunu yansıtıyor. Burnu HDP ile sürtülmüş bir AKP ile HDP arasında geçecek olan seçim yarışı bundan birkaç yıl önce ancak bir fanteziydi. Fabrika ayarlarını sabit tutarak küçük adımlarla esnemek zorunda kalan devletin sarsıntısı AKP’ninkinden az değildir bu süreçte. Çünkü HDP ve ittifak güçlerinin yüzde 10 seçim barajını aşması bir konjonktürel durum olarak kalmayacaktır. O yüzden devlet için HDP’nin de AKP’yle terbiyesi önemlidir. Faili meçhul kalan provokasyonlar da bir hizaya getirme, cürete had bildirme yöntemidir. 

7 Haziran seçiminin bizzat devlet siyasetinin yeniden yapılanmasını gerektirecek, çok uzun süreden bu yana bastırılan talepkar kesimlerin bir faktör olarak ortaya çıkışını gösteren sosyolojik tablo şimdi siyasetin sınav alanı gibi görünüyor. Devletin bununla ne kadar uzlaşabileceğini zaman değil bu sosyolojik tabloyu oluşturan kesimlerin direngenliği gösterecek. Ama o zamana kadar konjonktür kurtarmanın derdine düşen AKP’nin provokasyonları da, belge kaybetmeler de, “videosunu izledim”ler de, “benim türbanlı bacılarıma deri ceketliler de…”, çeşitli tapeler, restleşmeler, inkarlar filan… olacak gibi görünüyor.
Bu gıcırtı, ayarı bozulan devletten çıkıyor; 8 Haziran’dan sonra eski ayarlarla yürünemeyeceğinin de işaretidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...