16 Nisan 2015 00:50

Akkuyu santrali

Akkuyu santrali

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mersin Akkuyu’da hukuksuz temel atma töreni yapıldı. 20 milyar dolar gibi çok büyük bir kurulum maaliyeti ve dışa bağımlı kaynak gerektiren bir proje, yıllarca süren mücadelelere rağmen, artık neyin baskısı ile yapıldıysa, apar topar başlatıldı. Ülkenin geleceğinin nükleer enerjide olmadığını bilen, gören o kadar aydın, duyarlı, sorumlu insanın protestoları ile yapılan temel atma töreninde inanılmaz yalanlar söylendi, bilinçsiz insanların kafalarını karıştıracak saçma sapan açıklamalar yapıldı.

Ülkemiz büyüyor. Elektrik enerjisi üreten santralle-rimizin toplam gücü 70 bin 5 yüz Megavat’a ulaştı. Her ne kadar su fakiri olsa da ülkemizde elektrik enerjisi üretiminin en büyük payını yüzde 34  gibi bir oranla hidroelektrik santraller (HES) alıyor. Göletli veya akan su yöntemi ile üretilen elektrik bir çok çevre sorununu da beraberinde getiriyor ama en azından toplu ölümlere sebep olmuyor. Hidroelektrik santrallerin sonuçlarını ne yazık ki 30, 40 yıl sonra çölleşmiş topraklarda deve gezintisi yaparken çocuklarımız ve torunlarımızın toprak olmuş kulaklarımızı çınlatması ile anlayacağız. Kömür santrallerimizin toplam gücünün payı yüzde 21. Yani 14 bin 6 yüz megavat. Sonra hammadde kaynağı dışarıda santrallerimiz var. Rusya’dan, İran’dan aldığımız doğal gaz ile elektrik üretimimizin yüzde 31’ini karşılıyoruz. Toplam 21 bin 5 yüz megavat. Toplam rüzgar santrali gücümüz 3 bin 730 megavat. Güneş panelleri ile üretim devede kulak bile değil. Toplam 64 megavat.

Şimdi gelelim biraz hesap yapmaya.

Toplam gücü 4 bin 800 Megavat olan Akkuyu Nükleer Santralinin kuruluş maaliyetinin 20 milyar dolar olacağı söyleniyor. Yoksul halka verilen söz, inşaatta 10 bin kişinin çalışacak olması. Sonra. Sonrası yok. Her yere afişler asmışlar. Sanki Türkiye’de yetişen fizik, elektrik mühendislerinin işsizlik sorununa top-yekün çözüm bulunacakmış gibi. Oysa anahtar Rus’larda olacak ve belki az sayıda mühendisimiz iş bulabilecek. Santral çalışmaya başlayınca işçiye de gerek yok. 

Bugün güneş enerjisi ile elektrik üreten güneş pa-neli ve üretim sisteminin 4 bin 800 megavat maaliyeti en fazla 5 buçuk milyar dolar. Üretim için kaynak güneş. Yani bedava. Patlama riski yok. Deniz suyunu ısıtma riski yok. Dünyanın yeni hedefi. Yani insanlık marsta, jüpiterde güneş ışınından enerji üretim yöntemlerini araştırırken, Japon’lar uzayda elektrik üretim santrali kurup, enerjiyi kablosuz olarak dünyaya aktarmayı düşünürken biz 1960’ların vahşi rekabetinin insanlık dışı çözümü olarak ortaya çıkardığı nükleer işine giriyoruz.

Toplam rüzgar enerjisi üretimimizden biraz fazla elektrik üretecek nükleer santral için inanılmaz bir parayı veriyoruz. Hem de üretim için gereken nükleer ham maddeyi dışarıdan ithal edeceğiz. Kullanılan ama radyoaktivitesi tehlikeli olan atıkları ne yapacağımız belli değil (Bizimkiler çöpleri suya atmaya alışmışlardır. Kullanılmış çubukları büyük ihtimalle denize atarlar).

 Nükleer santral siyasi bir tercihti. Bilimsel ve ekonomik hiçbir açıklanabilirliği yoktu ve bu santralin temeli atıldı. 

 Ama bizim kuşak temeli atılıp sonra araba bagajında Ankara’ya götürülüp bakanlık önüne bırakılan çok temel gördü.       

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...