13 Nisan 2015 01:00

1 Mayıs'ta sınıfa yabancı bir tutum

1 Mayıs'ta sınıfa yabancı bir tutum

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Düşük yoğunluklu savaş’ın yaşandığı 90’lı yıllarda devletin izlediği ‘özel savaş’ politikaları, kaçınılmaz bir şekilde Kürt halkının ulusal mücadelesini tek belirleyici hale getiriyordu. Bu durum, emek mücadelesinin geleceğin sorunu olarak görülmesine yol açıyordu. Ancak 2000’li yıllarda Kürdistan’ın birçok kentinde tekstil, gıda, mermer-tuğla-çimento, petro-kimya gibi sektörlerde çalışan işçi sayısının giderek arttığı bir dönem oldu. Özellikle çatışmasızlık süreciyle birlikte sermaye, Kürdistan coğrafyasının kaynaklarını yağmalamaya girişti ve yoğun işsizliği işçilere kölece çalışma koşullarını dayatmak için bir fırsata dönüştürdü/dönüştürüyor. Zaten AKP Hükümeti, her fırsatta Kürt coğrafyasını ‘Türkiye’nin Çin’i’ yapmak istediğini dillendiriyor ve bunun için patronlara özel teşvikler veriyordu. Bu politikanın bir sonucu olarak birçok tekstil işletmesi, işçilerin asgari ücretin altında sigortasız çalıştırıldığı Kürt kentlerine taşındı. Cinerler Cudi dağı eteklerine (termik santral), Shell Diyarbakır’a (kayagazı) yerleşti. Bu tabloya bir de kamuda taşeron olarak çalışan on binlerce işçiyi, AKP’nin işsizleri kendi politikalarına yedeklemek için bir araca dönüştürdüğü İş-Kur işçilerini ve yüz binlerce mevsimlik tarım işçisini de eklemek gerekiyor.
Sermayenin AKP hükümeti destekli saldırılarının sonuçlarından biri de en ağır şartlarda güvencesiz-örgütsüz olarak çalıştırılan işçilerin bu koşullara karşı mücadele eğilimi içine girmesi oldu. Son birkaç yılda Bölge kentlerinde işçilerin emeğe yönelik/sınıfsal taleplerini daha yüksek sesle dillendirmeye başladığını görmek için yapılan eylemlere bakmak yeterlidir. İşçi eylemlerinin sürekli yaşandığı G.Antep’i bir tarafa bırakırsak Adıyaman’da petrol ve Güçlü tekstil; Diyarbakır’da tuğla, kamudaki taşeron ve en son Bajer tekstil; Batman’da petrol, Hey tekstil ve Bölge hastanesi; Malatya’da Çalıklara ait İpaş-Anateks; Elazığ Eti-Krom; Dersim Munzur Su ve Aksa; Van İş-Kur; Hakkari fırın ve Şırnak kömür işçilerinin sendika, sigorta, insanca yaşayacak ücret gibi taleplerle yaptıkları bu grev ve eylemler…
Görüldüğü gibi 1 Mayıs’ı Kürdistan’da sermayenin yağma ve sömürüsünün giderek arttığı ve AKP hükümetinin sermayeye yeni teşvikler sağladığı (işsizlik fonunun İş-Kur üzerinden sermayeye aktarılması için yasal düzenleme yapıldığı) bir süreçte kutlayacağız.
Bu koşullarda yapılacak 1 Mayıs kutlamaları için beklenir olan nedir?
Herhalde bütün emek örgütlerinin ve emekten yana siyasi parti-örgütlerin bu saldırıya karşı en geniş işçi-emekçi kitlelerini harekete geçirecek kutlamalar yapmak için çalışmasıdır. Bir de 2015 1 Mayıs’ının Haziran seçimlerinin bir ay öncesine denk gelmesi, bu 1 Mayıs’ı AKP’nin emek ve demokrasi düşmanı politikalarıyla hesaplaşmak; AKP etkisindeki geniş işçi-emekçi kesimleri kazanmak için bir fırsat haline de getiriyor.
Açıktır ki, işçilerin hemen bütün kentlerde çeşitli eylemler yaptığı ve mücadele yönelimi içine girdiği koşullarda yapılması gereken, bütün kentlerde en geniş işçi-emekçi kesimlerinin katılımını sağlayacak 1 Mayıs kutlamaları yapmaktır. Ancak Kürt hareketinin yönetimlerde olduğu KESK’e ve DİSK Genel-İş’e bağlı şubelerden öğrendiğimiz kadarıyla Kürdistan’da Batman’da bir ‘bölgesel kutlama’ yapılması kararı alınmış durumda. Gazetemiz Evrensel’in ulaştığı bazı sendikacı arkadaşlar bu kararın Batman’ın işçi kenti olması ve petrol işçileriyle dayanışma için alındığını söylerken, bazıları da bu kararı doğru bulmasalar da çoğunluğun kararının bu yönde olduğunu söylüyorlar.
Kürdistan’da geçmiş yıllarda Kürt hareketinin etkisindeki sendikalar özellikle emek mücadelesinin zayıflığı nedeniyle Bölgesel kutlama kararı alıyordu. Bunun doğruluğu-yanlışlığını burada tartışmak çok gerekli değil. Ama son birkaç yılda 1 Mayıs’ın kutlandığı her kentte, hatta ilçede yüzlerce, binlerce işçi-emekçinin kutlamalara katıldığı bir dönemde bu kararın mücadeleyi geriye çeken bir karar olduğu açıktır.
Bu bakımdan birinci olarak, her yerde 1 Mayıs’ı kendi özüne uygun işçi-emekçilerin talepleri üzerinden emeğin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlamak yerine sadece örgütlü güçlerini o da olabildiği kadar Batman’a (bölgesel kutlamaya) taşımaya dayalı bir yaklaşım, en hafifinden bu kararı alan sendikaların işçi-emekçilere karşı görevleri olduğunu unuttukları anlamına geliyor. İkincisi, tek kutlama ile taleplerini daha güçlü duyurma açıklaması, aslında bu kararı alanların meseleye işçi-emekçilerin talepleri ve ihtiyaçları üzerinden değil, savundukları siyasetin örgütsel  ihtiyaçlarını gözeten bir yerden yaklaştıklarını gösteriyor -ki bu yaklaşımın örgütsel ihtiyaçları bakımından da ne kadar doğru olduğu, en az kararın kendisi kadar tartışmalıdır.
Sonuç olarak, daha resmileşmemiş; kamuoyuna duyurulmamış olsa da ‘bölge kutlaması’ kararı, işçi-emekçilerin gelişmekte olan mücadele yönelimlerini görmezden gelen ve sendikaların-emek örgütlerinin sermayenin AKP destekli saldırıları karşısında Kürdistan’ın bütün kentlerinde en geniş kesimleri örgütleyip mücadeleye kazanma görevi olduğunu göz ardı eden bir karardır. Emek mücadelesine sadece ulusal mücadelenin ihtiyaçları çerçevesinden bakmak; işçi-emekçilerin insanca çalışmak ve insanca yaşamak taleplerinin ertelenemez bir şekilde kendini dayattığı bir süreçte emek mücadelesinin gelişme dinamiklerini zayıflatmaktadır ve bu nedenle kabul edilemezdir. Elbette bu karara rağmen sınıf partisi Kürdistan’da da her yerde 1 Mayıs kutlamasını gözeten bir tutum ve çalışma içinde olacaktır.
Son söz olarak söyleyelim: Batman’da ‘bölgesel kutlama’ kararının değiştirilmesi ve çokça dillendirilen 1 Mayıs’ı emeğin Newroz’u yapmayı gözeten bir tutum için henüz geç kalınmış değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...