Erdoğan'ın terziliğini nasıl bilirsiniz?

“Artık bu gömlek bu bedene dar geliyor. Bedeni küçültemeyeceğimize göre ne yapacağız? Gömleği yenileyeceğiz.”
Bu sözü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından sık duyar olduk.
Dar gelen ne? Parlamenter sistem.  
Niye darmış?
Türkiye, demokrasiden ekonomiye kadar her alanda çok farklı bir yere gelmiş. Parlamenter sistem bunu taşıyamıyormuş!  
Ne yapmak lazımmış; acilen başkanlık sistemine geçmek!
Salonda, meydanda fark etmeksizin her toplantısında... Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlık sistemini Türkiye’nin her derdine deva mucizevi bir reçete gibi sunuyor.
Başkanlık sistemi gelirse ekonomi büyük atılım yapacak.
Başkanlık olursa Kürt sorunu kökten hallolacak! Demokrasi yolunda Türkiye tam gaz ilerleyecek.
AKP’nin tek başına iktidarı yetmez; ille de o başkan olacak!
Bedene dikilecek yeni gömleğin terzisi o olacak yani!
Öyleyse, ‘terziyi nasıl bilirsiniz?’ sorusunu sormanın vaktidir.

İNŞAAT SEVGİSİ KÖR MÜ ETTİ?
Terzinin inşaat sevgisi büyük.
Geçen hafta yineledi; “İnşaat sektörünün olmadığı bir ülke bitmiştir.”
Valla veriler inşaat sektörünün tıkır tıkır işlediğini söylüyor. Lakin, ülke ekonomisine dair veriler öyle demiyor be başkan!
Resmi rakamlara göre 3 milyon 145 bin kişi işsiz. Bu rakam Türkiye’nin küresel ekonomik krizi en derinden hissettiği 2009 yılından bile yüksek.
Dünyanın en yüksek işsizlik oranına sahip ülkelerinden biri Türkiye!
Ya mutfaktaki yangına ne demeli?
Dünyada gıda fiyatları 2014 Nisanı’ndan bu yana düşüyor. Dünyada bir yıldır azalmasına rağmen Türkiye’de gıda fiyatları giderek artıyor. Gıda fiyatlarındaki artış, yılın ilk üç ayında 11 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Demek ki, tarım ve gıda politikalarında yanlış giden bir şeyler var başkan! Her tarafa beton dökmeyle övünürken unuttuğunuz bir şey var. Ve o unuttuğunuz şey; işsizliğimizin üzerine bir de mutfağımızda yangın çıkardı.
Yeri gelmişken söyleyelim!
Dünya enflasyon liginde Türkiye en üst sıralarda. Yüksek enflasyon övünülecek bir başarı olmadığına göre...
Petrol, doğal gaz, kömür... Enerji fiyatları dünyada yüzde 25 civarında azaldı.
Türkiye’de ise yüz 10 ’un üzerinde arttı. Petrol ve doğal gazdan öyle bir vergi alıyorsunuz ki... Dünya fiyatları aşağı düşse de bize, birkaç kuruşluk indirim hariç, hiç uğramıyor.
Verginiz hep sırtımızda. Topladığınız vergilerin çoğu ‘adaletsiz olan’ dolaylı vergiler.

ADALET SADECE PARTİ ADI MI?
Hukuk sistemindeki ‘adaletsizlik’ artık tescilli.
Lakin Türkiye, dünyanın gelir adaletsizliğinde de ilk üçte.
Öyle bir çark kurdunuz ki... Birileri servetlerine servet kattı.
Dolar milyarderlerimiz arttı.
“SwissLeaks” adıyla internete sızdırılan bilgilere göre İsviçre’deki HSBC’de, Türkiye’den 3105 kişiye ait hesaplarda 3,48 milyar dolar bulunuyor.
Sadece bir bankada böylesi devasa bir rakam.
Birileri ayakkabı kutularına, birileri de yurtdışında banka hesaplarına istifliyor.  
Alttakilerin tasarruf edecek paraları yok. Borçları çok. Onların canı çıksın! Onlar vergi versin, can versin.
Sahi Türkiye iş yaparken de canını yitirenler sıralamasında dünyada ilk üçteydi değil mi?
Devri iktidarında 15 bin kişi iş cinayetlerine kurban gitti. Sadece, ‘Olmazsa ülke biter’ dediğiniz inşaat sektörü bile binlerce can aldı.
Bu mu başarı?
Çalışma yaşındaki 20 milyon kadın evde oturuyor. Kadınların nasıl de birilerine bağımlı hale gelmiş.
Ve biz neredeyse...
‘Kadınlar bağımlılıkla kurtarsalar iyi’ diyecek duruma geldik her gün işlenen kadın cinayetlerine bakarak.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın durdurulan TIR’ları vardı ya...
Geçen hafta o TIR’ları durdukları için tutuklanan askerlerin anlattıklarına dair iddialar yansıdı basına.
“İnsani yardım’ denen insani değil sanki! Masum sivilleri de katleden bir savaş aygıtına cephane taşımış gibi...
Uzatmak yersiz. Yüreğim daraldı. Özeti şu; dikilen gömlek ortada!
Şimdi biz nasıl söyleyelim? Yaptıklarına bakarak, ‘Örse örse başımıza çorap örer’ diyebileceğimiz bir terzinin bize kaliteli yeni bir gömlek dikebileceğini!

ANONİM ŞİRKETE CEO DA OLMAZ!

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, anonim şirket mantığıyla ülkenin yönetilmesini öneriyor.
Kendisini AKP’nin ve Türkiye AŞ’nin CEO’su, yani yönetici aklı olarak konumlandırmak için.
Peki bu CEO’ya güvenilir mi?
Anonim şirketin başına geçmek isteyen aday, ekonomi yönetimiyle kavga etti dolar, 2,30’dan 2,64 TL’ye kadar yükseldi. TC AŞ’nin döviz borcu 140 milyar TL arttı.
Gelişmekte olan ülkelerin hepsinde, Amerikan Merkez Bankası’nın açıklamasından sonra dolar değer kaybetti.
Türkiye hariç!
Türkiye’de dolar düşmüyor; CEO adayının yarattığı siyasi gerginlik yüzünden.
Meclisteki ‘ana muhalefet’ partisinin reklamı TRT’de yayınlanmıyor.
Neden?
Şirketin başına geçmek isteyen adayın hoşuna gitmeme ihtimali yüzünden.
Protesto eden değil, etme ihtimali bulunanlar bile gözaltına alınıyor. Neden? CEO adayının protestoya tahammülünün ‘sıfır’ olması yüzünden.
Değil yazılar karikatürler bile uyduruk ‘hakaret’ davalarıyla cezalandırılıyor. Neden TC AŞ’nin başına talip olanın şahsiyetin yüceliğine ‘halel’ getirdiğinden.
Böyle bir aday bize özgür yönetim getirecek öyle mi?
Polis devleti uygulamasını “güvenlik paketi” diye yutturmaya çalışan CEO bize yeni diye tanıdık çok eski bir deli gömleği öneriyor aslında.  
Yürütme gücü Başkanın elinde olacak.
Başkan, beğenmediği Meclisi dağıtacak. Başkan gerektiğinde kanun gibi kararname çıkararak Meclise bile ihtiyaç duymayacak.
Yargı, Başkana bağlanacak.
Bu deli gömleğinin adı faşizm değil miydi?