11 Nisan 2015 01:00

Siyasette sadakate yer yoktur

Siyasette sadakate yer yoktur

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Öyle gözüküyor ki, bu seçimlerde artık tek parti hegemonyası zayıflayacak ya da tümüyle bitecek. Tek parti hakimiyetinin sonlanması yeni anayasa yapımı için olduğu kadar Kürt sorununun ele alınması açısından da kaçınılmazdır. Fiili koalisyonun ya da parlamento dayanışmasında sağlanacak ittifakın kaçınılmaz başat ortağı AKP olacaktır. Bütün mesele, AKP’nin başat olacağı açık ya da örtülü koalisyonun ortağının kim olacağıdır. Gerek anayasa oluşturulması gerekse Kürt sorununun çözümü açılarından AKP ile CHP’nin koalisyonu zorlanıyor. Bu konu bugünlerde siyaset kulislerinde konuşulan ana mesele gibi duruyor. Üstelik böyle bir koalisyon emperyalizmin de büyük arzusu olabilir.
Yukarıda sözü edilen anayasa ve Kürt sorunlarının sonuca bağlanması açısından emperyalizmin böyle bir koalisyon arzusunda olmasının sebebi, CHP’nin, kökü itibariyle, devleti kurmuş olan temel kurucu parti olması, AKP’nin ise bu yapıyı dönüştürmeye çalışan potansiyel kurucu  parti işlevine soyunmuş olmasıdır. Böylece, iki büyük ve kurucu niteliğe sahip siyasi partiler, Kürt sorununun çözümünde ve emperyalizmin dayattığı yeni anayasanın yapımında iş birliği içinde davranırlarsa, bu sürece HDP destek verirken, tek zayıf muhalefet belki MHP’den gelebilir.
Tasarlanan yeni anayasa, dönemsel özelliği itibariyle, ulusal nitelikte değil, emperyalist anayasa olacaktır. Emperyalizmin tasarladığı anayasada idari yöntem çok ciddi değişime uğrayacak, parlamentonun işlevi geri plana çekilecek, icra üzerinde başkanın mutlak hakimiyeti oluşturulacak, yargının bağımsızlığı kamufle edilmiş şekilde kısıtlanacaktır. Bu şu demektir ki, “kuvvetler ayırımı” yerine, belki “kuvvetler ahengi” vb. gibi perdelenmiş ifadeyle tüm yönetsel ve yargısal erkler “başkan” hegemonun iradesi altına alınmaya çalışılacaktır. Böylesi köklü değişikliğin sebebi şudur ki, emperyalist merkezlerden gelen komutlar engellenmeden, hatta kritik karar mercilerince anlaşılmadan, doğrudan uygulamaya koyulsun.
AKP iktidarının “ustalık dönemi” süresince uygulamaya koymuş olduğu şiddet ve terör politikasının yorumu, emperyalist çevrelere koalisyonda başat gücün kim olduğunu kanıtlayarak, yeni dönem ihalesinde aslan payını kapmak olabilir. Ülke içinde şiddetle reddedilen politikalar emperyalistlerce olumlu mesaj olarak algılanmış olabilir. Ancak, bir yandan AKP’nin faşizan politikalarının yurt içinde yaygın kabulünün sağlanması, diğer yandan da emperyalizm tarafından dayatılan politikaların nüfusun büyük bölümü itibariyle içselleştirilmesi amaçlarına hizmet edebilecek tek koalisyon, geçmişin kurucu partisi ile günümüzün kuruculuğu rolüne soyunmuş partinin ortaklığı şeklinde düşünülebilir. Avrupa Parlamento temsilcileri ve Derviş gibi, misyonu itibariyle, Türkiye’nin çok yakından tanıdığı kişilerin Türkiye’de temaslarını sıklaştırması, şekillendirilen politika kulvarının dikkatlice ve güvenle oluşturulması amacına yönelik olabilir.  
Kapitalizmin olası yayılma sahasında sorunlu olan Akdeniz havzasının bir bölümü ve özellikle de Ortadoğu bölgesi üzerinde yürütülen operasyon çeşitli şekillerde sürdürülmektedir. Kendini Ortadoğu’nun lideri ilan eden Türkiye ise, bizatihi bu savı nedeniyle, emperyalizmin arazi düzleştirme operasyonuna sahne olacak idi ve olmaktadır. İçte ve dışta bir parmak bal gazı ile çılgın politikasını yüzüne gözüne bulaştırmış olan AKP, şimdi de genetiği değiştirilmiş ana kurucu parti ile ittifaka itiliyor. Umalım, demokrasinin politik ifadesi olan koalisyona gidilir, ancak karnesi sıfırla dolu AKP böyle bir ittifakta devre dışı kalır. Umalım!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...