10 Nisan 2015 00:52

Adana’da kadın, sanat ve tiyatro baharı

Adana’da kadın, sanat ve tiyatro baharı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bazen uzun ve durgun geçer bütün gün, insan zamanı nasıl anlamlı kılacağını şaşırır. Bazen üst üste biner her şey. İnsan neye hangisine yetişeceğini şaşırır. Yetiştikleri yetmez, kaçırdıklarına yanar. 

Adana genelde biraz keyficidir, rahat akmasından yanadır zamanın, boş ve verimsiz günlerden çok da etkilenmiyor gibi bir edası vardır. Koşuşturmaca Adana’ya pek yakışmıyor gibidir. Ancak bugünlerde ortalamasının ve alışkanlıklarının dışında bir dönemini yaşıyor. Portakal Çiçeği Karnavalı, Tiyatro Festivali, Kadın Çalışmaları Kongresi, Uluslararası Sanat Araştırmaları Sempozyumu… üst üste geliyor, art arda kaçıyor. 

Uluslararası Sanat Araştırmaları Sempozyumunun onur konuğu Prof. Dr. Olcay Tekin Kırışoğlu. Ardından Prof. Barbara Bickel’in “Farklı Sanatların İşbirliğine Dayalı Araştırmalar Yoluyla Restoratif ve Transformatif Öğrenme”,  Prof. Martina Paatela-Nieminen’in “Güzel Sanatlar Eğitiminde Güncel Politika ve Yaklaşımlar: Çoklu Okumayı Destekleyen Bir Fin Modeli”, Prof. Altti Kuusamo’nun “Postmodernizmin Kimlik Fonksiyonundaki Başarısızlık: Modernizmin Yerleşik Kimlik Konumu, Postmodernizmin ‘Hızla Değişen Kimlik Konumları’ Fikrini Nasıl Bozdu?” ve daha pek çok konferans ve bildiri yer alıyor. 

Kadın Çalışmaları Kongresi sanat sempozyumunu kıskanıyor gibi, Prof. Dr. Yakın Ertürk’ün “Kadının İnsan Hakları Mücadelesi: Ulusal ve Uluslararası Perspektif” ve Prof. Dr. Fatmagül Berktay’ın “Türkiye’de Kadınların Özgürleşme Mücadelesi: Bitmeyen Bir Yolculuk” açılış konuşmaları ile başlıyor. Prof. Dr. Raphaela Averkorn “19.yy Avrupası’nda Kadınlar”, Prof. Dr. Elçin Kürşat  “Osmanlı Döneminde Sosyokültürel İlerleme” ve yüzlerce bildiri daha…

Yetişebileceklerim yetmiyor, şimdiden kaçıracaklarıma yanıyorum.

Tiyatrolara hiç yetişemiyorum. Yaşar Gökoğlu’nun birkaç notunu paylaşmak istiyorum: “Büyük bir taşra kenti sayılabilecek Adana’da önemli bir kültür-sanat etkinliği 17. Tiyatro Festivali devam ediyor, umarım yararlanabiliyorsunuzdur. 

Bugün saat 15.00’te izlediğim oyundan söz etmek istiyorum. Ankara Sanat Tiyatrosu’nun “tesadüfen kadın Elizabeth” oyunundan. Oyunun yazarı dünyaca meşhur Dario Fo. İtalyan oyun yazarı, oyuncu, yönetmen ve anarşist. Zımba gibi bir metin. Bir tek sözü bile boşa gitmeyen, sürekli esprili göndermelerle dolu bir oyun. Shakespeare, Elizabeth İngilteresi, kadın – erkek ilişkileri ve günümüz dünyasına bol bol göndermeler bulunan, tam Dario Fo’dan beklenebilecek hınzırlıkta bir metin. Ya sahneleme ve oyunculuk? Birinci sınıf! Elizabeth rolünde Fulya Koçak Yeşilkaya harikalar yaratıyor. Yılların yazar – oyuncu – yönetmeni Mehmet Ulusoy’u oyuncu olarak izlemek tam bir keyif. İyi bir metin, iyi oyunculukla birleştiğinde ne olursa, işte öyle bir oyun, ne yapıp edip izleyin derim, rüşvet mi verirsiniz, yalvarır mısınız, orasını bilemem ama kaçırmayın. 

Dün akşam izlediğim, yine AST’ın iki kişilik oyunu “halktan biri” için ise aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Evet, güzel bir politik oyun idi, fakat fazla aktüeldi. Şunu demek istiyorum: Bush, AKP ve Erdoğan olmasa oyun herhalde sıkıcı olurdu. Ama seyirci benim gibi düşünmedi, sonunda büyük sevgi gösterisi yaptı. Adana’da sürekli oynansaydı, bir ay iyi gişe yapardı...

Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun “rulet”ini açıkça hiç sevmedim. Oyunculuğa lafım yok ama o ne biçim metin öyle? Kızılordu subayı, iki esir Alman subayını rus ruleti oynamaya zorluyor, onlardan biri hile yapıp, diğerini öldürüyor, tam kurtulduğunu sanırken kahraman kızılordu subayı kapıda beliriyor ve o da onu öldürüyor… 1 saat 45 dakikalık oyunun son on dakikasında oluyor bunlar, bu ana gelinceye kadar da iki Alman esirinin pekte önem taşımayan iç hesaplaşmalarını izliyoruz, gayet sıkıcı bir şekilde. Uyuduğu varsayılan seyirciyi uyandırmak için de ara sıra oldukça şiddetli silah sesleri duyuluyor, evet, hakikaten de uyandırıyor...

Festivalde izlediğim ilk oyun ise Amerikalı bir topluluğun oynadığı “marat – sade” oldu. Kaçırdığınıza üzülmelisiniz. İyi bir tarihi – politik tiyatro örneği olması bir yana, beni asıl etkileyen oyunun dinamizmi oldu... Canlı olarak izlediğim ilk Amerikalı tiyatro topluluğu idi, genç bir kadro idi ve gayet başarılıydılar.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...