05 Nisan 2015 01:00

Şiir bir çığlıktır

Şiir bir çığlıktır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bilmiyorum Özcan Ünlü’nün aşağıdaki satırlarına katılmayacak şair, aydın ya da genç var mıdır?
“İnsanoğlu insanlığından çıkmış, Ortaçağ ve daha bilemediğim bütün çağların bataklığından daha berbat, daha alçaltıcı, daha onursuz bir hayat sunuyor çağdaşlarına (…) İstanbulensis bu yıl mazlum coğrafyalara uzandı. Şairler bütün acılı coğrafyaların bir ayna gibi yüzünü döndüğü İstanbul’da yeniden dillendirsin diye dizeleriyle umutları. Günlük hayatlarımız içinde zihnimize takılmaktan, aklımıza geldiğinde iç çekmekten vazgeçmeyen insanlığın acılarına dikkat kesilmek için bir büyük kucaklaşma daha gerçekleştiriyoruz. Zorbalığa, kara siyasaya ,emek sömürücülerine, her türlü emperyalizme ve faşizme karşı yiğitçe bir duruş olsun istiyoruz şiirlerimiz (…) sarssın dünyanın inatçı umursamazlığını.”  
Hemen anlayacağınız gibi bu satırlar bir şiir festivalinin sunumundan. Sultanbeyli Belediyesinin bu yıl üçüncüsünü kutladığı uluslararası şiir festivalinin sunumundan. Festival Sultanbeyli belediye sınırları içindeki Aydos Ormanlarında yetişen bir bahar müjdecisinin, 20 kök kadar kalan (Soyu tükendi tükenecek) bir sarı çiğdemin adını taşıyor: İstanbulensis. Festivale katılan şairleri tanıtan, birer şiirlerini Türkçe İngilizce, Arapça içeren bir derleme de yayımlandı. İş cinayetlerinin, sivil halka saldırıların, savaş suçlarının kol gezdiği bir coğrafyadaki genç isimlerin şiirlerini okuyorum mart ortasından beri. Grev ve direniş çadırlarına göz atarken, Suriyeli kadınların, kucaklarında çocukları yardım çığlıklarına kulaklarımızı tıkayarak yürürken. Gazetelerde, haberlerde işçi tabutlarını izlerken, hep elimde seçki.
Orada yer alan şiirleri, sık sık  Özcan Ünlü’nün ön sözde andığı büyük Arap Şairi Nizar Kabbani’nin “Başkaldırmıyorsa nedir ki şiir” dizesini yineleyerek okudum, okudum, okudum.Şairler ve ülkeleri: Irak, Türkistan, Suriye, Mısır, Bosna, Afganistan, Libya, Kırım, Kosova, Filistin. Bir şey eksikti bu şiirlerde belki iki şey, umut ve başkaldırı.
Eksiklikleri, aksaklıkları çevirilere yükleyerek okumaya çalıştım. Eksik benim ana dilimdeki şiirlerdeydi. Dilek Kartal gibi bir sapan taşı olmak isteyen ama bunu acemice söyleyen bir şairin eksiğiydi gözüme batan. İyi niyetli ama acemi ve aksaktı.  
Ama çoğunluğun coğrafyasında sömürü yoktu, zorbalık, kara siyasa da yoktu. Gölgesi bile.. Söz arasında çöllere ve Balkanlara uzanabilen şiirler ya da şair bakışları Şişli’yi, Soma’yı, sınırları, inşaatları, mülteci çadırlarını görmeyebiliyordu. Adnan Özer’in dizelerini yineleyip “Gözyaşlarının gücü vardı eskiden” mi demem gerekirdi. Yoksa bu kadar iddialı bir festivalden iddialı bir iki dize bulamayışıma mı hayıflanmalıydım:
Her şiirin sonunda bir çığlıktır beklenen
Bir kuru dal çıtırdar rüzgâr eğer bir otu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa