04 Nisan 2015 00:54

Devlet aygıtı her yerde aynı

Devlet aygıtı  her yerde aynı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

ABD Başkanı John F. Kennedy öldürüldüğünde, şüpheli şahıs da öldürülerek tüm ifşaat kanalları tıkandı, dosya rafa kaldırıldı ve olay tarihin derinliğine gömüldü. Demek, İlahlar böyle uygun gördü!

ABD’de 11 Eylül’de kulelere vaki saldırı da oldukça meçhul kaldı. Tüm dünyaya hükmeden bir ülkenin hava sahasında meçhul bir uçak, hatta uçaklar, bir süre dolaşıyor, dünyanın en ücra köşesinde uçan kuştan haberdar olan bir ülke bunu algılayamıyor. İlahlar bunu da böyle uygun görmüş olmalı!

Irak’ın nükleer saldırıya hazırlandığı, uzaydan çekilmiş resimlerle güya saptanmış bazı kara görüntüleri nükleer tesisler ya da kitle imha silahı depoları olarak Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna sunan ABD delegesi, ABD’nin Irak’ı işgali sonucunda kitle imha silahının bulunmaması karşısında bir özür dahi dilemedi! Ne de olsa büyük devlettir!

Türkiye’de bir gün boyunca, bir il hariç, hemen tüm ülkede elektrik kesintisi yaşandı, resmi makamlar hiç bir açıklama yapma gereğini duymadı. AKP’nin bıyık altından sırıttığı, İstiklal mücadelesinin kıtlık ve işgal döneminde bile gerekli birlikler ve bölgeler arasında iletişimin kurulabiliyorken, uzay çağında tüm ülke karanlığa boğulabildi. Türkiye’nin karanlık gününde salt elektrik hatları değil, sorumluların kafalarındaki hatlar da kesilmiş oldu. Bir özür dahi dilenmedi; devlet ricali halktan özür diler mi!

En üst düzey siyasilerin savcılığına soyunduğu bir çakma davada yıllarca ailelerinden ve onurlarından uzak tutularak, toplumun aymaz bölümüne lanetlendirilerek aşağılanan insanlar kırk dakikalık duruşma sonucunda beraat ettiler ve üzerlerinden alınan elbiselerine kavuştular. Bu nasıl bir siyaset ve yargı anlayışıdır. Yargıyı yedeğine alan bir siyaset erki nasıl oluyor da hâlâ ortalarda, hem de demokrasi havarisi olarak dolaşabiliyor? Bu nasıl bir yargı erki ki, avukatların göbeklerini çatlattığı dönemlerde yükselen avazlara kulaklarını tıkayıp, bugün bu kararı verebiliyor ve iki farklı durum karşısında kılını dahi kıpırdatamıyor. Siyasal erkin hukuk danışmanları sahte ve eksik belgeleri hiç mi ağalarına anlatamadı ki, seçim zamanı geldiğinde, bir zamanlar önlerine konmuş olan belgelere inanmış olduklarını söyleyerek, bir özür dahi dilemeden, insanların mağduriyetinin ve koca kurumun çökertilmesinin gerekçesini iki cümleye sıkıştırabiliyor!

Demokrasi; insanların beynini oyan böylesi sihirli sözcük! Ekonomiyi, ücretli köleliği ve insanların yoksullaştırıldığı sistemi ıskalayarak, salt hukuk ve siyaset kuramı normları ile insanın özgürlüğünü ya da demokrasiyi konuşmak kapitalizmin büyük ilahi zaferidir! Burjuvazinin egemen ideolojisinin demokratik katılım aldatmacasına dayandığı bir ortamda hangi savcı sisteme karşı eylemleri deşip, gerçek faillerini bulma cesaretini gösterebilir ki! Tarikatlara karşı tahkikat başlatan savcıyı makam odasında derdest eden sistem, derdestle yetinmeyip ortadan kaldırılması gerektiği durumda, demokrasilerde çare tükenmez, onun da bir yolu vardır ve bulunur! Üretilen çarede herkes ebediyen susturulur ve “kara kutu” misali odada yaşananlar, anlı şanlı törenler sonrasında, tarihin derin çukuruna gömülür. Tabiatıyla, herkes de bundan payını alır. 

Dağınık ve örgütsüz toplum karşısında, iktidar zırhından uzak kalmamak için tüm kamusal baskı erk ve aygıtlarını hukuk dışı ve harisçe kullanan bir siyasal yapının, kapkaççı neoliberal düzene özgü salt kendi çıkarı doğrultusunda davranışı özendiren ahlaksız davranış yozluğunu hakkıyla temsilinde nasıl bir ahlaksızlık aranabilir ki! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...