20 Şubat 2015 00:52

Eril sığlık

Eril sığlık

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Özgecan Aslan’ın hunharca katledilmesi ülke çapında büyük bir öfke yaratırken futbol dünyası da bu caniliğe karşı kayıtsız kalmadı. Yöneticisinden futbolcusuna, taraftarından teknik adamına ve yorumcusuna kadar pek çok kişi konuyla ilgili düşüncesini açıklayarak tepkisini ortaya koydu. Futbol malum, ağırlıklı olarak erkeklerin dünyası ve şiddetin, nefretin, cinsiyetçiliğin en yoğun biçimde üretilip beslendiği alanların başında geliyor. Bu haliyle de eril barbarlığın en sağlam payandalarından biri. Nefret söylemlerinin, cinsiyetçi küfürlerin duyulmadığı resmi bir futbol karşılaşmasına rastlamak neredeyse imkansız.

Özgecan’ın katledilmesine gösterilen tepkilerden de, futbol dünyasındaki hastalıklı eril algının ne denli içselleştirilmiş/özümsenmiş ve yaygın olduğunu bir kez daha anladık.

Özgecan’ı apaçık cinsiyetçiliğin en canavarlaşmış hali dünyadan koparırken, “oyunun” aktörlerinden hiçbirisi bu temel meseleye değinmedi. Zaten yaptıkları açıklamalardan anlaşılıyordu ki, bilinç düzeyleri işin özünü kavrayıp doğru teşhis koyabilecek yeterlilikte değildi ve erkeklik, kadınlık algılarını belirleyen/biçimlendiren baş faktör de gerici toplumsal bakış açısıydı.

Kimisi tepkisini olayın faillerine hakaret edip aşağılayarak gösterirken, kimisi de “Allah belalarını/cezalarını versin”, “Allah bunları bildiği gibi yapsın” gibisinden beddualarla işi “ilahi adalete” havale etme yolunu seçti. Tabii Özgecan’a uygulanan vahşetin aynısını hatta daha fazlasını katile ve suç ortaklarına uygulanmasını isteyen misillemeci söylemler de eksik kalmadı. Vahşetin sorumlularına hak ettikleri cezanın, konuldukları cezaevindeki diğer mahkumlar tarafından verileceğine inandıklarını ve bu nedenle herkesin gönlünün rahat olması gerektiğini söyleyen “intikamcılara” bile tanık olduk. Ve de kuşkusuz hepsi, idam cezasının yeniden yasalara girmesinden yanaydı...

Futbol dünyası maalesef, bu cinayetin ana sebebi olan cinsiyetçilikle ilgili tek bir kelime dahi edemeyecek kadar sığ. 

En azından, futbolun neredeyse olmazsa olmazı haline gelen ve eril barbarlığı besleyip bilinçaltlarına kazıyan cinsiyetçi küfürlere karşı bir şeyler söyleyebilselerdi... Ne yazık ki, -bilinç düzeylerinin izin verdiği ölçüde- boş söylemlerle kendi vicdanlarını rahatlatmanın ötesine geçemediler.

Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı imzasıyla sosyal medyada dolaştırılan ve övgüler düzülerek paylaşılan kısacık bir metin ise eril sığlığın son ve vahim bir örneğini oluşturdu. Metin şöyle: “Beyler... Bundan sonra dolmuşta son yolcu bayansa inmiyoruz... Adam olan herkese sesleniyoruz.” 

Belli ki iyi niyetle hazırlanmış ve paylaşıma sokulmuş bir metin. Ancak burada da görüldüğü gibi iyi niyet sığlıkla baş edemiyor. “Bayanlı”, iyi olmayı “adam olmakla” özdeşleştiren, kadını erkeğin emanetçiliğine muhtaç ve sürekli göz kulak olunması gereken aciz bir varlık olarak gören bu söylem de az ürküntü vermiyor!..

Kadının eşit ve özgür olabileceğine dair bir inanç olmadığı için ona en fazla erkeğin himayesi reva görülüyor. Ve ancak erkeğin kanatları/koruması altındayken kadının rahata ve huzura kavuşabileceğine inanılıyor.

Oysa kadınların erkeklerin hamiliğine değil; tacize, tecavüze uğramadan özgürce yaşayabilecekleri bir dünyaya ihtiyaçları var. Bunu bir anlayabilsek işte o zaman gerçekten bir şeyler değişmeye başlayabilir...
Futbol dünyasında, Özgecan’ın katledilmesine gösterilen “misillemeci”, “intikamcı”, “cinsiyetçi” tepkilere bakınca, benzer vahşetlerin yanı başımızda olduğu hissine kapılmamak mümkün değil... 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...