09 Şubat 2015 01:00

Hükümet Koç'un koçbaşı olmuşsa...

Hükümet Koç'un koçbaşı olmuşsa...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Koç gibi büyüyorlardı.
Her birinin işletmesi takır takır çalışıyordu.
Her birinin kârı muazzam bir şekilde artıyordu.
Her biri metal sektöründeki patronların örgütü MESS’in üyesiydi.
Hiç de acınacak halleri yoktu ama hükümet yine de onlara yardım elini uzattı.
Oysa 2013 yılını çok iyi kapatmışlardı.
Örneğin Mercedes’in 2013 yılı kârı 43 milyonu bulmuştu.
Böylesi bir kâr karşısında işçiye 6 milyon ödemişti. Yani Mercedes, işçiye ödediğinden 7 kat daha fazla kâr elde etmişti.
Arçelik’in kârı işçi ücretlerinin 3 katıydı.
Tofaş’ın, Ford’un, Karsan’ın işçiye ödediği rakamlar, cirolarının, kazançlarının yanında devede kulak kalıyordu.
MESS üyelerinin geçen yıla ait bilançoları önümüzdeki aylarda açıklanacak.
Biz peşinen söyleyelim ki 2014 yılana ait kârlar da hiç fena gelmeyecek. Zira, metal sektörüne ilişkin verilerin işaret ettiği gerçeklik bu!

İŞTE İŞÇİ BUNLARDAN PAYINI İSTEDİ

Örneğin 2014’te otomotiv pazarı iç pazardaki kaybını ihracatla telafi etti. Avrupa otomotiv pazarındaki büyüme ve piyasaya sunulan yeni modeller sayesinde ihracat adet olarak artış gösterdi.
Ford hiçbir kayıp yaşamadığını şu sözlerle aktarıyor: “Yılın ilk dokuz ayında gerçekleşen adetsel daralmalara rağmen; kurun ihracat gelirleri üzerindeki olumlu etkisi ve iç piyasada uygulanan zamlar sonucunda Ford Otosan’ın gelirleri senelik bazda sabit kalmıştır.”
Beyaz eşyaya bakalım!
Kredi kartlarındaki taksit sınırlaması... Tüketici güvenindeki zayıflama gibi faktörlerin etkilediği ileri sürülen beyaz eşyada da durum oldukça kârlı.
Sonbaharda beyaz eşya satışında patlama oldu.
Beyaz eşya ihracatı, Ocak-Eylül döneminde Avrupa’daki toparlanmanın etkisiyle yüzde 5 büyüyerek 12 milyon adede ulaşmıştı.
Koç Holding konu hakkında şu yorumu yapmış: “Dayanıklı tüketim ürünleri sektöründe faaliyet gösteren lider beyaz eşya firmamız Arçelik, 2014 yılının ilk dokuz ayında ciro ve kârlılıkta büyümeye devam etmiştir.
Kârlılık öngörüsü, yılın ilk dokuz ayındaki başarılı faaliyet performansı sonucunda yukarı yönlü revize edilmiştir.”
Sektörde genel olarak tablo budur!

HANİ BUNLAR DÜŞMANDI?

Hükümet, bu büyük kârlardan hakkını isteyen işçinin grevini erteledi. Hem de hiç inandırıcı olmayan bir “milli güvenlik” gerekçesiyle.
Çünkü herkes biliyor ki, ne memleket savaşa girmiş durumda... Ne de bu işyerleri cepheye silah ve mühimmat üretiyor.
Nitekim Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’den itiraf geldi: “Biz talep ettik. Talebimizi dikkate alarak grevi erteleyen hükümete teşekkür ederiz.”
Son on iki yılda tam sekiz ayrı grev için erteleme kararı veren hükümet yine patronların yanında oldu.
Hangi patronların?.. Cevap: MESS üyesi patronların.  
Kim bu patronlar? Cevap: Sözde hükümetin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaş ilan ettiği TÜSİAD’ın üyesi patronlar.
Türkiye’nin en büyük patronlarının örgütü TÜSİAD’ın yeni yönetimindeki isimlerden biri de Koç ailesinin bir ferdi olan Ali Koç.  
Biliyorsunuz Koç ailesinin MESS içinde bir hayli firması var. Ford, Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi, Türk Traktör, Arçelik, Otokoç, Tofaş... Saymakla bitmiyor!
Hükümet MESS içindeki Birleşik Metal grevini erteleyerek tüm bu şirketleri kurtardı. Şayet grev sürseydi söz konusu şirketlerin Türk Metal Sendikası’yla imzaladığı sözleşme yırtılır atılırdı.
İşçiyi üç yıllığına ucuz emek olmaya mahkum eden o sözleşmelere kurulan barikatı hükümet yıktı. Hükümet Koç’un koçbaşı olup emekçi barikatını yıkıyorsa düşünmek gerekmez mi?

ONLARIN DOSTLUĞU PEKİŞİR!

Düşünürken, “Hani bunlar düşmandı” sorusuna takılıp kalmamalı.
Tayyip Erdoğan’ın, “Ey TÜSİAD” diye başlayan savaş hamasetine aldanılmamalı!
Geçmiş bir seçim arifesinde ne demişti bir büyük patron? “Oyum CHP’ye ama AKP’nin kazanmasını istiyorum.”
Ne de olsa AKP, 12 Eylül’ün cuntasının bile hayata geçiremediği emek düşmanı sermaye dostu politikaları kararlıca hayata geçiriyordu!
Geçirmeye de devam ediyor. İşte örnek Kıdem tazminatı.
Diyor ki Çalışma Bakanı Faruk Çelik: “Kıdem tazminatındaki mevcut uygulama sürdürülemez. Kıdemi fona devretme projesini rafta tutuyoruz her an indireceğiz.”
Öyle ya patronların kıdem derdi olmasın işçileri rahatça kapı önüne koysun. İşçiler grev yaptıklarında, saçma sapan ‘milli güvenlik’ gerekçesine sığınmadan patron greve giden işçiyi kovsun.
Hükümetin ortaya vadeli programına baktığında rahatlıkta şu yorumu yapabiliriz: Sermaye ile hükümetin dostluğu daha çok pekişir.  
Çünkü o programda işçileri köle gibi pazarlayacak Özle İstihdam Büroları oluşturmak... İşçileri Çin’deki gibi beterin beteri koşullarda çalıştıracak esneklik gibi hedefler var.


ERDOĞAN ÇİKOLATA DAĞITTIĞINDA ALKIŞLAYANLAR

Metal grevinin yasaklanmasıyla bir kez daha gördük!
AKP ile sermayedarların (TÜSİAD,  MÜSİAD ayrımı olmaksızın) kendi aralarında çatışsalar bile, işçiler karşısında nasıl da ortak hareket ettiklerini.
Başka neyi gördük? Mesela basının işçiler karşısında kör  olduğunu... Grev haberlerinin yandaş, paralel, merkez fark etmeksizin sayfalarda pek de yer bulmadığına tanık olduk.
Kayseri Boydak önünde eylem yapan da... Metal sektöründe greve giden de...
Hayatlarından yürek burkan hikayeler anlatıyorlardı.
“Çocuğum cips istedi, ısrar edince tokatladım sonra kendimden tiksindim” diyordu biri. Diğeri, “Çocuğuma hiç oyuncak alamadım bunun ezikliğini daima yaşıyorum ama faturalara para yettiremiyorum ki”... Bir başkası, “Siz çocuğunuzun, karınızın istediklerini alamamanın ne demek olduğunu bilir misiniz?” diye isyan ediyordu.
Bu haykırışların hiç birine yer vermedi... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın evinin kapısında dağıttığı çikolataları “hayır işidir” diye manşetlere çeken iktidar basının hiç biri...
İktidar; ‘yoksul sever’ fakat işçi düşmanı...
Basın; iktidar sever lakin emek karşıtı...
“Milli irade” sevenler; kendi çoğunluklarına aşık ama ‘grev kararı sandığına, işçi iradesine ise kör, sağır, dilsiz...
Çok öğretici bir haftayı geride bıraktık çok! Unutmamak lazım öğrendiklerimizi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...