AB'nin korkulu rüyası
Fotoğraf: Envato
Yunanistan seçimlerinin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen halen Avrupa’nın en önemli gündemi. Eğer seçimlerin galibi Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) değil de muhafazakarlarla sosyal demokratlar koalisyonu olsa idi, inanın ki seçimlerin yapıldığı çoktan unutulmuştu.
Ama şimdi durum farklı.
Geçen hafta Atina etrafında yoğunlaşan diplomasi trafiği bu hafta değişik başkentlere kaydı. Yunanistan’ın çiçeği burnunda başbakanı ve bakanları ne istediklerini, ne istemediklerini anlatmak için Avrupa turuna çıktılar.
Bugüne kadar yapılan görüşmelerden çıkan sonuçların toplamına baktığımızda, karşılıklı yoklama havası hakim. Görüşmelerde sarf edilen bir kaç söz manşetlere çekiliyor. En çok da SYRIZA’nın “Borçların silinmesinden vazgeçtiği” öne çıkarıldı.
Nereden bakılırsa bakılsın, Yunanistan seçimlerinin sonucu açık olarak Avrupa sermayesinin “korkulu rüyası” olmuş durumda. Çünkü eskisi gibi davranamayacaklarını biliyorlar. Bu nedenle her fırsatta Başbakan Alexis Çipras başta olmak üzere değişik bakanlar aleyhine demeçler veriliyor, yazılar yayımlanıyor.
En dikkat çekici, daha doğrusu en provokatif kapağı bu hafta Der Spiegel dergisi yaptı. Çipras’ın resmini kapağa koyan dergi üzerine de “Avrupa’nın korkulu rüyası Alexis Çipras-Otobana ters yönden giren sürücü” yazısını koymuş. Tabii “Otobana ters yönden giren sürücü (Der Geisterfahrer)” büyük yazılmış. Hal söyle olunca da Çipras günümüz koşullarında gerçeklerden uzak, “Cinnet geçirmiş halde otobana ters yönden giren politikacı” haline düşürülmüş. Otobana ters girmenin sonu genellikle felakettir.
Elbette, Der Spiegel’in bu aşağılayıcı kapağı karşısında sessiz kalınmadı. Sosyal medyada aynı derginin kapağına bu kez Başbakan Merkel’in resmi montajlandı ve altına “Avrupa’nın gerçek korkulu rüyası – Otobana ters yönden giren sürücü (Die Geisterfahrerin)” yazıldı.
Madem öyle gel böyle misali...
Der Spiegel, “Başyazı”dan başlayarak kapak sayfaları boyunca Çipras’a demediğini bırakmamış: Aşırı solcu, provokatör, popülist, aşırı sağcı iş birlikçisi, pragmatik...
Halbuki, seçim sonuçları Çipras’ın ülkesinin gerçeklerine göre hareket ettiği için bu kadar oyu aldığını gösteriyor. Yunanistan gerçeklerine uymayarak “Geisterfahrer” gibi halkın içine dalan AB iş birlikçisi partilerin tümü görüldüğü gibi siyaseten intihar ermiş bulunuyor.
Son bir haftadır AB kurumları ve ülkeleri ile Yunanistan’ın yeni hükümetinin temsilcileri arasında yapılan görüşmelere bakılırsa bir taraftan “Her şey eskisi gibi olmayacak” görüntüsü oluşurken diğer taraftan “Her şeye rağmen iplerin koparılmayacağı, ilişkilerin devam ettirileceği” anlaşılıyor.
Çipras’ın, İtalya Başbakanı Renzi, AB Komisyonu Başkanı Junker, AP Başkanı Schulz ve Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile yaptığı görüşmeler pek tartışmalı geçmedi. Bakalım bu durum önümüzdeki hafta Brüksel’de yapılacak AB Zirvesi’ne nasıl yansıyacak...
Başbakan Angela Merkel ise halen sert profil çizmeye devam ediyor. Virajı almaya pek niyetli değil. Hakikaten de bodoslama, otobana ters yönde giren sürücü pozisyonunda...
Almanya’nın öncülüğünde kıta genelinde, yıllardır hükümetler eliyle dayatılan sermaye politikalarına karşı geniş kitleler büyük bir uyanış süreci yaşıyor. Daha önce en temel sosyal hakları ellerinden alınan emekçiler artık birleşerek, ellerinden alınan haklarını geri istiyor.
Bu nedenle olup bitenleri sadece borçların silinip silinmeyeceğiyle sınırlandırmak, süreci anlamamak demektir. Neoliberal politikalara karşı yükselen emekçi hareketi kendisini her ülkelerde değişik biçimlerde hissettirecek.
Çipras’ın “korkulu rüya” ilan edilmesinin arkasında bu gerçekler bulunuyor. Geniş emekçi kesimleri neoliberal politikalara karşı birleşerek dayatılan yoksulluk ve işsizlikten kurtulabileceklerini Yunanistan’da gördüler. Bundan sonra süreci durdurmak öyle kolay olmayacak gibi görünüyor. Buna göre hareket etmeyen her siyasi parti ve lider artık Avrupa’da “Geisterfahrer”dir. Ya dayattıkları politikalardan vazgeçip günümüz gerçeklerine göre davranacaklar ya da Yunanistan’da büyük sermaye partilerinin başına geldiği gibi çöp sepetine atılmaktan kurtulamayacaklar. Bu elbette süreci anlamak istemeyen, açıktan savaş ilan eden Der Spiegel gibi sermaye medyası için de geçerli...
- Irkçılık ve yoksulluk bağlantısı 22 Mart 2024 04:02
- Savaş, enerji tekelleri ve rekor kârlar 15 Mart 2024 04:50
- Savaş borsası 08 Mart 2024 05:00
- Savaşı büyütme hamleleri 01 Mart 2024 04:54
- Avrupa halkları Ukrayna'da barış istiyor 23 Şubat 2024 04:30
- Ukrayna savaşı üçüncü yılına girerken yıkım tablosu 16 Şubat 2024 04:45
- Kızıldeniz’de ABD saldırgan, AB koruyucu mu? 09 Şubat 2024 04:52
- NATO, Rusya ve Almanya’nın savaş planları 02 Şubat 2024 04:45
- Yükselen aşırı sağ, faşizm ve büyüyen antifaşist mücadele 26 Ocak 2024 03:29
- Yeni faşizm, ‘Tersine Göç’ ve ırkçılıkla mücadele 19 Ocak 2024 04:17
- Feminist dış politikadan silah tekelleri lobiciliğine 12 Ocak 2024 04:20
- Ortadoğu’daki kanlı şiddet ve Avrupa’nın ikiyüzlülüğü 05 Ocak 2024 04:18