04 Ocak 2015 01:00

Güç ve adalet

Güç ve adalet

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önce Güç yaratıldı.
O’nun kaburgasından da Adalet üreyiverdi.
Güç Adalet’e “Sen” dedi, “Benden türedin, bensiz var olamazsın, beni ele geçiremeyen hiç kimse sana ulaşamaz; seni bir tek ve yalnız ben kurgulayabilir, kurabilirim.”
Adalet Güç’e “Ben seni dizginlemek, seni evcilleştirmek için senden türetildim” dedi, “Ben olmasam bana ulaşmayı umut edenler bir an durmaz, seni ele geçirmiş gözü doymazları seninle birlikte yok ederler.”
Güç Adalet’e “Gördün mü?” dedi, “Sana ulaşmayı umut edenler de beni ele geçirmiş gözü doymazları yok edebilmek için kapımı çalmak zorundalar. Ben her durumda vazgeçilmezim.”
“Ben seni evcilleştireceğim”
“Ben sen umut olasın diye varım”
“Azgınlaşıp yok edici kesildiğinde seni dizginleyeceğim”
“Beni ancak benle dizginleyebilirsin, benden başka bir ben daha yok”
“Ben…” “Hayır! Ben”, “Sen” “Hayır! Sen” diye bağrışıp, huzur bozunca Güç ile Adalet yeryüzüne gönderildiler, ahenksizlik günahının cezalarını çeksinler diye.
Yeryüzü onları baş başa bırakmadı, önce aralarına Hukuk’u sokuverdi kurala uygun kapışsınlar da aralarında denge oluşsun diye, sonra Yargı’yı temellendirdi kurala uymayıp dengenin bozulmasından sorumlu olan gürültüsüz, patırtısız saptansın diye.
Böylece yeryüzünün değişik yerlerinde farklı düzeylerde de olsa Güç ile Adalet arasında bir denge kuruldu. Dengenin ideal görünenine Demokrasi dendi. Dengenin Güç’ten yana kurulanına Despotizm vb. gibi isimler takıldı. Dengeyi Adalet’ten yana kurmak isteyenler ile Güç’ten yana kurmak isteyenler meydanlarda kapıştılar. Birinciler Hukuk ve Yargı’yı Adaletin yolunda iş görsünler diye yeniden düzenlerken ikinciler Hukuk ve Yargı’yı Güç’e güç katsınlar diye kendilerince uygun gördükleri kurallarla bezediler.
Huzur kaçırıp  ahenksizlik günahının cezasını çeksinler diye yeryüzüne gönderilen Güç ile Adalet birbirleriyle kapışmaya devam ettikçe, aralarındaki denge sağlansın diye tasarlanmış Hukuk ve Yargı’nın varlığına rağmen yeryüzünde de huzur bozulmaya başladı.
Derken yeryüzünün bir yerinde Milli İrade diye biri çıktı, Güç’ü de Adalet’i de kendi kişiliğinde mezcedip şahsında mündemiç kıldı. Hukuk,“Dur Milli İrade, Güç ile Adalet’in arasındaki çekişmede denge kurallarını ben oluşturdum, çıkart onları kişiliğinin derinlerinden de görevimi yerine getireyim” dedi ama dinleyen kim, Milli İrade bir çırpıda Hukuk’u yok etti. Bu kez Yargı homurdanmaya başladı, “Milli İrade ne yapıyorsun, Hukuk’u yok etmek sana mı kaldı? Bırak sorumluyu ben bulayım, yeryüzü dengesini bozma” dedi. Yargı öyle dedi demesine de, Milli İrade O’nu da dinlemedi, anında parçaladı, dağıttı. Ve yeryüzünün o yerinde yaşayanlara günler boyu haykırarak seslenmeye başladı: “Ben benim,  Milli İrade’yim. Güç ve Adalet her ikisi de beni oluşturan unsurlardır, onların arasındaki dengeyi ben sağlarım. Denge için ne Hukuk’a ne de Yargı’ya ihtiyaç var, unutun şu yeryüzü uydurması adetleri. Bana güvenin. Dengeyi ben sağlarım, ben zaten kendim dengeyim. Ayrıca  işledikleri günahın cezasını çeksinler diye yeryüzüne gönderilen Adalet’i umut bellemeyin, Güç’e özenip ele geçirmeye tevessül etmeyin. Onlar beni oluşturdular, ben onların yeryüzü kalıbı oldum. Ben varım, tek ben varım. Ben varken Hukuk da Yargı da gereksiz. Ben kiminiz için Adalet, kiminiz için Güç’üm. Ben Milli İrade’yim, sizlerin Milli İradesi’yim”.
O, günler boyu haykırdı, ona tapanlar haykırdığını geceler boyu yankılandırdılar. Aynen böyle oldu ve olan olmaya devam ediyor, yeryüzünün o yerinde.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...