22 Aralık 2014 01:02

Rusya mikrobuna aşılı mıyız?

Rusya mikrobuna aşılı mıyız?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Rusya’da işler hiç iyi değil.
Malum petrol fiyatlarındaki düşüş ve ‘Batı’nın uyguladığı ekonomik ambargo Rusya ekonomisine ağır darbe indirdi.
Rusya’nın hali bazı soruları gündeme getirdi.
Rusya’daki ekonomik kriz acaba dünyaya yayılır mı?
Rusya mikrobu acaba bulaşıcı mı?
Acaba 1998 gibi olur mu? (1998’de de tıpkı bugünkü gibi, petrol fiyatlarında yaşanan şok düşüşün rubleyi vurması sonucu dara düşen Rusya, yabancılara ‘borçlarımı ödeyemiyorum’ demişti.)
1998’de Rusya ekonomisi krize girip yüzde 5,9 oranında küçülünce, Türkiye ekonomisi bu krizden olumsuz etkilenmiş ve yüzde 4,7 oranında küçülmüştü. Aynısı olur mu?
Ülkeler, ekonomistler bu sorulara cevap ararken başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan rahatlatıcı bir açıklama geldi:  “Rusya bize şok etkisi yapmaz. Aşılıyız.”
Ne de olsa cihan devletiyiz!

DAVUTOĞLU’NUN TESPİTİ TARTIŞMAYA MUHTAÇ
Tabloya bakalım.
Petrol fiyatlarının böyle gitmesi halinde... Rusya ekonomisinin 2015 yılında yüzde 5’e yakın küçüleceği öngörülüyor.
Fakat kimsenin Rusya’nın durumuna bakıp, moratoryum ilan edip borçlarını ödemeyeceği kaygısı yaşadığı yok.
O dönem sabit kur rejimi vardı. ‘Gelişen ülke’ kurları güçlenen ABD Doları’nın karşısında patlamaya hazır bomba gibiydi!
Şimdi öyle bir durum yok.
Lakin, büyük risk şirket tahvillerinde. Rus şirketlerinin son 15 yılda hızlı büyümeleri sonucunda ihraç ettikleri çok ciddi bir tahvil ve bono stokları var.
Diğer ‘gelişen statüsündeki’ ülkelerin de yüz milyar dolarla ifade edilen ihraç ettikleri tahviller var.
Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz artışına başlayacak olmasının, petrol fiyatlarının düşüşünün dünya ekonomisini ciddi etkiyeceğini unutmamak lazım.
FED’in faiz kararı TL’yi değersizleştirecek. TL’deki değer kaybı devam ettiği sürece petrol fiyatlarının gerilemesinin olumlu etkisi ekonomiye yansımayacak.
Riskler çoğalıyor. Kırılganlıklar artıyor.
Rusya’da, Ukrayna’da gözükür yarın bir de bakmışsınızı ki Brezilya’da, Meksika’da cirit atar. Sonra alakasız gözüken bir başka yerde karşınıza çıkar.
En nihayetinde Rusya mikrobu desek de bu kapitalizmin bir mikrobu. Gribin bin bir çeşidi olması gibi.
Adları farklı, ataları aynı!
Davutoğlu’na sormak lazım böyle bir tabloda biz neye aşılıyız acaba?

BİZİ İĞNELEYECEKLER!
Rusya’nın Türkiye’ye etkisini borsadan ölçmemek lazım. Ülke borsası Rusya’daki gelişmelerden etkilendi. Lakin ortalık sakinleşince durum düzelebilir.
Fakat Rusya’yı vuran petrol fiyatı düşüşünün yaratacağı ortam eninde sonunda Türkiye’yi etkiler.
Kimse Rusya’nın Türkiye ile aynı kaderi veya sonucu paylaşacağını beklemiyor. Fakat kur artışlarının Türkiye’yi vuracağı açık.
Türkiye’nin 400 milyar doların üzerinde dış borcu bulunuyor. Kur yüzde 10 artarsa Türkiye’nin borcu birden 40 milyar dolar artar.
Kurdaki yüzde 10’luk bir artış, özel sektörün yani şirketlerin borcunu 20 milyar dolar yükseltir. Böylesi rakamlar özel sektörün bir yıllık kârını eritir.
Şirketlerin kârı erirse çalışanlarına ‘iğne’ yapar! Faturayı çalışanlarına çıkarır.
Başbakan Davutoğlu, bu ülkenin krizi emekçilere yıkma konusundaki maharetine pek güveniyor.
Hatırlayınız! 2009 yılında, Dünya ekonomik krizi ülkemize uğrayınca, nasıl da işsizlik artmış emek ucuzlamış. İşçilerin toplu katliamlara uğradığı bir çalışma düzeni kurulmuştu.
Aynı iğneyi yapmak üzere eline alanların, ‘biz aşılıyız’ demesi lafı güzaf!


SÖYLEYEYİM BU CİHAN DEVLETİ SARSILIR
Ülkenin dış borcunun 400 milyar doları aştığı haberlerinin geçen hafta kamuoyunun gündemine geldiği saatlerde başbakan müjdeyi veriyordu: Cihan devleti olacağız!
Ne zaman mı?
Başbakan Davutoğlu (Gölge Başbakanla karıştırmayın diye soy ismini de yazıyorum) dedi ki:  “Bizden koparılan dünya, bizimle tekrar bütünleşsin. Türkiye önümüzdeki 12 yıl içinde cihan devleti olacaktır”
Dış borcun 123,8 milyar doları devletin. Kalanı özel sektörün.
Bankaların doğrudan açık pozisyonu 70 milyar dolar. Dolaylı açık pozisyonlarının 170 milyar dolar.
Elindeki döviz ile borçlu olduğu döviz arasındaki makas bayağı büyük.
Ülkenin elindeki döviz ile döviz borcu arasındaki makas yani cari açığı da büyük. Ülkenin tasarrufu yok!
Valla Başbakanın geçen hafta kamuda plaket ve hediyelerden tasarruf edileceğini söyledi. Fakat bu kadar açığı böylesi bir tasarrufla kapatmak imkansız. O tasarrufla devletin lüks makam araçlarının yakıtı bile karşılanamaz.
Elin parasıyla cihan devleti ilk fırtınada alabora olur, benden söylemesi!


İYİLİKLE BİTEN MASALLARA UYANMAK!
“Petrol fiyatları düşüyor. Voleyi vurduk. Enerji ithalatına harcadığımız para azalacak. O parayla yatırım yapacağız.”
“Rusya AB’den tarım ürünleri almayı bıraktı. Yaşadık. Artık Rusya’ya biz meyve sebze satacağız.”   
Hep bize diyoruz da kocaman hayal kırıklıklarından kurtulamıyoruz.
Bakın ihracatçılar ne diyor: “Rublenin dolar karşısında yüzde 60-70’lere varan
oranlarda değer kaybetmesi ve Rusya pazarında ruble ile 3 aya varan vadelerde satış yapıyor olmamız nedeniyle ihracatçılarımızın alacakları yüzde 60-70 oranında eridi. İhracatçılarımız iflasın eşiğine geldi.”
Turizmci feveran halinde: “Böyle giderse Rus turistler çok azalacak, eyvah!”
Hani voleyi vurmuştuk.
İyilikle biten masallardan uyanma vakti.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...