Engelli bireyin kabusu: Savaş
Fotoğraf: Envato
2. Dünya Savaşı sonrasında böylesine büyük bir mülteci akını görülmemişti. Milyonlarca insan şimdi mülteci. Onlara savaş mağdurları demek işin kolayı. Özellikle de kadınlar ve çocuklar mağduriyet ihtimalinde ilk akla düşenler. Ya yaşlılar ve engelliler? Malum, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Ama gerek savaşın ortasında kalan gerekse mülteci olan engellilerin sorunları daha da büyük.
Engelli denince ilk anda akla görme engelli, duyma engelli ya da yatağa bağımlı insanlar geliyor. Ama yaygın algı bu olmakla birlikte hastalıklara bağlı “insanın iş görememe hali” yani “ yeti yitimi” de bu bağlamda ele alınmalı.
Dünyada nerede ise her beş kişiden birisi yaşamının bir döneminde bedensel ya da ruhsal fonksiyonlarında “yeti yitimine” uğruyor. Bu gerçeklik olgunlaşmamış toplumlarda sonuçları daha ağır olabilen, kişinin sorumluluklarının üstesinden gelememe, sosyal sorumluluklarında gerileme nedeni ile barizleşen bir sürece eviriliyor. Öyle ki dünyanın engelleri fiziksel sınırlarda kalmayıp gerek sosyal gerekse ekonomik engeller zaman içinde belirginleşiyor.
Çocuklukta yeti yitimi olanlar için “bahtsız” deriz. Ya erişkin olanlar, yaşlı yıllarında engelli olanlar? Günümüzde milyonlarca erişkin insan yaşamının olgunluk yıllarında ‘Hiç aklına gelmez’ bir sorunla baş başa kalıyor. Engelli olmak!
Diğer ülkelerde olduğu gibi bizde de yaşlı nüfus artıyor. Bunda süre giden yani kronik hatalıkların payı yüksek. Hele şeker hastalığı ve ilintili hastalıkların önümüzdeki yıllarda insanlık tarihinde görülmemiş oranda artmakla kalmayıp ek hastalıklara, organ hasarı ve kayıplarına yol açacağı bilgisi varken bu sorun artık en bencil bireyi bile daha yakından ilgilendireceğe benziyor.
Bencil, birey için kullanılır sıklıkla. Ya toplumların bencilliği? Bencilliğin toplumsal halinin turnusollerinden birisi savaş ve diğer doğal afet anlarında ne yaptığımızdır. Ve şimdilerde savaş hemen yanı başımızda. Farklı olan ne varsa saldırıyorlar. Kadın, Êzidi, Alevi, Nusayri, Kürt olmak vahşetin hedefi kılıyor onları. Suriye ve Irak büyük bir felaketin girdabında. Ve yanı başımızda “Dışlayarak kabul etmekte” bile zorlanılan savaş mağdurları var. Ekmeğimizi, suyumuzu, aklımızı ve vicdanımızı onlarla yeterince paylaşmıyoruz.
İşte böyle bir dönemde Dünya Engelliler Günü kutlandı vesselam. Bir taraftan da savaş demokratik kitle örgütlerince, emek güçlerince günden kılınmaya devam ediyor. Bu etkinliklerden birisi önümüzdeki pazar günü (14 Aralık) Ankara’da hekim meslek örgütü TTB binasında yapılacak. Kapitalizm ve Sağlık başlıklı bu etkinlik aramızdan çok erken ayrılan Sevgili Ata Soyer adına düzenleniyor. İlk başlık “Kapitalizm ve Savaş” olup konuşmacı Aydın Çubukçu. Çok sayıda konuşmacının yer alacağı etkinlikte diğer başlıklar “Savaş, Doğa ve Halk Sağlığı”, “Savaş ve Kadın”, “Savaş ve İnsan Hakları İhlalleri”, “Savaş Ortamında Sağlık Hizmetleri”. Etkinlik saat 12.00’de TTB’de başlıyor. Zamanı olanlar için yararlı olacağını düşünüyorum
Sağlıcakla kalın.
- Dil bilmezlik: Doktor yazıları 22 Nisan 2024 04:30
- Kelimesini arayan duygular 15 Nisan 2024 04:46
- Yakındaki uzak, uzaktaki yakın: Tıbbın girdabı 08 Nisan 2024 04:40
- Dil ya da dilsizlik 01 Nisan 2024 04:48
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10