Güney doğal gaz hattı iptali: kim kârlı kim zararlı?
Fotoğraf: Envato
ABD-AB ekseniyle Rusya arasında uluslararası ilişkilerde derinleşen çelişkiler önemli dönemeçlerden geçiyor. Bundan tam bir yıl önce Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki Maidan Meydanı’nda başlayan AB yanlısı gösterilerin ardından yapılan darbeden bugüne çok şey değişti.
Ve gelinen aşamada Ukrayna üzerinde ABD-AB ekseniyle Rusya arasında süren egemenlik mücadelesi sadece Ukrayna’yı iç savaşın içine çekerek bölmedi, aynı zamanda dünyayı da belirgin halde iki kampa ayırdı.
Bu bölünmede Rusya’nın en önemli silahının, sahip olduğu devasa enerji kaynakları olduğu ve bunu gelecek planlarında etkili kullanacağı biliniyordu.
Ukrayna ve Polonya’yı “enerji koridoru” olmaktan çıkarıp, stratejik önemini azaltmak isteyen Rusya, doğal gazın Avrupa’ya taşınmasında iki önemli hamle yaptı.
Birincisi, Kuzey Avrupa Doğalgaz Hattı”nı (North Stream), ikincisi Güney Avrupa Doğalgaz Hattı”nı (South Stream) yapmak oldu. Rusya ile Almanya arasında doğrudan doğal gaz naklini sağlayan North Steam’in açılışı Eylül 2011’de yapılmıştı. Yılda 55 milyar metreküp doğal gazın akıtıldığı bu hat aynı zamanda Almanya’yı Kuzey Avrupa’nın doğal gaz deposu haline getiriyor. Hattın başında Putin’in dostu Almanya Eski Başbakanı Gerhard Schröder bulunuyor.
Merkel ile Putin arasındaki gerilime rağmen hattın işlemesinde bir sorun olmaz iken, bu hattın “ikiz kardeşi” olan South Stream’in yapımı hafta başında Putin tarafından Ankara’da yapılan bir açıklamayla durduruldu.
Hiç şüphe yok ki; Putin’in Aralık 2015’ten itibaren Balkanlar ve Güney Avrupa ülkelerine yılda 63 milyar metreküp doğal gaz pompalaması planlanan Güney Doğalgaz Hattı’nın yapımını durdurması sıradan bir hamle değildir. Hem de 10 milyar dolar harcadığı halde...
Bu adım her şeyden önce Ukrayna üzerinden Rusya ile ilişkileri koparma noktasına getiren, yaptırım üzerine yaptırım kararı alan AB ülkelerine verilmiş bir yanıttır. “German Foreing Policy” sitesinde yer alan yorumda, bu karardan en çok zarar görecek ülkelerin başında Almanya’nın geleceği belirtiliyor. Hattın yüzde 51’i Rus Gazprom’a, yüzde 15’i Alman Wintershall tekelline ait. Geriye kalan; İtalya, İspanya, Fransa... tekellerine ait.
Hattın denetleme kurulu başkanlığını Alman Henning Voscherau yapıyor. Bu demektir ki, Rus doğal gazının Avrupa’ya taşınmasında Almanya stratejik bir rol oynuyor ve her iki hatta da kilit konumda.
South Stream’in iptali aynı zamanda Putin’in Merkel’in kalesine attığı bir gol olarak görülebilir. Bu nedenle kaybedenlerin birisi Almanya. Buna rağmen, muhafazakar Frankfurter Allgemeine Zeitung, kararı “Putin’in kişisel yenilgisi” olarak değerlendirdi.
Diğer kaybedenler Bulgaristan ve Sırbistan’dan başlayarak diğer Balkan ve Güney Avrupa ülkeleri.
Ukrayna, şimdilik kazanan durumunda olduğu için sevinçli. Çünkü, hattın iptali daha uzun bir süre daha naklin bu ülke üzerinden yapılacağı anlamına geliyor.
Bir diğer kazanan ABD olabilir. Bir taraftan Rus gazını Ukrayna üzerinden akıtılmasından yana olan ABD, diğer taraftan kendisi doğal gaz satma derdinde.
Avrupa’nın Rus doğal gazını tüketmemesi durumunda bunun Rus ekonomisine önemli dalgalanmalar yaratacağı da açık. Petrol fiyatlarındaki düşüş son haftalarda rublenin değerini düşürdü.
Bu nedenle, Rusya’yı sarsmak, teslim almak isteyen batılı güçler en önemli ticaret kaynağı olan petrol ve doğal gaz satışını düşürerek, Rusya ile ticareti keserek Putin’i dize getirme hesapları yapıyorlar.
Batının bu planlarının farkında olan Putin, ekonomik açıdan zor duruma düşmemek için petrol ve doğal gaz satışı konusunda alternatif yollar arayışında. Bu yılın mayıs ayında Çin ile büyük bir anlaşma imzalanmıştı.
Türkiye’nin, Rus doğal gazının Avrupa’ya ulaştırılma konusunda transit ülke olmaya talip olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle kazanan görünüyor. Zaten, Putin’in kararı Ankara’da açıklaması boşuna değil.
Bu durumun Türkiye-ABD-AB arasındaki ilişkilerde önemli tartışmaların olacağı bugünden görülüyor. Türkiye, ABD-AB eksenine rağmen Rusya ile ticari ilişkileri ne kadar genişletebilir? Genişlettiği taktirde tepki nasıl olur?
Çelişkilerin derinliği, Türkiye’nin işinin hiç de kolay olmadığını gösteriyor. Bu nedenle, emperyalist devletler arasındaki çelişkiler faturası, tıpkı Ukrayna’da olduğu gibi çok ağır olabilir.
- Paskalya’da barış dileği ve yürüyüşler 29 Mart 2024 04:26
- Irkçılık ve yoksulluk bağlantısı 22 Mart 2024 04:02
- Savaş, enerji tekelleri ve rekor kârlar 15 Mart 2024 04:50
- Savaş borsası 08 Mart 2024 05:00
- Savaşı büyütme hamleleri 01 Mart 2024 04:54
- Avrupa halkları Ukrayna'da barış istiyor 23 Şubat 2024 04:30
- Ukrayna savaşı üçüncü yılına girerken yıkım tablosu 16 Şubat 2024 04:45
- Kızıldeniz’de ABD saldırgan, AB koruyucu mu? 09 Şubat 2024 04:52
- NATO, Rusya ve Almanya’nın savaş planları 02 Şubat 2024 04:45
- Yükselen aşırı sağ, faşizm ve büyüyen antifaşist mücadele 26 Ocak 2024 03:29
- Yeni faşizm, ‘Tersine Göç’ ve ırkçılıkla mücadele 19 Ocak 2024 04:17
- Feminist dış politikadan silah tekelleri lobiciliğine 12 Ocak 2024 04:20