04 Aralık 2014 01:00

Yüzde 10 barajı

Yüzde 10 barajı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yüzde on barajının kaldırılmasından Cumhurbaşkanı Erdoğan çok korkuyor. Öyle ya, 2002 seçimlerinde yüzde 34 oy ile milletvekillerinin yüzde altmış küsurunu çıkarmıştı. Erdoğan iktidar olmasını yüzde on barajına borçludur.
Belki de tesadüfen gündeme gelmiş yüzde on meselesini duyunca Erdoğan Hükümeti dahi beklemeden çok sert bir tepki gösterdi. Anayasa Mahkemesi’nin yüzde on barajını iptal etme olasılığını darbe girişimi olarak tanımladı. Oysa, 2015 seçimlerine etkileyecek bir şekilde Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı verip vermeyeceği henüz belirsiz. Konunun hukuk usülü açısından pek çok problem var.
Anlaşıldığı kadarıyla, bazı partiler (Saadet Partisi ve Büyük Birlik partisi) yüzde on barajının anayasaya ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne, evrensel hukuk kurallarına aykırı olduğuna dair Anayasa Mahkemesi’ne bir bireysel başvuru yapmış. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurular bir yasanın iptali vb. sonuç doğurmaz. Eğer başvuranın hakkının ihlal edildiğine karar verirse Anayasa mahkemesi devletin başvurucuya bir tazminat ödemesini hükmeder. Tabii, Hükümetin AİHM ve AYM kararları doğrultusunda yasal düzenlemeler yapması bir gerekliliktir ama zorunluluk değildir.
Fakat, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bir başvuruda, başvurucu bir yasa hükmünün (örneğin Seçim Kanunu’ndaki yüzde on barajı hükmünün) Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia eder ise bireysel başvuruya bakan Anayasa Mahkemesi herhangi bir mahkeme gibi bu meseleyi Anayasa Mahkemesi’ne götürebilir.  Hukukçu olmayanların zor anlayacağı bu meseleyi şöyle açayım. Bir yasa hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğunu ancak Mecliste belli bir sayıda üyesi olan partiler ve belli sayıda milletvekili Anayasa Mahkemesi’ne dava açarak ileri sürebilir. Ama, sıradan bir vatandaş da görülen bir davada taraf ise ve o davayı ilgilendiren bir yasa maddesi Anayasaya aykırı ise o mahkemeye o maddenin Anayasa’ya aykırı olduğunu anlatır ve mahkeme de bu iddiayı yasaya uygun bulursa, mahkeme yargılamayı durdurarak söz konusu yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gider. Yukarıda yüzde on barajı ile ilgili olarak da bireysel başvuru davasına bakan Anayasa Mahkemesi, yüzde on barajının Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını yasaya uygun bulursa iptal için Anayasa Mahkemesi’ne götürebilir.
Fakat, bu durumda şöyle bir sorun var. Bir iptal başvurusunda Anayasa Mahkemesi ret kararı vermişse on sene içinde yine aynı konuda başvuru yapılamaz. Yüzde on barajı konusunda da Anayasa mahkemesi 2005 yılında bir ret kararı vermiş. Bu durumda 2005 tarihinde verilmiş ret kararının üzerinden on sene geçmeden konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüremez. On sene sürenin dolmasını bekledikten sonra götürürse ve bu süre 2015 Haziran seçimlerinden önce ise ne olur?
Anayasa Mahkemesi bir yasa maddesini iptal ettikten sonra altı ay süre verip bu süre içinde yeni yasal düzenleme yapılmazsa yasa hükmünün yürürlükten kalkacağına karar verebilir. Ama iptal edilen yasa maddesi telafi edilemez zararlar doğruyorsa, altı ay gibi bir süre de vermeyebilir. O zaman, Anayasa Mahkemesi’nin kararı resmi Gazete’de yayınlandığı tarihten itibaren o yasa yürürlükten kalkar. Bu durumu tartıştığımız konuya uyarlarsak, 2015 Haziranından önce Anayasa Mahkemesi bir iptal kararı verir ve altı ay gibi bir süre vermezse seçimlere sıfır baraj ile girilir. Bu da güzel bir şey olur elbette.
Böyle bir olasılığın önünü kesmek için Cumhurbaşkanı alelacele zehirzembelek bir açıklama yaptı. Yargı darbesinden falan söz etti. Anayasa Mahkemesi başkanını suçladı. Anayasa Mahkemesi’nin 12 Eylül Anayasası’nın bir kurumu olduğunu söyledi. Oysa, yüzde on barajı da bir 12 Eylül yasasıydı. Erdoğan şaşkınlık ve panik halinde ne söylediğinin de farkında değildi. Anayasa profesörü AKP milletvekili Burhan Kuzu ise Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayacaklarını açıkladı. Gerçekten Anayasa Mahkemesi seçim barajının iptaline karar verir de AKP kararı tanımıyoruz diyebilir mi? AKP Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımazsa neler olur?  Burhan Kuzu efeliğini o zaman da sürdürür mü o zaman görürüz.
Yüzde on seçim barajı meselesi önümüzdeki günlerde tartışılmaya devam edilecek gibi görünüyor. Gizli ya da açık süregiden bir diğer tartışma ise Erdoğan’ın sonunun menderese benzeyeceği tartışması. Özellikle Putin’in gelmesi ve Rusya ile ilişkilerde ilerleme bu tartışmayı alevlendirdi.
Erdoğan, yeniden mağduru oynamak ve darbe öcüsünü kullanmaktan vazgeçmeli. Barış Süreci’nin ilerlemesi için de, muhtemel darbelerin önlenmesi için de demokratikleşmek tek çaredir. Demokratik hak ve özgürlüklerin “ama”sız halka teslim edilmesi, adil seçimlerin tesis edilmesi, padişahlık ve Osmanlı özentisinden vazgeçilmesi için artık vakit kaybetmemek gerekir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...