15 Kasım 2014 01:00

Seçimden önce son açılım kampanyası ve gerçek

Seçimden önce son açılım kampanyası ve gerçek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşine gelen her tür yasal ve fiili düzenlemeyi jet hızıyla gerçekleştiren, konu sermaye ve rant, yandaşları memnun etmek olunca anında karar veren ve hızla uygulamaya sokan AKP Hükümeti, sıra işçilere, emekçilere, Kürtlere, Alevilere gelince kılı kırk yarıyor!
Sorun işçilerden, emekçilerden, Kürtlerden, kadınlardan, emek, barış ve demokrasi güçlerinden yana gündeme getirildiğinde şiddeti devreye sokan AKP’nin ustaca uyguladığı başka bir şey ise “açılım” politikası.
Türkiye tarihi böyle “açılımcı” bir hükümet görmedi.
Geriye dönüp bakıldığında hemen her alanda bir “açılım” yapıldığı, kurultaylar, sempozyumlar, iftarlar, toplantılar, görüşmeler düzenlendiği görülecektir.
Özelikle Kürt sorunu ve Alevi sorunu ise “açılım”lara en çok malzeme edilmiş konuların başında geliyor.
Dersim katliamı, Ermeni soykırımı, Kerbela’nın yıldönümü gibi zamanları da “açılım” politikasının malzemesi olarak kullanmaktan geri durmayan AKP Hükümeti, sıra adım atmaya, somut çözüm üretmeye gelince ipe un sermeye devam etmektedir.
Konu demokratik hakların tanınması, eşitlik ve özgürlük olunca suçlu bulmaya, sebep yaratmaya, suçlu ilan etmeye başlıyor.
Kendisi için “mağduriyet” saydığı hemen her konuyu çözmekte cengaver bir tutum sergileyen, çarpışmaktan geri durmayan Hükümet, konu Kürt sorunu, Alevi sorunu ve diğer demokratikleşme talepleri olunca, başkalarını suçlayarak, tarihi dersler vererek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.
İki yıla yakın bir süreden bu yana süren “barış, müzakere ve çözüm süreci” karşısındaki tutumu da bunu gösteriyor.
Kürt hareketinin tüm samimiyetiyle çözülmesi için çaba gösterdiği bu süreç de AKP tarafından tıkanmıştır.
Oyalayarak sürdürme tutumu ise artık gelip Kobanê’ye toslamış ve bitmiştir.
Her ne kadar yeniden görüşmeler yapılmış, taraflar karşılıklı olarak “süreç kaldığı yerden devam edecektir” mealinde sözler edilse de, gelişmeler durumun bu yönlü olmadığını olmayacağını gösteriyor
AKP, Kürt sorununun çözümünde adım atmayacak, oyalamaya devam edecektir. “Açılım” politikasındaki iki yüzlü tutumunu sürdürecektir.
AKP’nin ısrarla yapmak istediği, bir kez daha bir seçimi sağ salim geçirmektir.
Doğrusu, Kürt hareketinin temsilcileri de bu durumu bilmektedirler.
Masa devrilmemiştir. Ancak bu haliyle bu masadan Kürtler için eşit haklara dayalı, barışçı, eşitlikçi ve özgürlükçü bir sonucun çıkmayacağı bilinmektedir.
Zira iki yıllık süreç artık yeni bir safhaya ulaşmıştır. Ancak bu yeni safhayı sağlayan Kobanê olmuştur.
AKP Hükümetinin, IŞİD’e desteği, IŞİD’in  Kobanê’ye saldırısı, iki aydan beri süren direniş ve bu süre boyunca yaşananlar Kürt sorununda “yeni bir safha” yaratmıştır.
Bazen on yıl boyunca yaşanamayacakların bu iki ay içinde yaşanmış olması ve bunların bilince çıkarılmış olması “yeni” bir safhayı yaratan esas etkenlerdir.
Artık ne Kürt sorunu eski Kürt sorunudur, ne Kürtler eski Kürtler ne PKK eski PKK’dir. Bununla birlikte, ne AKP eski AKP’dir, ne KDP, ne Esad, ne Irak, ne de İran eski İran’dır.
Türkiye ise bu gelişmelerin seyri içine nerede ne zaman ne ile karşılaşacağı ve nerede neyin nasıl gelişeceği çok da belli olmayan bir sürece doğru yol alıyor.
Sadece buraya bağlanamaz ancak, IŞİD öyle bir rol oynamıştır ki, tüm güçler dengesi, tüm tarihsel olgular onun iradesi dışında başka türlü sarsılmış ve yeni gelişmeler kaçınılmaz olmuştur.
Dolayısıyla İmralı Heyeti ile AKP Hükümeti arasında geçen günlerde yapılan görüşmeyle birlikte, 6-7 Ekimden bu yana süren “olağanüstü” dönem geçici olarak “olağan” hale dönüştürülmüştür.
Ancak AKP Hükümetinin adım atma ihtimale pek görülmediğinden dolayı, bu durum kaçınılmaz olarak fazla sürmeyecektir.
Kürt halk direnişi Kobanê gibi dünyanın odaklandığı bir safhadan geçtikten sonra AKP’ye daha fazla katlanamayacaktır.
Ancak esas mesele bu gidişata ilişkin emek, barış ve demokrasi cephesinin nasıl tutum alacağıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...