09 Kasım 2014 01:05

Vejetaryen olmak

Vejetaryen olmak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yasak milli irade ile özdeşleşti, onun ayrılmaz kutsal parçasına dönüştü, büründüğü sanal kişilik devletin tüzel kişiliğiyle sarmaş dolaş kaynaştı. Yeni Türkiye’ye lâf söyletmez genç kuşak yazar,  çizer, konuşurları milli iradeleştikçe devletleşen, devletleştikçe daha bir milli iradeleşen Yasak’ın yüzüne karşı övgüler düzer, ardından  öyküler dizer oldular. Genç kuşak yazar, çizer, konuşurları Yasak’a övgü düzer, öykü dizerken onunla hemhal oldular, öylesine öyle oldular ki, Yasak Yeni Türkiye’nin yeni kuşak gençliğindeki tazeliği kendileştirebildi; Yasak tazelendi, tazelendikçe sanal kişiliğindeki kamu düzeni, milli menfaat, bölünmezlik tasvirleri gittiler yeni genç kuşak övgü düzer, öykü dizerlerinin yaşlılaşan yüz oyuk çizgilerine tiksindirici utanç ışıltısıyla yerleştiler.
Bir haftayı Yasak’ın böbürlenmesini, o böbürlenirken düzülen övgüleri, dizilen öyküleri izlemekle geçirdim. İçimi, içimi aşan ve neredeyse görebildiğim her yeri kaplayan bir sıkıntı doldurdu . Genç kuşak yazar, çizer, konuşurlarının Yasak’a övgüler düzerkenki kamu düzeniyle özdeşleşme gayretlerine of çektim, öyküler dizerkenki bölünmezlikle sarmaş dolaş hallerini öf öfledim. Yasak’ın böbürlenmelerine, elimi şöyle havada yarım yuvarlaklar çizerekten oynatıp boş ver çektim. Kendimi aldım, şimdiye kadar pek de düşünmediğim hallerde düşledim.

Vejetaryen olsam dedim. Hayvanlar acı çekerler, bu yetileri var. Acı çekeni öldürmek kadar ölmesine yardımcı olmak ya da ölmesine dolaylı da olsa katkıda bulunmak kamu düzenine, milli güvenliğe, bölünmezliğe aykırı olmasa bile,  başka insan hali sayılan ahlaklılıkla bağdaşmaz, öyle değil mi? Beslenme gerekçesini bir yana bırakıp , hayvanların acı çekmelerine,  doğrudan ya da dolaylı vesile olmaktan vazgeçebilirim, dedim kendime. Bitkiler her türlü besin kaynağını sunuyor. Tercih bende; vejetaryen olur, hayvanların acı çekmelerinde rol almaktan kurtulabilirim. O zaman ahlaklı mı olurum? Hayvanlar her yerde kobay olarak kullanılıyorlar, üzerlerinde deneyler yapılıyor.  Deneylere de son verilmesi gerekir. Eyvah! Vejetaryen olursam Yasak’a el açmam gerekiyor, hayvanlar üzerinde deneyler yapılmasını yasaklasın diye. Milli iradeleştikçe devletleşen, devletleştikçe milli iradeleşen Yasak hayvanlar üzerinde deneyi yasaklayacak, yasağa istisnalar getirecek, istisnalardan yararlanmayı Yeni Türkiye’nin sonradan bitme devlet ihaleleri sermayedarlarına bırakacak, bunu genç kuşak yazar, çizer ve konuşurları ayakta ve televizyon kanallarında övgüyle karşılayacaklar ve sonra bir yerlere giderek istisnaya takılıp acı çekmiş hayvanın etini birbirlerine lezzet işaretleri yaparak yiyecekler…

Vejetaryen olmaktan vazgeçtim.

İnsanlar da acı çekerler. Bazen öylesine acı çekerler ki, acıları son bulsun diye ölmek isterler; tedaviyi reddeder, bağlı oldukları yaşam cihazlarından kendilerini ayırırlar. Ancak durum olur, acı çeken insan kendi yaşamına bizzat son veremez; birinin yardımına muhtaç kalmıştır, o birinin yaşamını sonlandıracak ilacı vermesi ya da yaşam cihazının fişini çekmesi gerekir. Acı çeken insana isteği doğrultusunda yardım eli uzatmak ahlaklı olma halidir, diye düşündüm. Bu işin organizasyonuna tıbbi-bilimsel temelde, maddi çıkar beklemeksizin katılayım dedim, kamu düzeni yüzlü Yasak birden ahlak yüzünü takınıverdi: Hayvan öldürülürken acı çekse de onu öldürmek ahlakidir; ancak acı çeken insanın, yaşamını sonlandırmak istiyor olsa bile, ölümüne seyirci kalmak ya da  ölmesine yardımcı olmak ahlaki değildir. Öyle ise ötanazi her haliyle yasaklanmalıdır.

Bu işten de vazgeçtim.

Kobani’de IŞİD’linin öldürmesinde, PYD’linin ölmesinde ahlakilik bakımından beis görmeyenler varken ve bunlar her yerde yazar, çizer, konuşurken, insanın kamu düzeni yüzlü, milli güvenlik gözlü, bölünmezlik dudaklı Yasak’la karşılaşmadan kendini başka hallerde düşlemesi bile neredeyse olanaksızlaştı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...