02 Kasım 2014 01:59

Benim adım ‘yasak' ve karşınızdayım

Benim adım ‘yasak' ve karşınızdayım

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bundan yaklaşık bir yıl önce sizlere varlığımı hiçbir saklım gizlim olmadan açıklamıştım. “Benim adım”, demiştim gururla ve hiçbir buyurganlık içermeyen tevazuuyla, “benim adım ‘yasak’ ve bilin ki artık kanun kitabındaki bir sözcük dizisi ya da ağızdan dökülen astığım astık, kestiğim kestik bir ifade veya yargı kararında millet adına gereği düşünülen hükümle meşruluk kazanmış bir kavramsal kategori olmaktan çıkıyorum: Bundan böyle beni karşınızda kişilik sahibi sanal bir canlı varlık olarak göreceksiniz.”
Ve dediğimi gerçekleştirdim: Önce uyduruk milli irade sözcüğünün serüvenini izledim, sonra uydurukluğuna can katar biçimde milli irade ile özdeşleştim, onunla iç içe geçtim; milli irade dendi mi onu kutsayanlar çevresindeki yasak haresinin, yani benim varlığımın da önünde eğilir oldular. Evet, evet... Aynen düşündüğüm gibi oldu; milli iradenin her meslekten özellikle yazar, çizer ve televizyon kanallarında konuşur dostları, hayranları, yaltakçıları, yalakacıları kutsadıkları, toz kondurmadıkları uyduruk milli irade tekerlemesinin onu koruyan ve kollayan yasak, yani beni millileştirilmeden kutsanamayacağını gördüler. Ve ilkin beni milli ilan ettiler, ardından milli olmam nedeniyle bana sanal da olsa bir kişilik atfettiler. Hukukçu olanlar bilir, bu bilen ve bildiklerini çekinmeden açıklayan hukukçuklardan nefret ederim, sanal da olsa ‘kişi’ kategorisine girerseniz yaşam ilişkilerinde sadece ‘konu’ olmaktan çıkar, ‘özne’ olur ve hak sahibi mertebesine ulaşırsınız. Sonuç mu? Yaşam ilişkisinde benimle karşılaşan kişi gerçek de olsa bana müdahale edemez, beni engelleyemez, sahip olduğum yetkilere boyun eğmezlik edemez.

Milli oldum, sanal kişiliğe kavuştum, yaşam ilişkisinde özne konumum kabul edildi ve hak sahibi oldum, artık siyaset sahnesinde belirleyiciyim. Dilersem bir şeyi yasaklarım, neyi yasakladığımın açıklanmasını da yasaklarım. Özgürlükten hoşlanmam; özgürlük siyaset aleminin şeytanıdır. İçinize şeytan girmeye görsün, siyasette kargaşa başlar. Özgürlük gayri millidir ve kişiliği yoktur, yani yaşam ilişkisinde özne olamaz, hak ileri süremez. Dedim ya, özgürlük siyaset aleminin şeytanıdır, şeytanın taşlanması gerekir. Taşlayın şeytanı! Ben özgürlüğü kullananları yasaklayacağım, yasaklıyorum. Siz de özgürlüğü kullanmayarak şeytanı taşlayabilirsiniz. Özgürlüğü nasıl kullanmayacağınızı, kullanırsanız neden benim anında varlığımın ve mevcudiyetimin şeytan taşlamada kaçınılmaz olacağını sorun milli irade tekerlemesinin kutsayıcısı her meslekten, özellikle yazar, çizer ve televizyon kanallarında konuşur dostlara, onlar size her şeyi, beni, benim milliliğimi ve sanal kişiliğimin ulviliğini ballandıra ballandıra anlatacaklardır.

Benim adım ‘yasak’, beni iyi tanıyın ve gelin şeytan taşlamada bir olalım, dost olalım, özgürlük kullanan bedbahtlara hadlerini bildirelim; hadlerini bildirdiğimizi siz inkar edin, ben inkar edilmemesini yasaklayayım. Yasakladığımın söylenmesini de yasaklayayım.
Yine de, milli hasletlerime saygımdan, özgürlük kullanmak isteyenleri önceden uyarma büyüklüğünü gösteriyorum: Bakın, beni dinleyin, bundan böyle ne olur ne olmaz soğuk havaya karşı maske, yün maske, maskeli balo maskesi, gaz maskesi, mikroba karşı maske, ne tür ve amaçtan olursa olsun herhangi bir maskeyi evinizde, iş yerinizde, hele hele arabanızın bagajında, aman aman çantanızda, yuh yuh yüzünüzde bulundurmayın, satın almayın, satmayın, kiralamayın, kiraya vermeyin, ödünç almayın, takas etmeyin, ihraç ya da ithale kalkışmayın, fasonunu çıkartmayın, örmeyin, dokumayın, resmetmeyin, heykelleştirmeyin, kitap kapağı tasarımında kullanmayın, kullandırtmayın…Yetkilendiriyorum ya, olur da polis sabaha karşı evinize gelir, iş saati iş yerinize uğrar, aracınızı kenara çektirir, sizi durdurur, her yeri ve her yerinizi arar, aman şeytana uymuş olmayın; zira ne tür ve ne amaçtan olursa olsun herhangi bir maske bulursa özgürlüğünüzü kullanacağınıza, yani şeytanla iş birliğine hazırlandığınıza hükmeder ve…hapı yutarsınız.

Benim adım ‘yasak’ ve milliyim, sanal kişiliğim var, yaşam ilişkisinde hak sahibiyim: Bundan böyle bu kimliğimle karşınızdayım. Tıpkı uyduruk milli irade tekerlemesinin hayran dostları gibi benimle birlikte olmayı ve benimle barış içinde yaşamayı tercih edin. Huzurlu olursunuz. Özgürlük kullanır da şeytanla iş birliğine girerseniz, şeytanla birlikte taşlanırsınız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa