10 Ekim 2014 00:36

Kobani, din ve emperyalizm: Seçenek mi pakt mı?

Kobani, din ve emperyalizm: Seçenek mi pakt mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugünkü Hatay’dan Hakkari’ye kadar olan Güneydoğu Bölgesi; bin yıllardır sınır kültürlerin (hâkim kültürden farklılaşanların) sınırlarını oluşturan, bu sınır kültür ve halkların sınırın bir bu yanına bir öbür yanına geçerek sınırlarda yaşamda kalma mücadelesi verdiği bir bölgedir. Sınırlar yeni uygarlıkların beşiğidir aynı zamanda. Urfa Hz.İbrahim’in hem kalıcılaşmasına hem de yakılmasına yataklık etmiş bir coğrafyadır. Harran Antik Yunanın felsefi düşüncesinin hem biraz Hıristiyanlığa hem de daha fazlasıyla İslam’a çevrildiği, İslâm’ın altın çağına kaynaklık ettiği, birkaç yüzyıl sonra Batıdaki Rönesans ve Reformasyonun temelini oluşturduğu felsefe okullarını barındırmıştır.
Bu coğrafya ve buradaki halklar, Taberi tarihinin diliyle bazen ve kısmen kutsanmış, bazen ve kısmın lanetlenmiştir.
Yuhanna İncilinde “Zinada yakalanan kadın” kıssası da böyle garip bir antinomiye işaret ediyor, Ortadoğu’nun halini anlatıyor gibi:
“1 İsa ise Zeytin dağına gitti./ 2 Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O'nun yanına geliyordu. O da oturup onlara ders vermeye başladı./ 3-4 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, «Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı» dediler./ 5 «Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?»/ 6 Bunları İsa'yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu./ 7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, «Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!» dedi./ 8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya koyuldu./ 9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu./ 10 İsa doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu./ 11 Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi. İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git, artık bundan sonra günah işleme!» (…) 12 İsa yine halka seslenip şöyle dedi: «Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.»/(…) 15 Siz insan gözüyle yargılıyorsunuz. Ben kimseyi yargılamam./ 16 Ama yargılasam bile benim yargım doğrudur. Çünkü ben yalnız değilim, ben ve beni gönderen Baba, birlikte yargılarız.”
Babası bilinmeyen veya tanrısal bir doğumla dünyaya gönderildiği kabul edilen Meryem’in oğlu Hz. İsa “baba” rolünü oynuyor. IŞİD aynı iddiada. Kürtler aynı iddiada. AKP ve Türk milliyetçileri aynı iddiada. Ortadoğu’da her günahlı görece daha masum olanını öldürüyor. Hatta İsa’nın tanıklığı da geçerli değil, havarileri Haçlı seferlerine, cadı avlarına çıkıyor. Bağdat, Kobani, Halep, Erbil, Şam, Mardin, Diyarbakır, Urfa yanıyor. Kadıköy yanıyor. Adana yanıyor. Van yanıyor.
Ortadoğu’da bir komşu diğer komşunun avı/avcısı konumunda. Erdoğan’ın derdi de ne IŞİD ne Kobani, Esat’ı avlayacakmış.
Barış emperyalizmden hiç gelmez. Barış Skolastikten gelmez. Barış ulusalcılıklardan gelmez. Barış nereden gelecek? İnsanlık değerlerini, eşitlik ve özgürlük değerlerini öne çıkaramazsak daha çok kızımıza tecavüz edilir. Tecavüz eden “erkekler” günahkâr bile sayılmaz. Kadın hep günahkâr kalır. Masum olan/güçsüz olan aynı zamanda cehennemlik olur. Galip çıkan yani kutsal halife/kutsal yönetici cehennemlik olmayacak herhalde. Kardeşini boğdurtan Fatih cehennemlik sayılmayacak, katledilen kardeş aynı zamanda potansiyel günahkâr da ilan edilecek.
Barışı emperyalizmden beklemek kocaman bir salaklık. Kardeşin kardeşi vurması daha büyük salaklık. Bunda din, mezhep, etnik ayrışmalar ve dışlamalar önemli rol oynuyor. Aklı, bilimi, insancıllığı merkeze alamazsak Ortadoğu’da şimdiden kestirilmesi zor uzun savaş ve çatışma yıllarına, kardeşin kardeşini boğazlamasına daha çok tanıklık ve bizatihi aracılık edeceğiz.
Leman Sam’ın söylemiyle bazı insanlar canların boynunu kesiyor. Emperyalizm, yayılmacılık, din, şiddet iç içe geçiyor, birbirini ve çocuklarını kesiyor.
NATO emperyalist araç; barışı, dayanışmayı, kardeşliği bizzat biz inşa etmeliyiz, hem de acilen.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...