04 Ekim 2014 00:45

Bir bayram yazısı nasıl olur?

Bir bayram yazısı nasıl olur?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Öyle denir ki, bayramlar mutluluk ve neşe günleridir. İnsanlar çeşitli vesilelerle mutlu olurlar. Bayramlar da bu vesilelerden biridir.
Bugün Kurban Bayramı’nın ilk günü. Bizim de mutlu olmamız gerekir. Evet, ben de çok mutluyum! Niçin olmayayım ki, şükürler olsun tezkere parlamentodan geçti de, huzur içinde uyuyabileceğiz. Böylece, hem öteden beri, ABD’nin emri ile diş bilediğimiz Esad zor durumda kalacak, belki de ortadan kaldırılmış olacak, hem de  cari açığa umar olabilecek dolarlar ülkemize akarak, ekonomiyi canlandıracak.
Nasıl mutlu olmayayım ki, artık neredeyse tüm okullarımız imam hatip sistemine girdi. Böylece, hem okullarda kılık kıyafet çok daha insani olacak, hem de çocuklarımız fizik, kimya ya da matematik gibi işimize yaramayan boş bilgi ameleliğinden kurtulup  bir an önce aile yuvasına kavuşarak, dindar ordu yetiştirip, siyaseti olduğu kadar cari açığımızın da kapatılmasına yönelik temel ihraç ürünümüzü üretecekler.
Nasıl mutlu olmayayım ki, Balyoz falan gibi çok ciddi iddialarla(!), dünya alem hukuk sistemine ünlü Roma Hukuku geleneğinden ya da İngiliz kökenli Doğal Hukuk geleneğine paralel olarak tarihe geçecek olan hukuk sistemimizi dünya alemin vicdanına kazımış olduk. Bu arada on bir yıllık uykudan uyanarak, paralelin nasıl oyuncağı olduğumuzu da idrak edip, devlet ciddiyetine yakışır vakur ve dik duruş sergiledik.
Niçin mutlu olmayalım ki, ülkeyi temsil adına neredeyse ittifakla atanmış cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşmasını yaparken, salonun zarafeti karşısında hiçbir ahenksizlik alameti vermeden konuşmasını idrak edebildi. Kuşkusuz, ülke adına bu durum başarı hanesine kaydedilmelidir.
Bu arada en büyük mutluluğumu da, 26 Eylül 2014 Cuma günü parlamentoda başlayan İŞİD tartışmalarını izlerken yaşadım. Aman Allah’ım, bu nasıl bir nezaket, nasıl bir karşılıklı saygı; doğrusu hiç alışmadığım bir durum olduğundan çok şaşırdım. Önce Başbakan, sonra muhalefet lideri konuştu. Birbirlerine teşekkür ettiler. Ne birbirine karşı saygısız bir hitap tarzı, ne de muhalefet sıralarına parmak sallayarak, terbiye sınırını aşarcasına, “Sizi sıraya getireceğiz” gibi mahalle sloganı vardı! Böyle bir mutluluğu ölmeden gördüğüme çok mutlu oldum derken, bir de baktım ki, ben CNN’de İngiltere Parlamentosundaki müzakereleri izliyormuşum. Anlaşılan, İngiltere’de henüz cep telefonu kullanılmıyor. Hayret, ne büyük bir medeniyetsizlik!
Tabii bu arada huzurumuzu kaçıran çok habis işler de olmuyor değil. Daha geçen hafta sonunda Anayasa Mahkemesi ilginç kararları ile, ülke işlerini düzene sokmaya binbir gayret gösteren iktidarın bazı kararlarını bozdu. Halkın oyları ile iktidara gelmiş ve milletin her kuruşunun hesabını alnının akı ile vererek ülke ve halkı için gece gündüz çalışan bir iktidara böylesi müdahalede bulunmak tam bir yönetsel ya da yargısal vesayettir! Bu durumda, hiç seçim falan yapmayalım, bırakalım memurlar ülkeyi yönetsin. Böyle bir tehlikeyi iktidar görmüş olacak ki, yeni anayasada herhalde “kuvvetler ayrılığı” yerine, “kuvvetler ahengi” gibi bir ifade ile, dışa karşı hukuksal görüntü verip, içte vesayetçi dinozorların ümüğü sıkılarak, ülkeyi rahata kavuşturacaktır. Şu, haddini bilmez, yargı ve bürokrasi vesayeti halledilse, Özal’ın ruhu şad olacağı gibi, emperyalistlerin de gönlü huzur bulacaktır.
Sayılmakla bitmeyecek mutluluklarımızla tüm değerli okuyucuların Kurban Bayramı’nı kutlar, inşaat, maden ve sair tüm emekçi mezarlarını bu mübarek günde ziyaret etmelerini salık veririm.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...