02 Ekim 2014 00:27

Baro seçimleri

Baro seçimleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu’nun iki yılda bir yapılan seçimleri on yedi gün sonra yapılıyor.
Seçimlere ilgi bu sene önceki yıllara göre daha az. Seçim çalışmaları yeni yeni başladı. Adliyelerde hâlâ bütün grupların adaylarının afişleri yok.
Bunun nedenlerinden biri ve en önemlisi şimdiki Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın yeniden seçilmesinin büyük ihtimal olduğu düşüncesi.
Genel seçimlerde, seçmenin eğitim düzeyinin düşük olması nedeniyle hızlı değişimler, dönüşümler gerçekleşmiyor denir. Fakat, İstanbul Barosu gibi en eğitimli insanların seçmen olduğu kurumlarda da değişim kolay ve hızlı olmuyor.
Hukuk alanında ve mesleki sorunlarda hemen hemen hiçbir ileri adım atmamış mevcut baro yönetiminin hâlâ değiştirilemeyeceğine inanan öyle çok avukat var ki…Genel seçmeni dahi aratıyor.
İstanbul Barosu seçimlerinde de yönetime aday gruplar Türkiye’nin genel siyasi ortamındaki gibi kümeleşmişler. En son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini düşünün; AKP, CHP ve Demirtaş. Bu kümelenmenin Baro’ya yansıması şöyle tarif ediliyor. Eski statü, yeni statü ve değişim grubu. Eski statü genel seçimlerde CHP, Baro seçimlerinde Kocasakal ve ekibi oluyor. Yeni statü genel seçimlerde AKP, Baro seçimlerinde hukukun üstünlüğü grubuna tekabül ediyor. Genel seçimlerde Demirtaş tarafından temsil edilen demokrasi, barış, özgürlük, eşitlik vb. değerlerin savunucuları ise Baro seçimlerine Özgürlükçü Demokrat Avukatlar ismiyle giriyor.
Bir de tabii, orta yolcular var. Bunlar her zaman vardı. Kırk senedir orta yolculuktan vazgeçmediler. Yollarına devam ediyorlar.
Özgürlükçü Demokrat Avukatların Eş Başkan Adayları Av. Ercan Kanar ve Av. Yıldız İmrek. Yönetim ve diğer kurulların çoğunluğu ise kadınlardan oluşuyor. Ve yine çoğunluğu genç avukatlar.
Sayısı otuz bine yaklaşan İstanbul Barosu’nun üyelerinin çoğunluğu genç. On, yirmi sene öncesinin siyasi fraksiyonlarından çoğu haberdar değil bu gençlerin. Onlar, geçim koşullarının zorluğu ve hukuksuzlukla boğuşuyorlar daha mesleklerinin ilk yıllarında. Binlerce genç avukat, elli ila yüz kişinin çalıştığı avukatlık bürolarında asgari ücretle günde on saat çalışıyor. Yani, ağır işçi gibiler neredeyse. Geçen senelerde sendikalaşma için epey çalıştık ama başarılı olamadık. Okumuşluk, üniversite mezunu olmak örgütlenme konusunda da beklendiği gibi sonuçlara yol açmıyor pratikte.
Baronun büyük çoğunluğunu oluşturan genç avukatlar, onların özlemlerini temsil eden Özgürlükçü Demokrat Avukatlarla buluşabilirse iyi şeyler olabilir. 1996-2002 dönemindeki Baro yönetimi, Türkiye’de bütün hukukçuların ve demokrasi güçlerinin göğsünü kabartan işler yaptı. Özgürlük ve demokrasi talepleri ile gençliğin buluştuğunu düşündüğümüzde, olabilecekleri hayal etmek bile kolay değil.
Geçmiş senelerde yaşananlardan da anlaşılacağı gibi, İstanbul Barosu seçimleri sadece İstanbullu avukatları ilgilendirmiyor. Genel siyasetin politik örgütleri kendine yakın grup ve adayları açıkça destekliyor. Demokrasi güçleri de İstanbul Barosu yönetimine aday Özgürlükçü Demokrat Avukatları desteklemeli; bir demokrasi mevziini gericilere terk etmemelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...