24 Eylül 2014 00:45

Rojava’dan başka ev yok

Rojava’dan başka ev yok

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Rojava kanlı, kara bir kaderin ortasında, çağın lanetiyle çevrilmiş, bir göz gibi bakıyor bize. Dünyanın ilgisine mazhar olamadan, çığlığı gözünün nuruna yerleşmiş çırpınıyor Rojava… İnsan iradesinin kendi sınırlarını bir “sınır”a çarpa çarpa sınadığı bir kıyamet orası. Rojava direniyor. Herkes için, yeni doğmuş ve doğmamış insan yavrularının yazgısı için direniyor. 

Emperyalizmin Esad rejimini devirebilmek için milyon dolarlar harcayarak desteklediği radikal cihat örgütleri listesine adını yazdırmadan, kendi yolunu kendi çizdiği için cezalandırılan bir insan topluluğunun ülkesi burası. Ne kendilerinden bir kimlik esirgeyen Esad’a ne bir kimlik için çeteler topluluğuna ruhlarını satmayan Kürtlerin toprağı. IŞİD’in Orta Çağı aratmayan vahşeti ve “Hür Dünya”nın modernize edilmiş barbarlığı şu anda direnişleri ile ve sayesinde insanlığı temsil edenlere diz çöktürmek, onları hizaya getirmek için bir kesişim kümesinde isteyerek buluştuğunda ortaya çıkan şiddetin nesnesi Rojava, şimdi herkesin yurdu, göz bebeği oldu. 

Rojava düşerse Ortadoğu halklarının gelecek güzel günlere dair umudu kırılacak. Onunla birlikte 2011 Arap ayaklanmalarında tohumu atılan ve Rojava’da  filizlenmeye başlayan özgürlük ve onur ayaklar altında sürünecek. Özgürlük ve onur öyle böyle değil, dünyanın bugünkü halinde büyük ve cüretkar bir iddia. Tandırının başından kalkıp silaha sarılan ev kadınlarının, oyun yerine sipere koşan yeni yetmelerin, silah taşıyabilen yaşlıların hepsinin uğruna seferber olduğu bu iddia Ortadoğu kıyametinde tekellerin, şirketlerin, süper güçlerin kontrolü dışında yaşanabileceğini ima ediyor. Hayır etmiyor alenen gösteriyor aslında. Rojava derin bir amnezinin baskısından kurtulup açığa çıkan bir devrim duyurusudur bu bakımdan. İzinsizdir ve fetvasızdır. Özgürlüğün ve eşitliğin vizesiz ve pasaportsuz yurt edinmesinin kendi halinde, mütevazı adımıdır. Tam da bu yüzden dövülerek ve dövdürülerek terbiye ediliyor Rojava. 

Rojava’nın ışığı ezilenlerin kanıyla beslenen sömürücülerin sunağında, bu sunağa törenle Kürt kanı taşımaya amade taşeron devletlerle, çetelerin öldürücü kuşatmasında sönmemeli o zaman. Bir devrim bildirisini “Oku okut düşmana teslim etme” diye fısıldayan ve tarihin bir yerlerinden başını uzatarak kendini hatırlatan sesin Rojava’dan gelen özgürlük çağrılarına cevap olması gerektiği zamanın içindeyiz. Rojava’nın etrafına çizilen ateşten çemberi tamamlayan kurşuni, bürokratik ve derin stratejik sınırların açılması; bu sınırların iki tarafındaki halkların kardeşçe kucaklaşabilmeleri için Rojava’nın insanlığın ortak yurdu olduğunun hiç unutulmaması gerekir. 

Rojava kazanırsa halkların başının üstünde bir damı olacak. Rojava kazanırsa insanlık onuru ona musallat olan parazitlerinden kurtulacak. Ama kaybederse korkuttuklarının ecel teriyle yaşayabilen barbarlık kazanacak. Bundan başka ikilem yok.

Rojava’dan başka ev yok. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...