24 Eylül 2014 00:37

Ata Soyer ve halk sağlığı: ‘Bir yürekten, bir yaşamdan’

Ata Soyer ve halk sağlığı: ‘Bir  yürekten, bir yaşamdan’

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Savaş yanı başımızda. Böyle durumlarda bakacağınız bir çift göz ararsınız. O gözler ki sizin dilinize ve oradan hayatın içine dökülecek bir çift sözün hayat damarıdır. Kendi adıma o gözlerden Ata Soyer’in yokluğunu, onun geçmiş yazılarının ışığında aşmayı deneyeceğim bugün. Bir anlamda sizinle birlikte okuyacağım onu yeniden.

 Misal, “Savaş ve devlet terörü, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dolayısı ile sağlıklı olmanın yolu, barış ve kardeşçe bir ortam oluşturmaktır. Barış, sağlığın olmazsa, olmaz ön koşuludur” demişti yıllar önce Ata Soyer. Bugünler için ne büyük öngörü!

Kimi ayrılışlar daha bir zor ve bir o kadar erken: Ata Soyer unutamayacaklarımızın başköşesinde. Emek, sağlık hakkı ve insan hakları mücadelesinin zihin açıcılarındandı. Mücadelenin içinden tüm ülkeyi karış karış solumakla kalmayıp bir o kadar da üreten değerlerimizdendi. Otuza yakın kitabı ile sayısız makale ve aralarında gazetemiz Evrensel’in de yer aldığı farklı yayın organlarındaki yazıları ondan bugüne kalanlar. TİHV, İHD, Tüm Sağlık-Sen (SES ‘in öncüllerinden) kurucu üyelikleri yanı sıra TTB ‘de genel sekreterlik dahil farklı görevler, Toplum ve Hekim dergisi editörlüğü ilk çırpıda ondan akılda kalanlar.

Anısını yaşatmak, mücadeleci yaşam pratiğini diri tutmak şüphesiz dostlarınca önemsendi ve adına birçok etkinlik düzenlendi zaman içinde.  Bugün bunlardan İzmir odaklı iki tanesini paylaşacağım sizlerle. “Ata Soyer Sağlık ve Politika Araştırmaları Derneği” ve “Ata Soyer Halk Sağlığı Güz Okulu”. 

Ama öncesinde kendi kaleminden Ata Soyer’i yeniden hatırlamakta yarar var. Bugün sizin için 3–5 Aralık 2010 tarihinde Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresinin Sağlık Kurultayında yaptığı konuşmadan bir kesit aktaracağım. Bir anlamda Evrensel’in kıdemli yazarlarından Ata Soyer’e yeniden kavuşmuş olacaksınız kendi kaleminden. Şimdi birlikte okuyalım:

“Öncelikle, tartıştığımız konu ne? Sağlık. Sağlık ne demek ve sağlıklı olmak için neler gerekli soruları ile başlamalıyız. Temel çıkış noktamız; “Sağlık kişisel bir durum değil, toplumsal yaşantının bir sonucudur...” ifadesidir.

Sağlıklı olmak için ne gerekli: Yeterli ve dengeli beslenme, temiz su, sağlıklı konut, temiz hava, temiz toprak, temiz deniz ve nehirler, eğitim, ulaşım, iş ve nihayet sağlık hizmeti...

Dolayısı ile sağlık için, sağlık hizmetinin önceliği yoktur.  Sağlığı, sadece “sağlık hizmetleri” olarak tartışmayacaksak, “alternatif”imizi hangi zemine oturtacağız?

“Alternatif” bir sağlık örgütlenmesi, öncelikle halkın / toplumun / kitlelerin sağlığını korumaya yönelik olmalı! Bu koruma yukarıdan birilerinin onların sağlığını koruması değil, insanların katılımı ile olan bir koruma olmak durumunda.

İnsan, çalıştığı ve yaşadığı yerde, üretimi ve bireylerin toplumsal gereksinimlerini, yetenekleri ölçüsünde düzenlemek yolunda, önüne çıkan engelleri saptamak, ortadan kaldırmak, sürecine pratik ve teorik olarak katılabilmesidir; katılım. 

Sağlık hakkını, sağlıklı bir ortamda yaşama hakkı ve sağlık hizmetlerine ulaşma hakkı diye tanımlıyorsak, sağlıklı bir ortamda yaşama hakkı ile ilgili atılması gereken adımlar olduğunu unutmamalıyız. Öncelikle, herkesin işinin olması, yani tam istihdam, sağlıklı olma açısından elzemdir.

Başka bir deyişle, çalışma hakkı, sağlık hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. İşi olmayanların, sağlıklı olma hali eksik olacağından, sağlıklı bir toplumun ön koşulu, herkesin işinin olmasıdır.

Tabii ki, bu işin sağlıklı koşullarda olması şarttır. Yani, emeğin korunması ile ilgili düzenlemelerin yapılması gerekir.

Savaş ve devlet terörü, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dolayısı ile sağlıklı olmanın yolu, barış ve kardeşçe bir ortam oluşturmaktır. Barış, sağlığın olmazsa, olmaz ön koşuludur.

Karşı karşıya olduğumuz “kapitalist tıp modeli”, kentlerde yoğunlaşmış, uzmanlık temelli, hastane ve ileri teknoloji bağımlı, biyomekanik bir tıp (ve anlayışı/ideolojisi) üretmektedir. Bu döngü kırılmadan, toplumdaki hastalık, sağlıksızlık, yabancılaşma, geleceksizlik, vb. tablo düzeltilemez. O zaman, alternatif sağlık hizmetleri modelimizin amacı, kapitalist tıp döngüsünü kırmaktır.

Yani, amaç, sağlığı metalaştıran süreçlerin tasfiyesidir.”

Yeniden birlikte okuduk Ata Soyer’i. Aradan dört yıl geçmesine karşın sanki bugün yazılmış gibi, değil mi? 

Evet, Ata Soyer yeri doldurulamaz bir değerimizdi yazdıkları ve mücadeleci yaşam pratiği ile…  Onu besleyen etmenler arasında devasa kütüphanesini anmamak olmaz. Ata Soyer’in kitapları şimdi İzmir’de okurlarını bekliyor. “Ata Soyer Sağlık ve Politika Araştırmaları Derneği”, Alsancak, Kıbrıs Şehitler Caddesi’nde (Kitapsan’ın 2. katı)  18 Ekim’de açılmış olacak. Farklı tabip odalarından SES sendikasına, TİHV’den İHD’ye birçok kurum ve kişinin katkıları ve ailesinin moral desteği ile hayata geçirilmiş oldu bu çaba.

İzmir’de bir başka Ata Soyer’li etkinlik bu sene 19. kez düzenlenecek olan ve son iki yıldır Ata Soyer’e atfedilen “Halk Sağlığı Güz Okulu”. Bu yılki konu “Kent ve Sağlık”. Düzenleyicisi TTB Halk Sağlığı Kolu olan, 31 Ekim–2 Kasım 2014’de Özdere – İzmir’de yapılacak okula katılmak isteyenler http://guzokulu2014.blogspot.com.tr/p/basvuru-formu_24.html üzerinden haberleşebilirler.

Ne zaman adı geçse “bize kattıkları ile” andı dostları, tanıyanları sevgili Ata’yı. Ve şimdi bir şeyler ekleme zamanı, kendimize ve ona dair. Aynen şairimiz Şükran Kurdakul’un dediği gibi “Bir Yürekten Bir Yaşamdan”. 

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...