Örümcek ağına takılan biziz

Cumhurbaşkanının ailesinin Şehrizar’daki konakları ile Barbaros mahallesinin Ataşehir’den çalınması arasında bir bağ var mıdır?

Mesala Torunlar Center’da işçilerin can vermesi ile… Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan başta olmak üzere yönetimini AKP’lilerin oluşturduğu TÜRGEV arasında bir ilişki olabilir mi?

Soruların cevaplarını sona bırakıp gözümüzün önünde cereyan eden olaylara şöyle bir bakalım.

Daha önce 1… Şimdi 10… Toplamda 11 işçiye mezar olan Torun Center’ın İstanbul’un göbeğinde yükselen üç dev kulesinin tapusu TOKİ’de. 

Bildiğiniz gibi TOKİ başbakana bağlı ayrıcalıklı kurum. 2013 yılında projeden çekilmesine rağmen  tapunun TOKİ’de olması da, Torunlar Holding’i tapu ve harç ödemekten kurtarıyor.

AKP iktidarı döneminde yükseldikçe yükselen... Karını katladıkça katlayan... İstanbul’un en değerli arazilerine AVM’ler diken Torunlar harç ödemekten kaçıyor.

Ama dikkat!  

Harç ödemekten kaçan Torunlar’ın, AKP’nin yoksullara dağıttığı makarnayı, unu, pirinci finansı etmekten kaçmadığı söyleniyor. Tıpkı, Soma’da 301 kişiye mezar olan madenin, AKP’nin, yaz sıcağında bile dağıttığı bedava kömürleri sağladığı gibi... 

Yeni Türkiye’nin ilişkiler ağı işte!

‘Madenciler için çıkarılıyor’ denilen bir torba yasaya tıkıştırılan bir madde ile... CHP yönetimindeki Ataşehir Belediyesi’nin Barbaros Mahallesi, AKP’li Ümraniye Belediyesi’ne bağlandı. 

Hikayeyi biliyorsunuz. Değiştirilen hudutlar içinde, dünyanın en büyük 5. Finans merkezi olacak olan İstanbul Finans Merkezi inşa ediliyordu.

100 milyonluk inşaat harcı gelirinden ve oluşacak olan yeni ranttan CHP’li belediye yararlarsın istenmiyordu. 

CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, Finans Merkezi’ni inşa eden Ali Ağaoğlu’nun harçtan kaçmak istediğini duyuruyordu.  

Harçtan kaçan Ağaoğlu... Bir dönemin süper savcısı olan, sonra‚ tu kaka’ ilan edilen Zekeriya Öz’ü yurt dışında, otelinde ağırlarken hiçbir masraftan kaçınmadığını nasıl da anlatmıştı, utanmadan, sıkılmadan. 

Yeni Türkiye’nin ilişkiler ağında unutmayalım kişiler değişir, ilişkiler sürer!

NE DUYDUYSAK ÇIKIYOR!

17 Aralık’ta internete düşen ses kayıtlarında dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan olduğu öne sürülen kişi... TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel’e “kupon arazileri” kendisinden habersiz sattığı için fırça atıyordu. 

Karabel’in görevden alınmasına yol açan bu değerli arazi de AKP’li belediyeye bağlanan Barbaros Mahallesi’nde bulunuyor. 

Sorun çözüldü netekim!

Yeni Türkiye’nin rant ağı tam gaz ilerliyor.

17 Aralık sürecinde ortaya çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ‘sıfırlama’ kaydında ise deniyordu ki… “Evdeki paraların sıfırlanamayan kısmıyla Şehrizar Konakları’ndan daire alın.” 

Konuşmaların hemen ardından aile avukatı Şehrizar Konakları’ndan 14,5 milyon lira değerinde 6 daire almıştı.

Şimdi yeni Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak dedi ki, “O daireler bizim. Paramızla aldık!”

“Bu geliri nerede tutuyordun Berat, vergisini verdin mi?” gibi sorular sorup da kendime çok safsın dedirtme niyetinde değilim elbet de.

O montaj, şantaj denilen kayıtlarda ne duyduysak bir bir çıkıyor... Yeni Türkiye’nin rant ağları tam gaz ilerliyor. 

Bak! Kadıköy’deki Deniz Yıldızı kafeteryası, TÜRGEV’e devrediliyor. 

YOK ÖYLE YARDIM!

Kafeteryayı İstanbul Teknik Üniversitesi mezunlarının kurduğu bir vakıf işletiyor. DEFAV isimli vakıf diyor ki: “Uzun süreden beri burayı işletiyoruz. Buradan alınan gelir ile yardım faaliyetlerinde bulunuyorduk. Şimdi bu olay yardımlarımıza sekte vurdu.”Yardımlar sekteye uğramış kimin umrunda. İlişkiler ağına dahil olmadan yardım yapmak yok öyle! 

Yardım artık TÜRGEV’in işi.

Şimdi yazının girişindeki sorulara dönelim. Evet! Şehrizar’daki konakları, Barbaros mahallesi, Torunlar, TÜRGEV arasında ilişkiler ağı var.

Örümcek ağı gibi hayatımızı saran o ilişkiler rant ve sömürü ile örülüyor.

İŞTE O YARDIMLAR ACIMASIZ ÇARKI YAĞLIYOR  

İşsizlik çok yüksek! Genç işsizliğin en yüksek olduğu ülkelerden biri Türkiye… Kadınların ancak üçte biri istihdam ediliyor. Gerisi işsiz!

Genç, kadın büyük bir işsizler ordusu.

Hükümet, ucuz, kuralsız çalıştırabilmek için bu işsizler ordusunu koz olarak kullanıyor. 

Dönüp bir de bu işsizlik halinden siyaseten de besleniyor. Zira elindeki olanakları işsizliği azaltmak için kullanmak yerine, yoksullara yardım kampanyalarına ayırarak, yoksulları kendine muhtaç hale getiriyor. 

İşçilere düşen ucuz işgücü ya da işsizlik ikileminde birilerinin karları yükseliyor! Birilerin karları yükseldikçe işçiler yere çakılıyor. Rantla, kanla, sömürüyle beslenen sistem yardımları ‘sus payı’ diye atıyor önümüze.   

Yazılsın istenmiyor. 

17 Aralık yolsuzluk operasyonuyla iyice açığa rant ve çark haberleştirilmesin diye basının nasıl baskı ve kontrol altına alındığını bilmeyen yok!

Baskı devam ediyor. Bir bir etkili gazeteciler, kalemler susturuluyor. Yazdığı gazete tarafından yazılarına son verilen iktisatçı Mustafa Sönmez’e bir de yeni Cumhurbaşkanı dava açtı. Birilerinin İstanbul rantından nasıl beslendiğini anlattığı, deşifre ettiği için.

Her şey, acımasız çark, 17 Aralık’tan önceki gibi tıkır tıkır işlesin diye.  O çark işledikçe örümcek ağına takılan çaresiz sineklere dönüyoruz!

Ağı parçalamadıkça kurtuluş yok.