06 Eylül 2014 00:12

'Can, aciz oluyor'

\'Can, aciz oluyor\'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Avukat arkadaşım İrfan Taşkın e-postama, Süha Arın tarafından çekilmiş olan “Tahtacı Fatma” isimli bir belgesel gönderdi. Aynı gün tesadüfen bir diğer arkadaşım Av. Necla Acar, Kalkınma Atölyesince hazırlanan mevsimlik tarım işçilerine ilişkin Eskişehir, Adana, Malatya raporlarını yolladı.
1982’de çekilen belgeselde orman işçisi Mehmet Şimşek diyor ki: “Bize genel olarak tahtacı diyorlar… Tahtacılık deyince bazı çevreler öcü görmüş gibi başka her tanımda değerlendiriyorlar bizi… Tahtacılık ‘Ademin beşiğinden Kâbe’nin eşiğinden’ bir sanattır… Demirciye demirci, kalaycıya kalaycı dendiği gibi ormanda tahta biçen ağaç, yapan insanlara da tahtacı denilir.”
Tahtacı Mehmet, aslında kendilerinin “sahipsiz bir işçi kütlesi” olduklarını, ne sosyal ne de ekonomik bir dayanaklarının olduğunu, kendilerini temsil eden bir yetkilinin de bulunmadığını, vahidi* fiyatla çalıştıkları için sigorta kapsamına alınmadıklarını anlatıyor.
Bir başka Orman İşçisi Ahmet Kara “Var mı pulun cümle alem kulun, yok mu pulun cehennemdir yolun... Sigortamız yok. Can, aciz oluyor” diyor.
Ahmet Kara çocuklarının eğitim hakkından yoksun kalmasından yakınıyor ve soruyor: “Sanki bizim çocuklarımızın gözleri mi kör? Ayakları felçli mi? Allah etmesin kollarında menegiçi hastalığı mı var? Yok. Onlar kadar Türkiye’ye yararı olsun diye biz çocuk okutamaz mıyız? Okuturuz ama nasıl okutalım, nasıl okutalım?”
Orman işçisinin sorduğu soruya aslında Anayasa’nın 60. maddesi “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” diye yanıt veriyor.
Gelin görün ki bir orman işçisi, Orman İdaresine “Sosyal güvenlik primlerim yatırıldı mı” diye sorduğunda İdare, “Vahidi fiyatla yapılan orman işleri, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 6. maddesinin (ı) bendi gereğince sigortalı sayılmamaktadırlar. Bu nedenle adınıza sigorta primi yatırılmamıştır” diyerek sigorta hakkından yoksun olduğunu belirtiyor. (http://web.ogm.gov.tr/birimler/bolgemudurlukleri/Konya/Sayfalar/170s15.aspx)
Çocukların eğitimi ne olacak sorusuna ise Anayasa’nın 42. maddesi “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” diye yanıt veriyor. Kalkınma Atölyesince hazırlanan mevsimlik tarım işçilerine ilişkin raporlar ise 1982’den bugüne değişen bir şey olmadığını, mevsimlik tarım işlerinde kayıt dışılığın, sigorta, barınma ve eğitim hakkından yoksun çalışmanın halen sürdüğünü gözler önüne seriyor.
İlginç ve çarpıcı olan bir diğer nokta ise mevsimlik tarım işçilerinin nasıl istihdam edileceğini düzenleyen “Tarımda İş Aracılığı Yönetmeliği” adı altında bir yönetmeliğin bulunması. Bu yönetmeliğe göre, mevsimlik işçi çalıştırmaya aracılık yapan aracılar, Mevsimlik Tarım İşçileri Yönetmeliği ekinde bulunan sözleşmeyi 15 gün içerisinde imzalayıp bir örneğini kuruma (Türkiye İş Kurumu) iletecekler; aracılar mevsimlik tarım işçilerinden aracılık hizmetleri için para alamayacak; paralarını sadece işverenden alacaklar; aracılar işçileri işe başlamadan önce yapacakları iş konusunda bilgilendirecekler; aracılar işçilerin, konaklama yeriyle işyeri arasında uygun araçlarla güvenilir bir şekilde ulaşımının sağlanması hususunda işverenle birlikte doğrudan kontrol ve gözetim yapacaklar; ücretleri gününde ödeyecekler; bu ücret günlük olarak belirlense de asgari ücretin altında olamayacak. En önemlisi de yönetmeliğe göre aracılar “İşçilerin barınma yerlerini, yeme ve yatma durumlarını sağlığa ve barınma koşullarına uygun biçimde sağlamak için mahalli mülki idare amirlikleri nezdinde gerekli başvuruları yaparak takip etmeyi” üstleneceklerdir.
Mehmet Şimşek, Ahmet Kara gibi orman işçilerinin, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarıyla yukarıda özetlediğim mevzuatı karşılaştırdığımızda insan “Bizimle alay mı ediyorlar!” demekten kendini alamıyor. Belki de buna en iyi yorumu, bu sistemin ruhunu özetlercesine yine orman işçisi Ahmet Kara getiriyor belgeselde: “Var mı pulun cümle alem kulun, yok mu pulun cehennemdir yolun.”
Bu sistemde sahipsizsen, gücün yoksa, örgütsüzsen Anayasa, yasa, yönetmelik hepsi laf-ı güzaf. Sen koşullarını örgütlü gücünle değiştiremiyorsan Süha Arın’ın bu belgeseli çektiği 1982’den 2014’e kadar geçen 32 yıla karşın aynı insanlık dışı çalışma koşulları devam eder.
Süha Arın’ı saygıyla anıyorum .Tahtacı Fatma belgeseli için: http://www.youtube.com/watch?v=D62eCwcSIIU
Kalkınma Atölyesine ve çalışmada emeği geçenlere, Av. İrfan Taşkın ve Av. Necla Acar dostlarıma teşekkür ederim.(www.kalkinmaatolyesi.org)

(*) Vahidi fiyat, Orman İdaresi tarafından yaptırılan kesim, dikim, bakım, çapa gibi işlerde birim işe verilen fiyattır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...