06 Eylül 2014 00:07

Dünyada bir hayalet dolaşıyor

Dünyada bir hayalet dolaşıyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Karaburun Bilim Kongresi, her yıl eylül ayında Karaburun’da yapılan çalıştay, genç akademisyen ve araştırmacıların özgün çalışmaları ve fedakarlıkları üzerinde yükselmektedir. Bu yıl dokuzuncusu tertiplenmiş olan kongrenin başlığını, yukarıda vermiş olduğum bu yazının başlığı oluşturmaktadır. Her fikrin özgürce tartışıldığı bu toplantılar, ülkemiz düşünce bilim yaşamında önemli bir yere sahip olduğu gibi, özellikle genç akademisyenlere de fevkalade olanaklar sunarak, bu alanda büyük hizmet vermektedir. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Kürt ve açılım meselesinden, neoliberalizmin toplum ve emekçiler üzerinde baskı aracı olarak kullandığı medya ve sair ideolojik aygıtlar tartışmaya açıldı. Toplantı tebliğleri, online olarak izlenebilir şekilde programlanmaktadır.
Oldukça devamlı olarak katıldığım bu toplantıların bu yılki programına, maalesef, sair işlerim dolayısıyla sadece bir gün katılabildim ve yaklaşık bir asır öncesinde yaşamış ünlü bir Amerikalı iktisatçı olan Thorstein Veblen üzerine bir rapor sundum. Bu konuyu Karaburun toplantısına taşımaya karar vermemde en önemli öge, yaşanan krizler, savaşlar ve bunca yoksulluklara rağmen nasıl oluyor da kapitalizm ayakta kalabilmekte, hatta karşıt sistemleri zayıflatıp dönüştürmekte başat olabilmektedir. Geçen yıl yaşadığımız Gezi ayaklanmasında da etkili bir sonuç alınmadığı gibi, bir yıl sonra yapılan anma programının da oldukça sönük geçtiği bir gerçektir. Bunları sorgulamak amacı ile yola çıktığımda, Amerika’da “kurumsal iktisat ekolü” kurucusu Veblen’in ilginç bir makalesine rastladım.
Veblen, Marx’ı çok ciddi incelemiş olan ilk Amerikalı iktisatçıdır. Veblen, hem teorik çatısı hem de felsefi temeli açılarından Marksizm’in keskin bir eleştirmeni olarak görür. Marx üzerine yazmış olduğu iki makaleden biri olan, Karl Marks ve Takipçilerinin Sosyalist Ekonomi Kuralı başlıklı ünlü makalesine Veblen şu methedici cümle ile başlamaktadır: “Marx’ın teorisinde kurmuş olduğu teorik çatı, fevkalade cesur kavramsal yaklaşım ve ciddi mantıksal tutarlılık gösterir.” Fakat methedici ifadeye rağmen Veblen’e göre, tüm yoksulluk ve teorinin güçlü yapısına rağmen Marx’ın öngördüğü ayaklanma gerçekleşemez. Bunun nedenini Veblen, emekçi sınıfının karar mekanizmasının, “Zincirlerinden başka kıracak bir şeyi olamayanlar” dan beklenen davranış kalıbının teoride şematize edildiği gibi gerçekleşemeyeceğinde arar. Çünkü, her bireyde olduğu gibi, emekçilerde de, geçmişten gelen huy, alışkanlık ve içgüdüsel davranış dürtüleri vardır ve bu dürtüler, emekçinin dahi farkında olmadığı şekilde, emekçinin düşünce ve davranışlarını etkileyerek, ona ayak bağı oluşturabilir.
Toplantıda TEKEL direnişi ve Gezi kalkışı, bazan örnek olarak, bazan da bizzat anlatım olarak sık sık yinelendi. Her sefer yapılan en ciddi iki vurgu, örgütlenme sorunu ve sınıf bilinci meselesi idi. Sol çevrelerde yapılan tartışmalarda devamlı geçen bu sorunlar aslında birer saptamadır. Saptama yapmak çok önemlidir, hatta sorunu çözmeye yönelik politika geliştirmenin ilk adımlarındandır, ancak yaklaşım salt betimleme düzeyinde kaldığı sürece fazla bir analitik değeri haiz olamaz. Bir soruna çare bulabilmek ve bu konuda politika geliştirebilmek, salt sorunu saptamanın ötesinde, bulgunun temelindeki nedenselliğin araştırılmasını gerektirir. Zira, politika saptanmasında bulgudan değil, bulguya yol açan nedensellikten yola çıkılır. Bulguya yol açan nedensellik izale edilmeden bulguyu ortadan kaldırıcı kalıcı çözüm sağlanamaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...