05 Eylül 2014 00:24

Değişken performans

Değişken performans

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir futbol takımının keskin inişli çıkışlı grafik çizmesi aslında ciddi bir sorun. Milli takım, maçtan maça değişen performans bir yana bir maçın iki devresinde hatta aynı devrenin bazı bölümlerinde dahi birbirinden oldukça farklı oyun ortaya koyabiliyor. Danimarka ile oynanan hazırlık maçı bunun son örneği oldu.

İlk yarıda rakibi karşısında hemen hemen hiç varlık gösteremeyen ve kalesinde yaşadığı gol pozisyonlarıyla alarm veren milli takım, ikinci yarıda ise bambaşka bir çehreye bürünerek üstünlüğü ele aldı. Devre arasında sanki sihirli bir değnek dokunmuşçasına!.. Gerçi üstün oyuna karşılık ikinci yarıda da zaman zaman savunmada aksadılar ve rakibe net gol pozisyonları verdiler ancak oyun anlayışı ve taktiksel disiplin açısından ilk yarıya oranla çok daha üst düzey bir mücadele sergilediler...

İnişli çıkışlı grafik, diğer bir deyişle istikrarsızlık; aslında tam anlamıyla takım olamamanın, belli bir sistem çerçevesinde kolektif anlayışla mücadele edememenin ve daha çok bireysel performanslara bel bağlayarak yol almaya çalışıldığının göstergesi. 

Takımların her maçta hiç şaşmayan standart bir performans sergilemesi kuşkusuz mümkün değil. Belli sınırlar içinde dalgalanmalar her zaman olacaktır. Bu kabul edilebilir ve olağan karşılanabilecek bir durumdur. Performansa etki eden sayısız faktör söz konusuyken, bu faktörlerin her maç günü aynı rolü oynamaları, aynı etkileşimi göstermeleri beklenebilir mi?.. Buna karşılık sert inişler, çıkışlar ise sistem zayıflığına, taktiksel tekdüzeliğe ve ‘futbolcu-taktik’ uyumsuzluğuna işaret eder.

Takımın genel anlamdaki oyun düzeyini belirleyen oyuncuların performansıdır ve oyuncular da elbette her zaman aynı performansı ortaya koyamayabilir. Belli bir sisteme ve farklı taktiksel varyasyonları uygulayabilecek kaliteye sahip bir takım olabilmek, gereken dayanışmayı, mücadeleyi ortaya koyup o gün, gününde olmayan futbolcuların kötü performansını da tolere edebilmek ve işlerin aksamadan yürümesini sağlayabilmek anlamına gelir. 

Milli takım ilk yarıda rakibine pres yapamadı, özellikle rakip sahada topa uzun süre sahip olamadı, topu seri ve hızlı kullanamadı. Bu yüzden hem kalesinde pek çok tehlike yaşadı hem de gol pozisyonu yaratmakta sıkıntı çekti.

Devre arasında iki takımın yaptığı değişikliklerin de etkisiyle oyunun gidişatı tamamen değişti. İlk yarıda etkisiz kalan Oğuzhan ve Ahmet İlhan’ın yerine Emre ve Olcan oyuna girince Selçuk da toparlandı ve milli takım seri paslaşmalarla topa daha çok sahip olmaya, pres yapmaya, hızlı atak geliştirmeye ve ileri bölgede topu tutup hücumda çeşitlilik yaratmaya başladı. İlk yarıda adeta şut atmaya dahi çekinen oyuncular, ikinci yarıdaki iyi oyunla birlikte özgüvenlerini kazanınca her fırsatta rakip kaleyi yokladılar.

Fatih Terim, oyunu kendi yarı sahalarında kabul ederek oynamayı beceremediklerini ve bunu öğrenmeleri gerektiğini söylüyor. Doğru bir saptama. Başarı için taktiksel zenginlik şart. Hiçbir takım 90 dakika boyunca rakibine pres yaparak oynayamaz. Zaman zaman rakibi kendi yarı alanında karşılayıp kapılan toplarla ani ve hızlı atağa kalkarak rakip savunmayı dengesiz ya da eksik yakalamaya çalışmak günümüz futbolunun en etkili taktik varyasyonları arasında üstelik. Bu nedenle, oyunun hem savunma hem de hızlı atak bölümünü hakkıyla uygulayabilecek çok yönlü oyunculara sahip olmak önemli. Gökhan Gönül, Caner, Olcan, Oğuzhan, Olcay, Burak, Ahmet İlhan gibi oyuncular bu özellikleri taşıyor. Form ve güç açısından sorun yaşamadıkları sürece bu oyuncular milli takımın en büyük kozu olabilir...

Her şey bir yana, milli takımın Danimarka karşısındaki değişken performansının, İzlanda maçı öncesinde kafalarda soru işaretleri oluşturduğunu da söylemek lazım.

Danimarka maçının ilk yarısındaki gibi bir oyun Avrupa Şampiyonası elemelerindeki ilk sınavda hüsrana yol açabilir. Ama milli takım, Danimarka maçının ikinci yarısındaki gibi oynarsa, elemelere umut verici bir başlangıç yapabilir...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...