16 Ağustos 2014 00:51

Haber tercümede kaybolursa

Haber tercümede kaybolursa

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye medyası gibi farklı nedenlerle haber yapmakta zorlanan bir medya için, yabancı basından tercüme haberler her zaman için can simidi. Birincisi kolay, İnternet çağında masa başından haber yapma imkanı sağlıyor, ki bu aynı zamanda içeriğin maliyetini de azalttığından patronların da çok hoşuna gidiyor. İkincisi nispeten risksiz, sıkıntıya girdiğinizde “Ben yapmadım Miki yaptı” deyip haberin orijinalini gösterip sıyrılma şansınız var. Üçüncüsü, en tehlikelisi ve en sık yapılanı ise, yabancı basından çevirdiğiniz haberi istediğiniz gibi eğip bükebilir, ayıklayabilir, bağlamını değiştirebilir ve manipülasyonun katmerlisini yapabilirsiniz; eğer okur haberin orijinaline ulaşıp okumazsa kimsenin ruhu duymaz. Üstelik bir de Türkiye gibi yabancıların kendisi hakkında ne konuştuğu konusunda takıntılı bir toplumda haberinizin okuyucunun dikkatini çekmesi garantidir.

Geride bıraktığımız hafta, tercüme haberlerin bu üçüncü özelliğinin tepe tepe ve büyük ihtimalle kötü niyetle kullanıldığı iki örneğe sahne oldu. Bunlardan birincisi, 13 Ağustos’ta Hürriyet’in, bir gün önce Washington Post’un Anthony Faiola ve Souad Mekhennet imzasıyla yayımladığı IŞİD röportajıydı (Haberin orijinali http://bit.ly/wpost1 adresinden okunabilir). Röportajda IŞİD’in üst düzey komutanlarından biri örgütün Türkiye’yle olan ilişkisini anlatıyordu. Hürriyet, bunu Washington Post’u kaynak göstererek İnternet sitesinde haberleştirirken ilk gün komutan Yusaf’ın Türkiye hükümetine ettiği teşekkürü ve “Aralarında üst düzeylerin de bulunduğu bazı üyelerimiz Türk hastanelerinde tedavi edildi. Ayrıca savaşın başında aramıza katılanların büyük çoğunluğu ile ekipman ve malzeme desteği Türkiye üzerinden geldi.” sözlerine haberde yer vermedi. Haberin orijinalinin sosyal medyada yayılmasının ardından söz konusu bölüm habere eklenirken (bit.y/hurriyet1), haberin tarihinde tahrifat yapıldı ve 13 Ağustos’ta yayına giren haber 14 Ağustos’ta girmiş gibi gösterilerek, söz konusu bölümün alıntılanmadığı ilk versiyon “buharlaştırıldı.” Oysa Hürriyet İnternet sitesinin haber endeksinde haberin giriş tarihi hâlâ 13 Ağustos olarak gözüküyor.

Benzer bir manipülasyon, Hürriyet’in basılı versiyonunda içerik açısından da var. Gazete, haberin orijinaline koymadığı bölümü spota çekmiş, ancak manşet hâlâ “Türkiye’ye girmek zor.” Klişe örnek üzerinden giderek anlatalım; IŞİD gibi bir örgütün herhangi bir ülkeye sokulmaması köpeğin insanı ısırması, örgütün militanlarının ülkeye buyur edilmesi ise insanın köpeği ısırması. Hangisini manşete çekerdiniz? Başlığınız “Türkiye’ye girmek zor” mu olurdu, yoksa “Türkiye’ye teşekkür ediyoruz” mu? Hele de Türkiye’nin IŞİD’e verdiği desteğin, Bilâl Erdoğan’ın ismi de zikredilerek Amerikan medyasında konuşulduğu bir günde. (söz konusu CNBC yazısı için: bit.ly/cnbc2).

HÜRRİYET’İN DERDİ NE?

Peki Hürriyet bu tahrifatı neden yaptı? Meseleyi bir bağlama oturtmak için Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesine dönmek gerek. Seçimden hemen önce Hürriyet’te büyük bir operasyon yaşandı ve Aydın Doğan’a atfedilen “İyi gazetecilik sürekli hükümeti eleştirmek mi demek?” sözlerinin ardından Enis Berberoğlu genel yayın yönetmenliğinden ayrıldı. Gazetenin seçimden bir gün sonraki manşeti ise manidardı; “Kırgınlıklar Eski Türkiye’de kalsın.” Bunun hemen ardından Suriye’ye giden silah dolu TIR’ları ve Reza Zarrab’ın inşaatlarını haberleştiren Radikal muhabiri Fatih Yağmur işten çıkarıldı, Ulusalcı Yazar Yılmaz Özdil’in yazısı sansürlendi. IŞİD’in Türkiye’ye teşekkürü de böyle bir ortamda “tercümede kayboldu.”



SABAH’IN YANDAŞLIĞI: KÖPEĞİN İNSANI ISIRMASI

Bir başka “tercümede kaybolma” hikayesi de Sabah’tan. Bu gazete zaten Erdoğan ailesi ile organik ilişkilere sahip olduğundan ve haber tarzları herkesin malumu olduğundan çok da bahsetmeye gerek yok aslında. Ama gazetenin Washington “Muhabiri” Ragıp Soylu’nun imzasıyla bit.ly/usasabah1 adresinden okuyabileceğiniz “Redhack’in FBI bağlantısı ifşa oldu” haberi, bir parantezi hak ediyor. Soylu, dailydot.com İnternet sitesindeki bir habere dayandırdığı metinde, Redhack’in bir dönem FBI muhbiri olarak çalışmış bir hacker’dan yardım aldığını iddia ediyor ve bunu Redhack’in FBI ile ortak olduğunun kanıtı olarak sunuyor. Haberin orijinaline (bit.ly/dailydot1) baktığımızda ise Ragıp Soylu’nun “unuttuğu” küçük bir bölümle karşılaşıyoruz; Redhack üyeleri dailydot’a kendilerine ilgili kişi/grup tarafından verilen pek çok siteye saldırmayı reddettiklerini, özellikle kendilerine teklif edilen hastane sitelerine saldırmayla ilgilenmediklerini söylüyor. Ragıp Soylu’nun haberine almadığı bu bölüm, RedHack’in FBI’la iş birliği yapmak şöyle dursun, bir ajan provokatörle karşı karşıya olabileceğini gösteriyor. Tercümede kaybolmasının da nedeni herhalde bu!


BİAT KUYRUĞUNDA BİRBİRLERİNİ EZDİLER

Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunun belli olması ve Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilmesinin ardından, ana akımda muhalif bilinen kimi medyacıların yavaş yavaş hakim düzenden yana tavır alacaklarını tahmin ediyorduk. Lakin bunun Erdoğan’ın zaferinin açıklandığı balkon konuşmasından birkaç dakika sonra olması, bizim beklentilerimizi dahi aşıyor. Miliyet Yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Taraf muhabiri Tuğba Tekerek ve Radikal Genel Yayın Yönetmeni Ezgi Başaran; daha balkon konuşması devam ederken içlerindeki Pollyanna’nın AK Parti üyelik başvurusunu yapıverdiler. Üstelik Tayyip Erdoğan’ın meslektaşları Amberin Zaman’a yönelik cinsiyetçi ve anti-demokratik suçlamalarının tükürüğü daha kurumamışken. Bir tarafta rejimin otokrasisine karşı direnmeye çalışan, Erdoğan’ı Amberin Zaman’dan özür dilemeye zorlayan kadın gazeteciler; diğer tarafta erken kalkıp, koştura koştura biat kuyruğuna girenler. Ne diyelim, Allah yolunuzu açık etsin.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...